DOĞAN ERTEN’DEN SİZE EKMEK ÇIKMAZ!

DOĞAN ERTEN’DEN SİZE EKMEK ÇIKMAZ!Ne zaman birisi bana karamsarlık vermeye kalksa, kendimden son derece emin bir ifadeyle şunu iddia ediyorum:
“İskenderun’da kıskançlıkların geleceği yoktur.”
İskenderun’un ekonomisi, hayat tarzı, ruh hali, anlamsız kutuplaşmaları kabul etmez, etmeyecek..
Çünkü bu güzel kentin insanları uyandı..
İskenderun’un geleceğine dair alınan kararları destekledikleri gibi, yanlış adımlar karşısında itiraz etmeye başlıyor.
O nedenle yine söylüyorum:
İskenderun’a patinaj çektirmeye kimsenin hakkı yok..
Derdim nedir, anlatayım:
Bu aralar AK Parti Grup Başkanvekili Doğan Erten’e yönelik yargısız infaz yapılıyor.. İsim vermeden, Erten’e ait petrol istasyonuna geçiş hakkı sağlayan kavşağın açılmasıyla ilgili bir kaşık suda fırtına estiryorlar..
Yeni değil ki bu..
Birileri kalkmış, temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyor..
Neymiş?
O kavşak, kazalara sebebiyet veriyormuş..
İnanın merak ediyorum..
Basın mensubuyum, emniyet kayıtlarında bugüne dek o kavşakta kazaya sebebiyet veren bir hadise yaşandığını daha işitmedim.
Dikkatsizlik sonucu yaşanması muhtemeldir, tabiatıyla..
Ancak, yayalara için bir üst geçit varken, ayrıca trafik lambalarının varlığı, kavşaktaki tehlikeyi neredeyse sıfırlıyor..
Peki niye hedefte Doğan Erten var?
Çünkü iyi bir hatip, başarılı bir siyasetçi ve her siyasi partinin mensuplarıyla iyi ilişkileri olan, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilen, cesur bir kişiliktir Doğan Erten.. Hatta ve hatta, bugüne dek ‘kim olursa olsun’ her yatırımcıya destek vermekle kalmadı, AK Parti grubu olarak İskenderun’un yatırımlarla büyümesine vesile oldu.
Kavgası, gürültüsü olmadı..
Dedikodulara bel bağlamadı..
Kişilerle uğraşmadı.. İskenderun’un dünüyle değil yarınıyla ilgilendi..
AK Parti Grubu’nda tanıdığım tüm meclis üyelerinin duruşu böyledir..
Meclisi tıkamadılar, yol verdiler..
Doğan Erten, İskenderun’un menfaatlerini koruyorsa, takdir etmek gerek.
Daha düne kadar, onsuz adım atmaya korkanlar, bugün bülbül olmuş cikcikliyor.. Neden?
Şöyle 5 yıl öncesine bir gidelim..
Doğan Petrol yakınındaki kavşağı trafiğe açanlar, bir süre sonra hangi sebeplerden ötürü refüjle kapatmayı tercih ettiler?
Unuttular sanırım..
Doğan Erten’in günahı neydi?
Sivri dilli olması mı?
Yoksa, haksızlığa prim vermemiş olması mı?
Halen bir takım insanların, Doğan Erten’le uğraşmaya çalışması manidardır.. Doğan Erten’i bilen bilir.. 70’liklerin ‘miyavlaması’na karşı şerbetlidir..
Gerisi hikaye..
İskenderun’da bugün ihaleler şeffaf yapılıyorsa, mecliste herkes özgürce konuşabiliyorsa, kim olduğuna bakılmaksızın her yatırımcıya omuz veriliyorsa, bu yaklaşıma karşısında övünmemiz gerek..
Kıyak dönemi kapanmıştır, efendiler!
Son iddiam da şudur:
İskenderun, 2013 yılına çok daha barışık girecektir.
70’likler olsa da, olmasa da..

İHANET!
Geçenlerde okuduğum bir makalede şöyle bir ifade vardı:
“- İhanet eden insanlar kendilerini uyanık, herkesten akıllı zannederler. Çıkarları için, karşı tarafın her şeyine katlanırlar. Menfaat yoksa diş geçirirler.. İhanetle ilgili ilk akla gelen örnek Sezar ve Brütüs’tür. Bazen hain yanıbaşımızdadır ve hiç umulmadık anda koynundaki hançeri çıkarıp, sırtımıza saplar.”
İhaneti tanımlayan, güzel ve anlamlı bir söz..
Belli ki, makalenin yazarı ihanete uğramış. Dertleniyor..
Yalnız, aynı yazının son paragrafında da bir özeleştiri yapmayı da ihmal etmiyor. Diyor ki:
“- Aynı şeyleri yaşamak istemiyorsak, daima yalandan kaçınmalıyız, biz ihanet etmeyelim ki, ihanete de uğramayalım.”
O halde mevzu kapanmıştır..
İhanet duygusu tek taraflı değilmiş..
Yerel yöneticilik yapmış bir insanın bunu geç de olsa anlaması, itiraf etmesi şaşırtıcı.. Demek neymiş?
– İhanet etme, ihanete uğrarsın!
Dün ihanet ettiklerin, bugün sana aynı şeyi yapıyorsa, gocunmayacaksın, hatanı kendinde arayacaksın!
Etme, bulma dünyası bu.. Dün başkasına, bugün sana!
Oysa kolayı var..
İyi niyetli ve düzgün olmak, samimi davranmak, insanlarla iyi geçinmek, kucaklaşmak, kardeşçe yaşamak, ‘ihanetin’ panzehiridir..
İnsan kibirli olmaktan vazgeçerse, şişkin egosundan kurtulabilse, sorun kalmayacak.. Ama birilerinin halen etrafa saldırıp, ‘iyi niyetten’ sözetmesi ne kadar inandırıcı?

SEN DE Mİ KANKA!
Fıkra bu ya.. Diktatörlüğüyle, insanlara zulmüyle nam salmış biri, günahlarından arınmak üzere hacca gider. Kabe tavaf edilir, dualar edilir, yüce rabbimin merhametine sığınılır, af dilenir..
Neyse, sıra şeytan taşlamaya gelir..
Mina’da, o izdiham içinde herkes eline 7 küçük taş alıp, atar..
Başlangıç anında, bizimkisi eline bir taş alır, biraz da ürkek bir şekilde atmaya kalkışır.. Ne olduysa o an olur..
Uzaktan bir ses der ki:
“Sen de mi kanka!”

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.