Büyükşehir tartışması!

Seçimlere neredeyse 1 yıl kaldı..
AK Parti, büyükşehir avantajıyla koltuğunu sağlama almaya çalışıyor.
Beldelere dokunuşlar başladı.. Sorsanız, ‘bütünlük ve yatırım’ açısından yönetim şekli, İskenderun’un hayrına..
CHP; ‘birlik, beraberlik ve uyum içinde çalışıyoruz’ mesajıyla, hazırlanmaya çalıştıklarını anlatmaya çalışıyor..
Ama bunu söylerken de, büyükşehire yüklendikçe yükleniyor..
MHP ise, büyükşehirin götürüsüyle alakalı.. Beldelerin nabzını ölçüyor..
‘Mahalle’ kavramının yaratacağı tahribatı kullanıyor..
Şimdilik durum bu..
İyi ya da kötü; siyasiler, politik gerekçelerle büyükşehir üzerinden oy toplamaya çalışıyor.. Peki, sade vatandaşın ‘büyükşehiri anlamak’ gibi bir ritaritüre ihtiyacı yok mudur?
Merak ediyorum..
Hepimizin ağzında bir büyükşehir meselesi var..
Ama kimsenin, detaylar hakkında bilgisi yok..
Sahiden.. Bundan sonra, herşey güzel mi olacak ya da mahallelere hizmet ederken kusurlu hareketler artacak mı?
Gerçekten kimse bilmiyor..
Mesela, köylerin tüzel hakları büyükşehir belediyesine mi bağlanacak?
Yoksa, İskenderun Belediyesi söz sahibi midir?
Şu açıdan soruyorum:
Hazır köyler, mahalle oluyor iken.. Muhtarlıkların kat karşılığı verdiği arazilerde söz sahibi kim olacak? Ya da bir kentin zabıtası, itfaiyesi, ana yolların ‘merkezi’ hakimiyeti nasıl işleyecek?
Aklımdayken.. Beldelerin, belediye yönetim binalarının durumu ne olacak? Hem birçok bina henüz yeni yapıldı..
Yığınca para harcanan belediyelerin idare binaları ileride hangi amaçlarda kullanılacak? Veya şimdiden bir yol haritası belirlendi mi, yoksa büyükşehir kapsamında kanunen esas alınacak bir hüküm var mıdır?
Kimse merak etmiyor olabilir ama ben ediyorum..
İnternetten baksanız, resmi bir dil karşısında kafanız karışıyor..
Hatırlayın..
Daha bir hafta önce mecliste tartışılan konunun ana teması, büyükşehir bilgisizliğiydi..
Anlıyorum ki; vatandaş hareketlenmiş ama renklenmemiştir..
Renklenmez çünkü, kimsenin birşey bildiği yok..
Açık konuşacağım..
Oy hesabı yapmadan, siyasi bir üslup kullanmadan, büyükşehir hakkında memleket insanına doyurucu bilgi verecek kimseler yok mudur?

YUSUF BAŞKANA GEÇMİŞ OLSUN!
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek ilk defa, bu kadar İskenderun’dan ayrı kaldı.. Yanılmıyorsam, Yusuf bey neredeyse iki haftadır aramızda yoktu..
Meclis toplantıları onsuz renksiz geçti..
İtiraf etmeliyim ki, yokluğunu hissetim..
Tam da ‘hayırdır, ne iş?’ moduna girmek üzereydim ki, dün göreve başladığını öğrendim.. Gelir gelmez, işe koyulmuş..
Hizmetleri yerinde incelemiş, birimleri denetlemişti..
Gittim, gördüm, çayını içtim..
Neşeliydi.. Sağlığı, keyfi yerindeydi..
Kalbiyle ilgili küçük bir operasyon geçirdiğini anlattı..
Geçmiş olsun dileklerimi ilettim..
Şunu söyledi:
“- Üsgeçit ve teleferiğe yakında başlıyoruz”
Ne diyelim..
Başkan Civelek’i çok heyecanlı gördüm..

DEĞİŞİM NEREDE?
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, partisinin İskenderun’da düzenlediği toplantıya katıldı.
İlginç saptamaları vardı..
Mesela dedi ki:
“- Bugün değişen şartları iyi anlayarak, iyi kavrayarak kendi gerçekleriyle yüzleşerek, iki ayağı havada bir değişim değil, ebedi olmayan değerlere basarak, yeniden eti kemiğe bürümek çabasındayız.”
Bence tespit güzel, ancak uygulama ayağında problem var..
Nasıl mı?
Uysal diyor ki; “Gerçeklerle yüzleşelim.”
Hay hay.. Peki, bu yüzleşme parti içi olacaksa, seçim mağlubiyeti yaşayanlar neden değişimden nasibini almıyor?
Neden hatalar zinciri hakkında bir özeleştiri yapılmıyor?
Hem, ‘eti kemiğe bürümek’ sözüne sahiden inanıyorsanız, ben ortalıkta DP’nin ruhuna dokunan bir kitle göremedim..

YÜKSEKBAŞ’TAN ÖRNEK DAVRANIŞ!
CHP Belediye Meclis Üyesi Mesut Yüksekbaş’ı kutluyorum..
Bir gün, herkesin başına gelebilecek bir olayda insanlık dersi vermiştir..
Örnek davranışta bulunmasının sebebi de şu:
Mesut Bey, geçenlerde Belediye Otogarı’nda bir çanta buluyor..
İçinde tam tamına 10 bin lira var..
Sahibi unutmuş olmalı..
Düşünsenize.. Belki de o para, bir dükkanın yıllık kirası için birikmiştir..
Belki de, bir çoçuğun yıllık eğitim masrafıdır.. Bilinmez!
Mesut Bey, çantayı görür görmez, sahibine ulaşmaya çalışır..
Derken.. Otogar başta olmak üzere, sağa sola haber verilir..
Kayıp başvurusu üzerinden çantanın sahibine ulaşılır..
Adı Ufuk Giray’dır..
Paranın miktarı, çantanın şekli şemali hakkında verdiği bilgiler örtüşür..
Ve mutlu son.. Çanta teslim edilir!
Düşünüyorum da, para yüklü bu çanta, vicdan sahibi olmayan kişilerin eline geçseydi.. Yazık olurdu, öyle değil mi?
Ufuk kardeş Allah’ın sevilen kulu olmalı ki, çantayı Mesut Yüksekbaş buldu..
Bravo Mesut Abi!

KARAHÜSEYİNLİ YATIRIMINDA PROBLEM YOK!
Geçenlerde yazımda, ‘Karahüseyinli yatırımında Hatay İdare Mahkemesinin iptal kararı hakkında’ bilgiler sunmuştum..
‘5 yıldızlı otel’ başka bahara kaldı türünden bir endişeye kapılmıştım..
Aynı gün CHP Belediye Meclis Üyesi Erdinç Çelebi aradı..
Yoğunluk sebebiyle yazamamıştım.. Kısmet bugüneymiş..
Söz Çelebi’nin:
“- Karahüseyinli’deki 5 yıldızlı otel yatırımı konusunda 10 metrelik bir geriye çekme mesafesi vardı. İmar tadılatı yapılırken, biz bu durumu mecliste konuşmuştuk. Ercüment Kimyon arkadaşımız, çekme mesafesi konusunda mahkemeye başvurmuştu.. Yalnız, aynı meclis 25 metre mesafe konusunda ikinci kez toplandığında gerekli işlemi yapmış, ilgili yatırımcı da projesini de bu doğrultuda şekillendirmişti.. Sanıyorum; Ercüment Bey, 10 metre konusunda açtığı davadan sözediyor.. Oysa, bizim mecliste aldığımız kararın, o davayla bir alakası yok.. 5 yıldızlı otelin yapımında şu an bir engel yoktur..”
Demek ki boşuna endişelenmişim..
Artık “Şu 5 yıldızlı otellerin durumu ne olacak?” diye sağa sola sormaktan vazgeçmiş durumdayım. Çünkü cevabı biliyorum..
Galiba, birşeyler yoluna girmeye başladı..
Hadi hayırlısı!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.