Hal ve gidiş normal mi?

kösem
Sahiden seçime mi gidiyoruz, yoksa bindik bir alamete de, doğru kıyamete mi gidiyoruz, belli değil.
Adeta birbirimizi yiyiyoruz!
Adayların projelerini dinlerken, seçime gidiyoruz gibi geldi bana fakat Ankara’ya bakınca binlerce telefon dinleme kaydı, cehennem ateşini andırıyor.
Nerde yaşıyoruz, biz kimiz, kim nerede duruyor?
Kafamız karışıyor, hiçbir şey anlaşılmıyor.
Yatıyoruz kaset, kalkıyoruz dedikodu!
20 gün, bu kâbus’a nasıl dayanacağız?
Şimdi diyorlar ki, sandığa 10 gün kala ortalık karışacak.
Nedir bu?
Eğer seçim olacaksa, sonucu nasıl kabulleneceğiz?
Tuhaf bir laf bu, hesaplaşmaya gidiyoruz sanki!
Hakikaten seçim havasına zerre kadar benzemiyor.
Projeleri unuttuk, adayları görmez olduk.
Başka bir yerdeyiz, başka bir dil.
Etnik dayatmalarla, ayrışıyoruz.
Buna çanak tutanlar da kıs kıs gülüyor..
Bu güzel kentte yaşıyoruz, ama yabancıyız birbirimize..
Ayrıca da siyasetten hiç bu kadar soğumamıştım.
TBMM’de uçuşan tekmeler..
Seçim meydanlarında edilen küfürler yakışmıyor..
Olmadık hakaretler;
Yasadışı birtakım görüntüler, bunları servis etmeler..
Yok Sadullah Ergin şöyle demiş.. Yok Yusuf Civelek, belediyeye eleman alınırken etnik unsurları sorgulamış, falan filan..
Sosyal medyada da vicdan, ahlak kalmamış..
Bunları nasıl içimize sindireceğiz?
Oysa 20 gün sonra sandık var..
Yerel idarenin başında kimi istiyorsan O’na oy ver, bu kadar basit!
Küfürleşmeye, birbirimizi kırmaya, üzmeye, ne hacet?
Bu tavrı sürdürdüğümüz müddetçe;
Birlik ve beraberlik, huzur dediğimiz şey, nasıl olacak?

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.