Barış, Huzur ve Güvenli Bir Ortam İstiyoruz

Bugün üzgünüz, acımız derin
Daha yıl bile geçmedi Dr. Kamil Furtun öldürülmesi üzerinden. Henüz acısını bile unutamamışken 19 Kasım 2015’de yeni bir acı daha düştü yüreğimize. Dr. Aynur Dağdemir birlikte çalıştığı arkadaşını şiddetten korumak isterken, görevi başında bıçaklanarak öldürüldü. Onu sonsuzluğa uğurlarken, Dr. Aynur Dağdemir’in yakınlarına, hastalarına ve tüm sağlık çalışanlarına, haklımıza baş sağlığı ve dayanma gücü diliyoruz. Acımız büyük, hüznümüz derin.

Değerli sağlık çalışanları, o gün sadece bir cinayet değil, hekimliğin kurarlarının son derece saygın ve köklü olduğunu da gördük: Olayın ardından saldırgan içindeki şiddeti, öfkeyi dindiremeyerek intihar etti. Arkadaşlarını kaybeden meslektaşları ise saldırganı geri döndürmek için elinden gelen çabayı göstererek, mesleğimizin etik kurallarının ne derece kökleşmiş olduğunu gösterdiler.

Değerli Yurttaşlar, toplumda öfke, kin ve nefret duyguları önemli bir sorundur.
Bu olay aynı zamanda saldırganın içindeki öfke, şiddet ve kin duygularının büyüklüğünü gösteriyordu.

Bir şeyi daha gösteriyordu bu olay: Kadına yönelik şiddet genel şiddetin bir parçası idi. Şiddeti uygularken bir ayrım gözetmeden kendine de yöneltebilmişti. Ne demeli bu insana. Acımasız saldırgan, katil, zavallı, Hangisi? Nasıl oldu da bu insanı bu hale getirdik diye sorup düşünmek de gerekir kuşkusuz.

Sevgili gençler, geleceğimizi, can güvenliğimizi ve yaşama hakkımızı insan eliyle tehlikeye atıyoruz. Kaç sağlık çalışanını bu şiddet sarmalı içinde kaybettik, daha kaç canimizi kaybedeceğiz belli değil. Görevi başında şiddete uğrayanların yaralananların sayısını bile bilemez olduk. Sadece sağlık çalışanları değil halkın geleceğinden, insanlığın geleceğinden kaygılıyız. Sözel şiddet, fiziksel şiddet, cinsel şiddet, kadına yönelik şiddet, terör, silahlı çatışmalar, bombalama olayları ve savaşlarla sürüp giden bir dönemdeyiz. Ne yazık ki bugün insanlık için en büyük tehlike yine insan. İçinde yaşadığımız dünyada kin, nefret öfke dolu, her an patlamaya hazır insanların sayısı arttıkça güvenliğimiz ve yaşamımız da tehlike hale geliyor. Amacı insanı yaşatma, acısına çare olmak olan meslek sahipleri güvende değilse hangi meslek güvende olabilir ki. Bugünkü dünyada herkesin can güvenliği ve yaşama hakkı tehlikede…

Değerli erkekler, herkesin yaşamı tehdit altında ancak kadınların can güvenliği daha fazla tehlikede. Kadının yaşamını daha çok tehdit eden elbette ayrımcı bakış açısı ve biz erkekler. Kadınlara yakınları, eşleri ve arkadaşları tarafından durmaksızın, ekonomik, fiziksel ve cinsel şiddet uygulanıyor. Ve kadınlarımız bu acıların çoğunu çaresizlik içinde, sessizce yüreklerine gömüyorlar.
Kadına yönelik şiddeti kadın ve erkek birlikte ele ele, eşit bir dünya yarattığımızda önleyeceğiz. Kadını eğitimli, güçlü, eşit toplumlar mutluluğa ve refaha ulaşabilirler ancak. Kadına yönelik şiddetin nedenlerini ve çözüm yollarını birlikte bulmak ve uygulamak zorundayız.

Şiddeti tamamen yok edemeyiz belki, ama çoğunu önleyebiliriz. Şiddet eşitsizlik, haksızlık, adaletsizlik, baskılar, cehalet, ön yargılar, dogmatik düşüncelerden beslenir. Şiddet rekabet, ayrımcılık, kayırmacılık, kin, nefret, öfke, aşırı hırs ve açgözlülükle ilgilidir. Öfke, kin ve nefret gibi duygularımızı kontrol altına alabilmeyi öğrenerek, öğreterek, sorunlarımızı diyalog, uzlaşı ve hukuksal yollarla çözebildiğimiz sürece şiddeti azaltabiliriz.

Dünyada ve yurtta barışçıl bir kültürü egemen kılmak için mücadele etmeliyiz. Bir toplumda adalet, eşitlik, temel hak ve özgürlüklere saygı, diyalog, uzlaşı, hoşgörü, temel gereksinimlerin karşılanması, insan yaşamına saygı, insani değerlere önem arttıkça şiddet azalır. Şiddet sorununu insanı insana yabancılaştıran sistemlerden ve kurallardan uzak durarak çözebiliriz. İnsan aklına, mantığına ve bilime kulak vererek şiddeti azaltabiliriz. Dayanışmayı, uzlaşıyı paylaşmayı sürdürerek, barışçıl bir kültür yaratarak şiddet önlenebilir.

Toplumsal barıştan hepimiz sorumluyuz ancak en büyük sorumluluk yöneticilerde, gücü elinde bulunduranlardadır. Bu koşullarda yöneticilerden güvenli bir çalışma ortamı istiyoruz. İş ortamında barış ve huzur içinde çalışmak istiyoruz. Sağlık sistemi sorunlarını çalışanların üzerine yıkmayın diyoruz. Söylemlerinde ve uygulamalarında toplumsal barışa, uzlaşıya ve diyaloğa açık olmalarını bekliyoruz. Saldırganların hak ettikleri cezayı aldıkları bir hukuk sistemi istiyoruz. Güvenlik güçlerinin kadınlardan gelen taleplere duyarlı olmalarını talep ediyoruz. Acilen sağlıkçıları ve kadınları koruyan hukuksal düzenlemeler istiyoruz.

Umudumuzu koruyoruz, kararlıyız. Barışçıl bir dünya yaratmanın zor olduğunu biliyoruz. İnsanlık barış ve huzur içinde bir dünya yaratmayı başaracaktır. Ve bizler bunun için yılmadan mücadele edeceğiz. Er geç adalet, eşitlik ve özgürlükler dünyaya egemen olacaktır.

Bizler odalar dernekler sendikalar konseyler olarak Dr. Aynur Dağdemir’e insanlığa, sağlığa ve yaşama vermiş olduğu katkılardan dolayı anısı önünde saygı ile eğilirken, kadının ve erkeğin birlikte, eşit, özgür ve güçlü olduğu, barış ve huzur içinde yaşadığı, güvenli ortamlarda çalışabildiği bir dünya diliyoruz.

Hatay Tabip Odası
Hatay Diş Hekimleri Odası
Hatay Eczacılar Odası
Hatay Veteriner Hekimler Odası
Sağlık Emekçileri Sendikası Hatay ŞB.
Hatay Elektrik Mühendisleri Odası
Hatay Makine Mühendisleri Odası
Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası
Hatay Mimarlar Odası
Hatay İnşaat Mühendisleri Odası
Hatay Kent Konseyi
Defne Kent Konseyi
Defne Kent Konseyi Kadın Meclisi
Ortadoğu Arap Halkları Araştırma Enstitüsü
Hatay Aile Hekimleri Derneği
Hatay Üniversite Öğretim Elemanları Derneği
Hatay Kadın Girişimciler Derneği
Antakya Çevre Koruma Derneği
Hatay İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği

IMG-20151124-WA0007