AK PARTİ’DE TAŞLAR YERİNE OTURUYOR

kösem tahmin
YILMAZ AKPINAR YAZDI..

AK Parti’nin bu güne kadar açıkladığı 68 ilin belediye başkan adaylarından sadece 26 tanesi, mevcut belediye başkanlarından oluşuyor.
Bu demek oluyor ki, AK Parti ‘uygun’ adaylarla yola çıkmaya kararlı..
Hata yapma lüksü yok neticede..
Kamuoyu ve anketleri ‘doğru’ okuyor.
Riskli bölgelerde güçlü adaylarla yola çıkıyor.
AK Parti; Gaziantep ve Hatay Büyükşehir Belediyeleri için kabinedeki en başarılı bakanlardan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i aday göstermelerinin bir sebebi var.
Zira, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da, Hatay’dan seslenerek, “Sayın Binali Yıldırım’ı İzmir’e uğurluyoruz” sözleriyle, İzmir adayını resmen açıklamış oldu.
Peki İskenderun’da ne olur?
Biraz zihin jimnastiği yapalım..
Bugüne kadar açıklanan adayların siyasi geçmişlerine bakalım,
Birçoğu ya eski/yeni milletvekili ya da il, ilçe başkanı..
Mesela; Adana, Adıyaman ve Karabük’e, eski milletvekilleri Abdullah Torun, Hüsrev Kutlu ve Mehmet Ceylan aday gösterildi.
Diyarbakır ve Ordu Büyükşehir Belediye Başkan adaylıklarına milletvekilleri Galip Ensarioğlu ve Enver Yılmaz aday gösterildi.
Neden dersiniz?
Bu genel tablo bile, AK Parti’nin seçimleri şansa bırakmadığını açıkça göstermiyor mu?
İskenderun’u bu çerçevede değerlendirecek olursak, en güçlü isim 22. Dönem Hatay Milletvekili Mehmet Soydan olabilir mi?
Adalet Bakanı ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sadullah Ergin’in, karşılama törenine bakınca; ‘herşey ortada’ diyebilirim..
Görünen köy kılavuz istemez.
Sadullah Bey’in başarılı olması, ‘A Takımı’nın sahadaki gücü, güvenirliliği ve tanınırlığıyla mümkündür. Mehmet Soydan da takımın olmazsa olmazıdır..
İyi bir oyun kurucudur, rakibe gol fırsatı tanımaz!
Hiç şüphesiz, forvet oyuncusu Sadullah Bey’e gol pası verir.

LÜTFÜ SAVAŞ..
Antakya Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sadullah Ergin’in karşılama töreni ve mitinginde yoktu..
Oysa, hak olan şudur;
– Gitmeliydi, bakanların buluşmasına destek vermeliydi!
Belli ki, kendini büyükşehire fazlasıyla kaptırmış..
Şişirme anketlerle, ‘Ya ben, ya hiç’ havasına bürünmüş..
Buna açıkça, bencillik denir..
Hizmetleriyle övünüyor. Ama, o hizmetler Sadullah Ergin olmasaydı, yapılamazdı. Birebir ilgilendiğini, Ankara’dan yatırımları taşıdığını herkes biliyor. İstanbul örneği gibi; megakenti Kadir Topbaş yönetiyor olabilir ama, yatırımın ve aktarılan bütçenin asıl kaynağı Başbakan Erdoğan’ın ta kendisiydi..
Lütfü Savaş bundan sonrası için ne düşünüyor bilmiyorum.
Antakya merkez ilçe belediye başkanlığına day olur, olmaz..
Ya da aday gösterilir gösterilmez..
O’na yakışan, yıllarca desteğini gördüğü iktidara gönülden bağlılıktır..
Sıfırdan, hiçbir ekibi yokken, O’na bu şansı verenlere karşı ‘vefa’ borcunu ödeme zamanı gelmiştir.
Sadullah Bey’in, 2009 seçimlerinde yanında durduğunu, birlikte kapı kapı dolaştığını unutmasın.. Hatay’ın bir hedefi varsa, o hedefe taş koymak kimsenin haddi değildir! Kaybeden, küçük düşünenler olur!

TAŞKİLATI DİNLEYİN, YOKSA..
Sakalım yok ki sözüm dinlensin.
Aylardır yazıyorum.
CHP ittifak içinde olacak dedim, haklı çıktım..
Yusuf Civelek, büyükşehir adaylığını açıkladığı gün, “Tutunamaz, yakında İskenderun’a geri döner” dedim, haklı çıktım..
Arsuz karışacak, genel merkez bildiğini okuyacak dedim, yine haklı çıktım.
Bugün ‘diktatör’ dedikleri birinin şemsiyesi altına girmeye çalışan bir siyasi yapılanmayı, aylar öncesinden deşifre ettim, teyit ettiler..
Neyse ki, CHP İlçe Teşkilatı ‘dik’ durdu, tepkisini ortaya koydu.
Taban baskısı olunca da milletvekillerinden ‘Taban kimi istiyorsa, o aday olacak’ türünden açıklamalar geldi.
Tansiyon düştü..
Ama yereldeki bu çıkışların karşılığı olacak mı, bilmiyoruz.
Sonuçta, bu fısıltıların kaynağı genel merkez değil mi?
Sürekli teşkilata sormadan birileriyle istişare halindeler.
Neden böyle oldu?
Demokratlığınıza ne oldu?
Neymiş;
– Türkiye’yi, büyük bir tehlikeden kurtaracaklarmış..
Nasıl olacak bu iş?
Düne kadar ‘tehlikeli’ dedikleri, ‘diktatör’ sıfatı taktıkları birilerini sahaya sürererek mi?..
Ezilenlerin şikayetine rağmen, ‘EZEN’i, ödüllendirerek mi?
Sormazlar mı;
– CHP’ye yıllarca emek etmiş insanlara güveninizi mi yitirdiniz?
Tiyatroda drama izliyor gibiyim..
Hüzün dolu!
Bu yaptığınız nedir, biliyor musunuz?
Osman Tufan, Mehmet Dönen, Mustafa Özal, Hakan Kahraman gibi isimleri yok saymak.. Sahada yapılan çalışmaları gözardı etmek, demektir..
Peki ne yapmaları gerekiyor?
Teşkilat dışlanıp, bu istişareler sürecek olursa, tavsiyem şudur;
Bence, BDP’yle de iş birliği yapıp, cepheyi genişletmeleri gerek..
Hazır yeri gelmişken; Cumhuriyet Halk Partisi, İskenderun Belediye Başkanlığı’na ANAP’ın eski milletvekilleri Levent Mıstıkoğlu ve Hüseyin Yayla’yı neden aday göstermiyorlar?
Hatta bir dönem bağımsız aday çıkıp, CHP’nin oylarını bölen Ali Şepşül’ü de aday gösterebilirler, mesela..
Ya da BDP’nin İskenderun Adayı Mahmut Aydıncı ile yola devam edebilirler..
Neden olmasın? Yakışır elbet..

DUDU’NUN MESAJI..
CHP, bu düşünceyle hep kaybedenler kulübünde yer alacak.
Neden mi?
Uzağa gitmeyin.. En çarpıcı örnek, Yusuf Civelek..
4,5 yıldır İskenderun’u yönetiyor.
CHP’den seçildi ama, CHP’yle alakası yok..
Denizciler’den Karayılan’a kadar 5 belde İskenderun’a bağlandı.
Ama Civelek; oraları gidip, ziyaret etmemek için bin dereden su getirdi..
Siyaseti unuttu, CHP’yi beldelere taşıyamadı..
CHP, o yüzden beldelerde çok zayıf..
Güçlü olması için de ‘parmak’ oynatmadı..
Geçenlerde, CHP Hatay Milletvekili Hasan Akgöl “Yusuf Bey’in örgütle sorunu olabilir, ama” diyerek, tabanın gazını almaya çalışıyordu..
Fakat en çarpıcı mesajı Milletvekili Mevlüt Dudu verdi.
Şöyle diyordu;
“- Aday olacak kişinin en başta sosyal demokratlığı tartışılmaz olmalıdır. Partide emeği olan, siyasi yaşamında tutarlı olan, partimizi ve partililerimizi suistimal etmeyeceği kesin olan kişi partimize gönülden bağlı olan tabanımızın, dolayısıyla benim de kabulümdür.”
Siz olsanız, bu mesajdan ne anlarsınız?

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.