DERSHANELERDEKİ RAHATSIZLIĞIN SEBEBİ NEDİR?

dershane
Yılmaz AKPINAR yazdı..

Dershane yöneticilerini anlamak mümkün değil..
Fen lisesi ve kolejlerden mezun olanlar veyahut da kolejlerin son sınıflarında başarılı olan öğrencilere burs veriliyor.
Bazen de düz okulların öğrencileriyle olan fırsat eşitliği unutuluyor..
Ama nedense, fen lisesi veya kolej mezunu, üniversite sınavında dereceye girer girmez; okulun değil, dershanenin reklamı yapılıyor.
Hemen sırtına bir tane tişört giydiriyorsun, sonra ‘bak biz, bunları bu hale getirdik’ diyorsun. Bazen öyle abartılıyor ki, araba hediye eden dershane bile var, iyi mi?
Çocuk okulda başarılı, altyapısı sağlam ve de çalışkan; son 6 ay dershaneye gidiyor. Sonuç; reklamı da, başarıyı da dershane üstleniyor..
Oysa o dershane yöneticisini, ücretsiz bir sınav setiyle, tepe mahallelerinde kapı çaldığını göremedik. Ya da bir kampanya dahilinde ihtiyaç sahibi öğrencilerin ücretsiz okutulduğuna şahit olamadık.
Bu mudur yani?
Bazı bölgelerde de dershanelerin bir değil, onlarca şubesi var..
Kár edecek ya, ‘bir dershanem daha olsun’ diyor..
Peki, ‘dershaneler akademik lise veya açık liseye dönüşsün’ denilince, neden kızıyorsun?
Yoksa dönüşüme harcanacak paran mı yok?!
Ama birileri çıkmış, vakıf yoluyla, paralı eğitime katkı sunuyor.
Şehir merkezinde yer alıp, bina dikiyor..
Yetmiyor, bir takım olimpiyatlarla bütçesini şişiriyor..
Oh ne güzel! Para kazanırken, problem yok..
Fakat ‘Dönüşüm’ deyince, ağıt yakmalar falan..
Oysa, geçenlerde Boğaziçi VIP açıkladı..
“Biz dönüşüme hazırlıklıydık, gereğini yaptık” diyor.
İlk meyvesi de, İskenderun’da TEK Hazırlık Anadolu Lisesi oldu..
O halde diğer dershane yöneticileri niye somurtuyor?
Mesela yetkililer diyor ki;
“- Okul dönüşümlerinde sınıflarda boşluğunuz varsa, biz size 15 öğrenci verelim.
– Yıllık maliyeti nedir? 3 bin, 3 bin 500 lira mı? Biz verelim, öğrenci de eğitimini devam ettirsin..”
Ee o da yok!
‘- Efendim bizde öğretmen fazlası var!’
Tamam.. Fazlalık varsa, siz bu öğretmenleri bakanlığa devredin.
Sadece mülakatla Devletin okullarında istihdam edilsin..
Yok bunu da istemiyorsunuz!
Sorun, pamuk ellerin cebe girmemesiyse, Devlet yeterince olanak sunuyor zaten..
Diyorlar ki, ‘arsa verelim..’
– Teşvik kapsamına alıp, bu arsalarla dönüşüme hazırlansınlar.
Hatta ucuz kredi olanağı dışında; vergide muafiyet, indirim de sağlanacak..
Ee yine yanaşmıyorlar!
O halde sorun nedir?
Neden dershane sahipleri bu teşvik olanaklarına sıcak bakmıyor?
‘İstemezük’ tavrının altında yatan asıl mesele nedir?
***
NOT: İskenderun Güney Eğitim Vakfı; burslu öğrencilerin sayısını ve yapılan bağışları, basın yoluyla duyuruyor.. Birçok işadamına, yapılan yardımlar ışığında plaket verildiğini görüyoruz, şahit oluyoruz.
Peki diğer vakıflar ne iş yapar?
Soralım o halde;
– İGEV dışında, İskenderun’da kaç vakıf var?
– Bu vakıflara yapılan bağışlar ve burslu okutulan öğrenciler hakkında neden bilgi verilmiyor? Yoksa bu olanaklar, vakıf yöneticilerine yakın aileler için mi geçerlidir?
Vakıf yöneticileri konuşsa da, bilgi sahibi olsak!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.