Şöyle bir düşünün

Değerli okurlarım size basit bir soru sormak isterim.

En son ne zaman güldünüz?

Şöyle bir düşünün ve hatırlamaya çalışın.

Ama, gerçek gülmeden bahsediyorum.

Hani şu içten gelen,güldükçe gözlerinizden neredeyse yaş getiren ,karın kaslarınızın ağrıdığını hissettiren…

İşte o gülmeden söz ediyorum.

Aklınıza gelmiyor değil mi?

Gelmemesi doğal, hemde çok doğal.

Unuttuk tabi.

Unutturuldu bu tür insani duygular.

Haksız mıyım?

Kerhen, formaliteden, yalandan güler gibi yapıyoruz çoğu zaman.

Şirin görünmeye ve karşıdakine yaranmaya çalışır bir riyakarlıkla..

O kadar.

Aslında istesekte gülemiyoruz artık.

Çünkü beynimizde bulunan ve gülmeyi tetikleyen sinirler aşındı, işlevini göremez oldu.

Çünkü beyin denilen merkez; sadece “Geçinmeye”,”Adalet” arayışına,ağırlaşan hayatın zorluklarına odaklanmış vaziyette.

Çünkü yaşam mücadelesi, toplumun tüm katmanlarına çok ağır geliyor artık.

Bunlarla birlikte samimiyeti ve insani değerleride yitirdik.

Bunlarla birlikte sıcak ve temiz duygularımız da buharlaştı gitti.

Neden,neden acaba?

Nasıl olur da insan olmanın bir takım özelliklerini bu kadar basit bir şekilde yitirdik?

Nasıl olur da asabi,hırçın,geçimsiz,şüpheci ve kindar bir hale geldik?

Nasıl olur da hoşgörüyü ,anlayışı,sevmeyi,saymayı, meziyetli olmayı unutuverdik?

Birbirimize bakarken, düşmana bakar gibi kem kem bakar hale geldik?

Sabrımız kalmadığı gibi ,öfke kusuyoruz toplumca.

En ufak bir olumsuzlukta sonu nereye varacak belli olmayan tepkiler vermeye hazır hale geldik.

Artık kimse kimsenin yaptığından haz almıyor, kıskançlık pik yapmış , kin ve nefret had safhaya ulaşmış dersem abartmış olmam sanırım.

Hiç kimse kimsenin başarısına,acısına ve tatlısına gönülden ortak olamıyor ne hikmetse.

Olmak içinde yürekten gelen bir yapıcılık yok zaten.

Eee..

Bu kadar olumsuzluk varken içten gülen birine rastlamak mümkün mü?

Bence mümkün değil.

Rastlarsak şayet böyle birine, ona iyilik yapalım, derhal bir Asabiye hekimine görünmesini sağlayalım.

Vallahi billahi çok sevap kazanırız.

Gülmüyoruz, gülemiyoruz, sadece tabir yerindeyse inim inim inliyoruz.

İnsanlığın en güzel yönlerinden biri olan “Gülmeyi” bu topluma şu veya bu şekilde unutturanlara hakkımı helal etmiyorum.

Vebali her iki cihanda üzerlerinde olacaktır.

Gülmek sadece bedensel bir eylem değildir dostlar..

Gülmek insanlığa davettir.

Gülmek tüm temiz duyguların anasıdır.

Gülme yetisini kaybetmiş veya sahte gülüşlerle var olmaya çalışan her birey, gayri samimi olmakla beraber her kötülüğe gebedir.

Gülmek istiyorum ama gülecek hal mi var Allah’ını seversen dediğinizi duyar gibiyim.

O halde bugünden tez; nedenleri,niçinleri ve nasılları peş peşe sıralayarak gülememenin nedenlerini sorgulamaya başlayın.

Sorguladıkça nerelere ve kimlere varacağınızı biliyor ve görüyorum.

Gülmek faydalıdır,gülmek sıhhidir dostlar.

Allah hepinizi güldürsün, neşenizi daim etsin.

Güle Güle…

Şöyle bir düşünün

Zeki Şanlı
1967 İskenderun doğumlu.Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü mezunu.