AK Parti, yaklaşık 7 ay sonra yapılacak yerel seçimler için 5 aşamalı strateji planı hazırladı. Strateji kapsamında, yerel seçimlerde halkın ve teşkilatının beğendiği isimler aday gösterilecek. CHP’de ise şu üç kriter belirleyici olacak:
“- Tanınırlık, güvenilirlik ve yapabilirlik.”
Aslında bu söylenenlerin hiçbiri bize yabancı gelmiyor.
Mesela tanınırlılık da kıstas nedir?
Tanınmış olmak, ‘uygun’ aday sıfatını kalıcı kılıyor mu?
Mesela güvenirlilik! Peki kime göre güvenilir?
Mesela İskenderun’da toplum nezdinde güvenilir olup da, anketlerden birinci çıkan birçok ismin ‘aday’ gösterilmediğini de biliyorum..
Mesela yapabilirlik.. Bakıyorum da, bugün hangi seçilmiş İskenderun için ne yapmış? Yeterince halka dokunabilmiş mi?
Oysa, birşeyler yapmak isteyip de sürekli ‘nadasa’ bırakılan isimler ne olacak?
Eğer ki, CHP’nin ‘yapabilirlik’ kriterinin bir anlamı olacaksa, mevcut belediye başkanlarını gözlemlesinler.. Arsuz’da ne olmuş bir bakıversinler?
Yarından sonra, bu kriterler ışığında hangisi için ‘güvenilir’ diyeceğiz?
Örneğin; sonradan ‘zenginlik’ araştırılacak mıdır?
Bir örnek daha;
CHP’li Adnan Kılıçoğlu, sürekli neden aday adayı oluyor?
VIP salonlarında neden kamp kuruyor?
Arsuz’da mevcut belediye başkanları hiç birşey yapmazken, heyecanla ve azimle yola çıkan CHP Arsuz aday adaylarının ‘tanınmışlığı’nı hangi ölçülürde tartışacağız? Yarın seçilecek bir isim ‘güvenilir’ oluyor da, seçilemeyen ‘az mı güvenilir’ sayılacak?
Ben İskenderun’da ve Arsuz’da, tanınmış, güvenilir ve yapabileceklerine inandığım birçok aday adayı ismi sayarım..
Seçilemeyeni, Mehmet Dönen’in tabiriyle ‘cahil’ ve ‘çapsız’ mı görmeyelim?
Oysa, yol haritası belli..
Vatandaş “kimi aday görmek istiyorsa”..
İl ve ilçe kamuoyunda ön plana çıkan isimler her kim ise; yolunu açın, gitsin. Kimsenin, İskenderun ve Arsuz’a ‘patinaj’ çektirmeye hakkı yok..
Özetle;
Genel başkan ve milletvekillerine ‘relax’ olmalarını tavsiye ediyorum..
Seçimleri doğal akışına bırakın..
Bırakın da, son sözü vatandaş söylesin..
Bu kadar basit!
DURUM RAPORU..
Kimseyle istişare etmeden, AK Parti İskenderun İlçe Başkanlığı’na ‘önerilen’ isimlere yönelik oluşan tepkiler ‘olumlu’ bir hava estirdi..
‘Dayatmacılar’ ürktü ve korktu bu süreçten..
Yelkenler inmiş gibi.. Bu iyiye işaret..
Bakan ve milletvekillerinin olup bitenler karşısında sergilediği duyarlı yaklaşım, sanırım ‘ortak’ bir ismi ön plana çıkaracak gibi..
Geldiğimiz son virajda, bakalım ne olacak?
Temennim; hayırlısı olsun!
ATALAR’IN REKLAMINDAN BANA NE?
Dün, Atalar Eğitim Kurumları’ndan bir mesaj geldi.
Okulların açılmasına bir ay kaldı ya, yeni kayıtlar ve önümüzdeki dönem için hedeflerini anlatıyorlar sandım.
Yanılmışım..
Reklama odaklanmışlar..
Memlekette ne kadar güzel reklam yaptıklarını anlatmaya çalışıyorlar.
Öyle ki, reklam- tanıtım çalışmalarının başarı ile devam ettiğini anlatmaya çalışmışlar..
İyi de, bana ne?
Atalar Koleji’nin Bayramın 2. gününden itibaren Arsuz Atatürk Anıtı, Arsuz Fuarı ve Gözcüler Fuarı’nda tanıtım ve promosyon standının tamamlanması beni ne kadar alakadar edebilir ki?
İskenderun’da bilboardlarla reklamizasyon çalışmaları yaparak ne anlatmaya çalıştıklarını anlamayadım..
Bu sıradan bir olay..
Atalar’ın yaptığını, otomobil, dersane, özel sağlık kurumları, mobilya dünyası ve daha birçok meslek dalı da yapıyor.
Ama hiçbiri reklam yaparken, gazetelere ‘Bak ben şöyle yaptım, beğendin mi?” deme cüretini göstermiyor.
Sanırım, Atalar Koleji için jüri üyeliği yapmamızı bekliyorlar..
Aklıma başka birşey daha geliyor..
Şöyle ki;
Herhalde, geçtiğimiz aylarda Atalar Koleji’ndeki bir takım olumsuzlukları eleştirdiğim için, “Bak sen hakkımızda olumsuz şeyler yazdın diye, gazeten reklam pastasını kaçırdı” demeye getiriyorlar..
Ya da, “Bilboardlarla hayat daha güzel” mesajı vermeye çalışıyorlarsa, yolları açık olsun..
Bunun için gazetecileri rahatsız etmelerine gerek yok..
Rahat olun.. Yarın eğitimle alakalı düşüncelerinizi bilboardlar vasıtasıyla kamuoyuna taşırsınız, olur biter!
Ama hatırlatayım;
Bilbordlar size çok pahalıya mal olacak..
Gazeteler ‘bedava’ nasıl olsa, öyle mi!?