Yardım oldu kıyak.. Sorarım, bu ne ayak!?

Bizim arkadaşlar işine gelince çok neşelidir ve coşkuyla konuşur:
– Erzin kaymakamına kıyak(mış)!
Neymiş? Erzin’e liman yapılıyor diye, karşılığında kaymakama araç alınmış..
Yok ya!
Aynı haberin satır aralarında yer alan, 150 milyon dolarlık yatırım miktarını neden başlığa taşımıyorsunuz? Bu daha ilk etap..
İstihdama ve bölgeye katkısını niye yazmıyorsunuz?
Belli ki, ayrıntıları geçiştirmek kolayınıza gelmiş..
Bu mudur yani?
Hem, kaymakamlar ne zamandan beri ‘yatırımlarda’ belirleyici bir rol üstleniyor?
Mülki amir, yatırıma teşvik eder, sosyal sorumluluk projelerine katkı ister, o kadar! Buna kıyak demek, düpedüz ahmaklıktır!
O halde..
Belediye meclis organlarını oturuma kapatalım..
İlgili bakanlıkları devre dışı bırakalım..
Ne de olsa, bölgede yapılan işlemler yeterli..
Hatta, 5 yıldızlı otellerin akıbetini kaymakamlara soralım..
Ve şimdiden 1/25000’lik planının tüm işlevini kaymakamlar vasıtasıyla kamuoyuna duyuralım.
Dahası.. “Neresi yeşil alan olmalı, nerede yatırım yapılmalı” detaylarını kaymakamlardan yazılı isteyelim..
Olacak şey değil..
Böyle abartılı bir yaklaşımın, kaymakamları zan altında tutacağını nasıl bilmezler? Hem ‘kıyak’ sözcüğü o kadar çirkin ki, sanki ortada yasal mevzuatlar yokmuş gibi aktarılıyor..
Yasal koşullar onlarca yetkili kurumun denetiminden geçmeden bir işadamına “Araziyi verdim, hayırlı olsun. Hemen yatırıma başlayabilirsiniz’ diyen bir güç var mıdır? Ya da başka bir deyimle; Devlet fabrikayı yapıyor da, yatırımcı bedavaya mı sahip oluyor? Allahaşkına, hangi ülkede yaşıyoruz biz?
Kenya, Nepal, İspanya ya da Yunanistan mı?
Nereye gitseniz, hikaye.. Yoktur, bulamazsınız!
Bu mevzuların kaymakamla ne alakası var?
Daha bir yıl önce, İskenderun kaymakamının kullandığı aracın eski olduğunu yazmış, birkaç gün sonra hayırsever katkısıyla yenilendiğini duyurmuştum.. Düpedüz yardımdı..
‘Helal olsun’ dememiş miydik!
Unuttunuz mu?
Aynı işadamları emniyete araç alınca, ‘hayırsever’ oluyor ve adına ‘yardım’ diyoruz da, başka kurumlara hizmet ettiklerinde niçin ‘kıyak’ yaftasını yapıştırıyoruz?
Örnekleri birlikte çoğaltalım:
İskenderun’a yapılan okulların karşılığı var mıdır?
Sosyal sorumluluk projeleri ‘kıyak’ olsun diye mi hayata geçiriliyor?
Beyler! Gökten yağmıyor bu para!
Kim yardım ediyorsa, Allah razı olsun hepsinden..
İskenderun’da hangi kurum yardım istedi de, gereği yapılmadı?
Hatırlatmakta fayda var..
İskenderunspor’un kurtuluşu için iş dünyasına çağrı yapıyoruz..
Neden?
Hayırseverlere ‘bir el atın’ demek ‘kıyak’çılık mıdır?
Nede olsa, boş konuşanların, yazıp/çizenlerin cebinden çıkmayacak!
Bir de şunu hiç unutmayalım..
İskenderun’da sadece 10 işadamı yok..
Yüzlercesi var, görünmezler..
Niye, biliyor musunuz?
Çünkü, iki hayır işi yapsalar.. Bizimkiler devreye girip ‘duygusal’ bağ yakalayamayınca bir hafta sonra karalıyorlar.. Dikkat ettiniz mi?
En çok yardım eden, en çok eleştirilendir..
Eleştirmek demişken..
İşadamlarına sesleniyorum:
– Eleştirilmek istemiyorsanız hiç konuşmayın ve hiçbir şey yapmayın.
Böylece, birilerine basit gelen ve belki de trilyonları bulan yıllık bağışlarınız kasanızda kalır..
Deyiverin ki:
– Sen sağ, ben selamet!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.