BÖYLE Mİ SAĞDUYU ÇAĞRISI YAPACAĞIZ?!

kösem8
Taksim Gezi Parkı protestoları TBMM’ye de yansıdı..
Muhalefet isyanlarda..
Başbakanın üslubu tartışılıyor o sıralar.
Ama onların da bu fasılda aşağı kalır yanı yok..
Muhalif milletvekillerini dinliyorum:
– Diktatör!
– Faşist!
– Yalancı..
– Gideceksiniz.
– Yolun sonu göründü..
– Bu daha bişey değil..
– Yer yerinden oynayacak!
– Hepimiz çapulcuyuz, haddinizi bildireceğiz.
***
Hükümet kanadı hemen yanıt veriyor:
– Biz asıl sizin diktatörlerinizi geçmişte gördük.
– Edepsizler!
– Kimin uşağısınız?
– Sıkıyorsa, gel de haddimizi bildir.
– Asıl sizler bittiniz.
– Memleketi karıştırdınız..
***
Bitmedi..
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da grup toplantısında başbakanın danışmanına yüklendi: “Çubuk kraker mi yedirmezsin sen?”
İçişleri Bakanı Muammer Güler’i dinliyorum:
“- Meclis’e Başbakanlığa yönelik saldırganlığa yönelik polis müdahale etmiştir. Kanunsuz eylemlere göz yumma lüksümüz yoktur. Bırakalım Meclis işgal mi etsinler?”
Dün itibariyle son durum böyleydi..
Sadece bir günde bu kadar söz işittik..
Peki, siyaset dünyası böyleyken..
Tepede sinir harbi yaşanırken, avuçlar sımsıkı yumruk olmuşken..
Antakya’da gerçekleştirilen protesto gösterilerinde hayatını kaybeden Abdullah Cömert’in ölüm şekli ‘faili meçhul’ iken..
Sade vatandaş ne konuşacak?
TBMM’de, grup toplantılarında genel başkanlar, milletvekileri sağduyu fakiri iken, biz burada insanlara ne anlatacağız?
Bırakın anlatacaklarımızı, insanlar Ankara’yı izlerken, ‘sağduyu’ mesajını nasıl algılayacak?
***
Mümkün değil, biliyorum.. Ama bana sorarsanız, TBMM oturumunda birbirlerini saldıran siyasilerin aslında biber gazına ihtiyacı var!
Belki de iyi gelir!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.