BU SANCI BİTECEK GİBİ DEĞİL..

Zaten kendi derdimiz kendimize yeter..
Üzerine.. Gündelik yaşamın zorlukları da eklenince, sinir katsayımız tavan yapıyor.. Gerginiz neticede!
Bir yandan elektrikler kesiliyor..
Öte yandan su şebekesiydi, elektrik telleriydi, leyla olduk anlayacağınız..
Çamura saplanmak kaçınılmazsa, zevk almaya bakacaksın..
Niye böyle oluyor?
Sebebi ortada.. Evden, şehir merkezine araçla gitmek zulme dönüştü!
Havalar zaten yağışlı..
TEDAŞ kablo döşüyor, ortalık çamur deryası..
Su şebekesi döşeniyor, aynı keza.
Doğalgazdan kalma eserler zaten balçık içinde..
Üçü bir arada ağır geldi yahu..
Tamam, hizmet yürüsün..
Tamam her doğumun bir sancısı olsun.
Anladık anlamasına da, ama bu doğumun süresi 9 ay 10 günle bitmiyor ki..
Açıkça söylüyorlar:
– 2013’ün tamamı da, sancılı geçecek..
Su şebekesine eyvallah..
TEDAŞ’ın telleri yer altına iniyor, eyvallah..
Diyelim ki, 2014’ün başında bu hizmetleri gördük..
Bitmiyor ki.. Daha Telekom’un kablosu yer altına inecek..
Bir de, doğalgazcıların arz/talep mevzusu var..
Beyefendiler, birkaç mahallede işi bitirdi bitirmesine de..
Talep olmadıkça başka mahallere gitmiyorlar ki..
Düşünün, 2014’te Su ve Tedaş’ın işi bittiği an, belediye yolları asfaltladı diyelim.. Doğalgaz firması, ileride talep üzerine şehrin herhangi bir noktasında yerleri kazmak için tekrardan müsaade isteyecek.. İtinayla duyrulur!
Oh ne güzel! Bu durum;
Yap bozla kafayı sıyırdığımızın, ‘çamura’ yatmanın olağanüstü ızdırabını yeni yıla taşımanın verdiği hazzın kanıtıdır.
Koordinesiz.. Plansız.. Programsız..
Oysa, hizmetler tek elden yürüse, böyle olmazdı..

ÇEKİDÜZEN!
Yolları yazdık, sıra trafikte.. 2013’e girmek üzereyiz, ama sorun aynı..
Sanırım, 2020’yi de görsek, trafikte karmaşa sürecek..
Saatler ne zaman 17’yi gösterse.. Şehit Pamir Caddesi ve Ulucami Caddesi tıkanıyor.. Uyanıklık yapıp, alternatif yol olan Tayfur Sökmen Caddesine yönelseniz de, birşey değişmiyor.. Şehir, akşam saatlerinde korno sesleriyle inliyor.. Pınarbaşı Mahallesi, Çay Mahallesi, AVM yolu, belediye civarı, her yer aynı.. 300 metrelik yolu 20 dakikada geçmek mümkün değil..
Aracınızı park etmeniz zaten imkansız!
Tek sıra parkları geçtim, artık ikili parklar moda..
Doktorlar Caddesi kopmuş durumda..
İnsanlar boş arazi bulsa, park diye kullanıyor..
Halen otopark sorunu giderilemedi..
Bildiğim kadarıyla; trafik ulaşım planı devreye girecekti.
Akıbeti ne oldu, bilmiyorum.
Herşeyi geçtim.. Hiç olmasa, çekidüzen açısından trafik komisyonu bir el atsın da, rahat bir nefes alalım.. Olmaz mı?

NE ÜRETİYORUZ MEMLEKET İÇİN?
Ne zaman ki, güzel bir iş yapılacak olsa, ‘Rant’ kelimesi ortalıkta dolaşıyor..
Karahüseyinli’ye bir 5 yıldızlı otel planlandığı günden beri tartışma bitmek bilmiyor.. Oysa gerçek ortada:
– Halen otel fakiriyiz.
Ercüment Kimyon, Karahüseyinli revizyon imar plan değişikliğini, kamu yararına aykırı bulduğu için Hatay İdare Mahkemesi’ne iptal davası açıyor. Aynı konuda CHP’li Meclis Üyesi Ömer Güray Yayla ile Mustafa Özen tarafından da açılmış iptal davası mevcut.
Bu durum, ‘Otelin iptalini gerektiriyor’ şeklinde bir algı oluşturdu kafalarda.
CHP Grup Başkan Vekili Kamil Turan, CHP Meclis Üyesi Erdinç Çelebi daha ilk günden bu ikileme itiraz etti. Birkaç gün önce de, belediye idaresi benzer bir yaklaşımla, “Karahüseyinli Köyü kıyı kesiminde Casmin Otel yanındaki otel alanı ile ilgili olarak mahkemenin plan değişikliğiyle ilgili iptal kararı eski plana göre verilmiştir. Yargı süreci eski plan dikkate alınarak devam ederken, Belediye Meclisi tarafından yeni bir plan onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Mahkemenin sözkonusu iptal kararı şu anda yürürlükte olmayan eski plana göre verilmiştir. Yürürlükte olan yeni plan ile ilgili olarak mahkemenin durdurma yada iptal yönünde herhangi bir kararı yoktur. Dolayısıyla yeni plan doğrultusunda burada otel ruhsatı alınmasında hukuken herhangi bir sakınca yoktur. Yeni plan hükümlerine uygun olarak otel ruhsatı için başvuru yapılmış olup, projeler incelenmektedir” açıklamasında bulundu..
Dikkat ediyor musunuz? Tartışmanın odağında aynı partinin meclis üyeleri var.. Kim haklı, kim haksız tartışmasına girmeyeceğim ama, itirazların da İskenderun’a birşey kazandırdığı yok..
Göktürk 2 uydusunu yaptık, itiraz ediyoruz..
Fabrika kuruyoruz, itiraz ediyoruz..
Elektriğimizi üreteceğiz, itiraz ediyoruz..
Allah aşkına! Kaldır başını gökyüzüne doğru, derin bir nefes al..
Ve sor: Ne üretiyoruz memleketimiz için?

UMUDUMU YİTİRMİYORUM!
Nato Heyeti, ikinci kez İskenderun’a geldiğinde dedim ki:
“Bu ziyaretler böyle sürerse, ihale bizde kalacak.”
Hani, hafiften bir endişeye de kapılmadım değil..
Derken, internete dün okudum..
– Patriot’ların yeri belli olmuş..
Heyecanla bakınırken; Almanya, Hollanda ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından yollanacak olan toplam altı patriotun, Kahramanmaraş, Adana ve Gaziantep’e konuşlandırılacağını öğrendim..
Yine de endişeliyim..
Görüyoruz işte; Arap Baharı ile ortalık cehenneme dönüştü..
İşadamı Osman Tufan dün açıkladı:
– Ortadoğu’daki iki yıllık karışıklık döneminde Türk ihracatçıları, müteahhitleri ve yatırımcıları büyük bir zarara uğradı..
Dilerim, 2013’te herşey düzelir..
Zor görünse de, umudumu yitirmiyorum!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.