TARLADA İZİ OLMAYANIN HARMANDA SÖZÜ OLMAZ!

kösem tesis
“Tarlada izi olmayanın harmanda sözü (yüzü) olmaz” atasözü tarım toplumuna özgü bir sözdür. Ama siyasette de konuşulur hale geldi..
Çünkü bizim halimiz de pek farklı değil..
Haftasonu Adalet Bakanı Sadullah Ergin İskenderun’daydı..
Önümüzdeki yerel seçimlerde aday aday olmayı düşünen onlarca isim oradaydı..
Bakan Ergin ile fotoğraf çektirebilmek, etrafa ‘bakan beni destekliyor’ mesajını verebilmek için müthiş çabalıyorlardı..
Bir gün sonra bakıyoruz.. Sahada onları göremiyoruz!
Fotoğraflardaki mesaj, ne de olsa bir ay boyunca etki/tepki gücüne sahip..
Zira yerel basın ‘gazlama’ görevini layıkıyla yapıyor!
Bu yüzden, ha bire tartışıyoruz..
Meydanlarda, sokaklarda, kahvelerde, adayları test etmeye çalışıyoruz..
‘O olmaz, bu olsun’..
‘Şu isim Bakan Bey’e ya da genel merkeze çok yakın..’
Ve daha neler neler..
Tartışmaktan daha bol ne var ki?
Oysa bu fotoğraf, anlamak ve anlaşmanın yolu değildir.
Olamaz da.
Çünkü ‘anlamak’; sakin kafaya muhtaçtır..
Laf kalabalığını, iddiayı tutuşmayı, inatlaşmayı sevmez!
Şöyle bir durup, çevreye ve dünyaya bakmayı; çoğu zaman da oturup yeni baştan öğrenmeyi gerektirir. Cesaret ister bir de..
Rahatsızlığı, hatta acı çekmeyi göze almalıdır.. Bilhassa küsmemeyi..
Düşünüyorum da.. Bugünden yola çıkıp, hiçbir şey yapmadan, hani atasözündeki gibi; ‘Tarlada izi bırakmadan, harmanda söz isteyenlere yol göstermek ne kadar doğru?’
Benimkisi açık bir soru..
Şu aralar cevap aradığımız önemli bir soru..
Geçen dönem bu soru yanıtsız kaldı diye, siyaset arenasında birçok isim küstü, gitti.. Hepsi de ‘beni aday gösterecekler’ mantalitesinin kurbanı oldu..
Oysa belediye başkanlığını 10 kişi ister, birine nasip olur!
Peki, diğer 9 aday adayına ne oldu?
Bir çoğu görünmezlik zırhına büründüler.
Tepkisel yaklaştılar..
Buna hakları var mı?
Bir kaç aylık tempoyla, İskenderun’a hiçbir şey vermeden ‘ritim’ tuturmayı başarı sayıyorlarsa, sonuçlarına katlanmayı bilecekler.
Bunun için üzülen varsa, üzülsün!
Oysa, İskenderun’u yönetmek gönül işi, güven işi, cesaret işi..
‘Şu isim olsun’ derken, bir başkan adayında olması gereken özellikleri de konuşmamız gerek. İskenderun’a olan sevdasını, duruşunu, topluma sağladığı kazanımları veya hedefleri nedir mesela, tartışalım..
Gücünden, kuvvetinden, vizyonundan..
Hatta bırakın sadece Türkiye’yi; Dünya’yla entegre yönünden nasıl faydalanabiliriz, konuşalım..
Görünen köy kılavuz istemiyor..
Gördük ki, bağırmakla ya da pasif yaklaşımlarla İskenderun iyi yönetilmiyor..
Bize ortası gerek..
Birçok aday adayını sahaya çıkaracağımıza, belirleyici iki adayla İskenderun halkının isteklerine yönelelim..
Halka yeterince dokunabilen etkili insanları teşvik edelim..
Bundan sonrası için geriye dönüş yok..
Toplumun tüm katmanlarıyla barışık..
İş dünyasıyla, siyasi partilerle, muhtarlarla, meslek örgütleriyle, STK’larla işbirliği yapacak isme ihtiyaç var..
Aklın yolu bir..
Bugün artık tarlada izi bırakanın, harmanda sözü olmasını istiyoruz.
Aksi halde, bu sürecin sancısını İskenderun halkı yaşıyor.
Siyasi partilerin genel merkezlerine duyrulur..
Çalışanla, pasif duruşa sahip insanlar bir olur mu hiç?
Neticede hak verilmez, alınır!
Ankara’ya ve vekillerine büyük görev düşüyor..
Hakkı olana hakkını teslim edin!
‘Çok aday adayı’ anlayışından vazgeçin..
Meraklısı için son notum şu:
Partiye hizmet için ‘koltuk’ sahibi olmak gerekmiyor..
İskenderun’un menfaatlerini düşünenler dayanır, kalır.
Dayanamayıp gidenlerle zaten işimiz olmaz!

SEYİR TERASLARI!
Çözüm süreci ile birlikte Amanos dağı eteklerinde daha önce terör olayları nedeniyle insanların gitmeye korktuğu orman arazileri hizmet bekliyor.
Nur içinde yatsın.. Bir zamanlar, genç yaşta kaybettiğimiz Hatay eski Valisi İsmet Gürbüz Civelek gündeme getirmişti.. İstedi ki, Amanos Dağı eteklerinde ‘yayla kentler’ kurulsun.. Amanoslar’daki taşocağı kirliliği yerini, ahşaptan seyir terasları alsın.. Yemyeşil doğasıyla, İskenderun daha bir güzelleşsin, turizmle bütünleşsin istedi.. Ömrü yetmedi..
Üzerine terör korkusuyla unutulan Amanoslar, kendi kaderine terkedildi..
Bugün herşey değişti.. Çözüm süreciyle birlikte dağın etekleri hakettiği güzelliklere sahip olabilir. Yeni bir örnek var karşımızda:
– Antakya Belediyesi’nce Habib-i Neccar Dağı İzmir Caddesi’nde yapımı tamamlanan Seyir Terasları ve yürüyüş yolları hizmete girdi..
Muhteşem bir eser..
Her biri 50 m2 genişliğinde olan 13 seyir terası, kent yaşayanları tarafından piknik alanı, mesire yeri olarak kullanılıyor.
İskenderun’da neden olmasın?
Bugün tepe mahalleleri dışında, İskenderun’u kuş bakışı gören bir de Amanoslar var. Amanoslar’ın eteğinde seyir terasları ve yayla kentler konuşlansa, fena mı olur?
Yerli ve yabancı turistlerin uğrak alanı olabilecek bu teseslerde, insanlar aileleriyle birlikte hoşça vakit geçirse ne güzel olur, öyle değil mi?
Bir de teleferik koydunuz mu, tadından yenmez!
Biz daha Amanoslar’da yaşanan yangın felaketinden sonra, alanı yeşillendirecek bir kampanya dahi düzenleyememişken, belediye yönetimi seyir teraslarını nasıl yapacak diye düşünenlerdenseniz eğer, o halde kamuoyu oluşturmaya var mısınız? Birlikten güç doğar! Yoksa yanılıyor muyum?

SOSYAL TESİSLERİ TEPELERE DE KURUN!
Tepe mahalleleri de bizim insanımız. İnsanlar sahile inecek diye, sahili sosyal tesislerle donatıyoruz. Anlıyorum, gerekli..
Ama tepelere de bu sosyal hizmetleri götürmemiz gerekmiyor mu?
Mesela sahildeki sosyal tesis, gece geç bir vakte kadar açık, ama eski bit pazarındaki tesis, 20.00’den sonra kapanıyor. Neden?
Madem 8’den sonra tesis işlemiyor. O halde bu hizmeti, yerleşim alanlarına taşımalısınız. Tepelerde, aşağı mahallelerde birer sosyal tesis yapılamaz mı?

İÇİMİZDEN BİRİ..
Bugün birçok isim dolaşıyor, adaylık yarışında..
İçlerinden biri var ki; cesaret etti, Arsuz Belediye Başkanlığı için adaylığını açıkladı.. Üstelik CHP’nin kalesi denilen Arsuz’da, AK Parti’den ‘Hizmet için varım’ dedi.. Gazeteci Cemil Taktak’tan sözediyorum..
Öncelikle cesaretinden ötürü kendisini kutluyorum..
Aylardır çalışıyor.. Arsuz’da ayak basmadık yer bırakmadı..
Nereye gitse, ‘Cemil abi hoşgeldin’ diyorlar..
Tanınıyor.. Halka dokunmasını biliyor..
Neticede içimizden biri..
AK Parti’den aday olsa bile, ideolojik bir bakışı yok..
Aklında varsa yoksa, Arsuz’u; turizm ve spor cenneti yapmak!
Dünya’yı gezmiş bir isim..
Müthiş fikirleri ve yatırımcı ilişkileri var..
Bu hizmet bileşenlerini, vizyonuyla birlikte sonuna kadar kullanmak istiyor..
İktidarın gücünü, Arsuz’a taşımayı hedefliyor..
Onlarca CHP adayı varken, onlardan daha fazla çalışıyor.
CHP’li belediye başkanlarının hiçbirşey veremediği Arsuz’u, turizmin başkenti Antalya’ya dönüştürmek istiyor.. Bu güce ve kimliğe sahip!
Allah yolunu açık etsin!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.