REZALET!

Bazen insanları anlamakta güçlük çekiyorum. Çevreyi kirletmekte üzerimize yok.. Resme bakın, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız..
Pazar günü öğle saatlerinde AK Parti Grup Başkan Vekili Doğan Erten aradı..
Işıl sitesi önündeki göbekte gördüğü manzarayı üzülerek anlattı.
İnsanların duyarsızlığına da tepki gösterdi..
REZALET!
Merak ettim. Fotoğraf makinesini aldığım gibi, Işıl Sitesi önündeki dört yol kavşağına gittim. Rezalet!
İnsanlığı unutmuş gibiyiz..
Yazık.. Her tarafa pet şisesi atılmış..
Kola şişeleri, çöp, pislik, ne ararsanız var..
Neredeyse, göbek görünmeyecek!
Aracın vitesini düşüren, pencereden birşey atmış..
Ne demek bu?
Pet şisesinin işi bitince, araçta kirlilik yapıyor..
Arkadaşlar, çok temiz ya.. Aracı kirlenecek hayvanın..
At, pencereden dışarı.. Araç temiz kalsın!
Çevrenin ırzına geçilse umurunda değil..
Üstelik, kendi eliyle beceriyor!
Oysa medeniyetin gerektirdiği yaklaşım biçimi bu değil..
Ne var yani, pet şisesi aracın içinde kalsa, ucunda ölüm yok ya..
Gelirsin evine, poşetiyle birlikte çöpe atarsın..
Eline mi yapışır?
Biz halen, cam, plastik, kağıtların ayrı bir çöp kutusunda değerlendirebilecek olmasını da benimseyemedik.. Zor geliyor olacak ki, hantalız bu konuda.. Aslında, iki dakikalık bir iş..
Geriye dönüşümü olabilecek eşyaları daha evdeyken, ayırmak gerek, ama yapmıyoruz.. Dahası..
Şehrin bir çok yerinde geriye dönüşüm çöp konteynerleri mevcut..
Fakat, kirli atıkları bile cam kutusuna atan bir toplumuz..
Ayrıca, sahilde dolaşırken yediğimiz çekirdiğin kabuğunu gelişigüzel etrafa saçan, bira şisesini kırıp kumsala gömen, sigara izmaritini 10 adımda bir konan çöp kutularına değil de, yere atan bir zihniyete büründük.
Peki böyle bir düşünceyle, temiz toplum kültürünü nasıl elde edeceğiz?
Bu kafayla yeterince bilinçleneceğimizi sanmıyorum.. Herşeye rağmen geç kalmış sayılmayız.. Herkes birbirini uyarsın yeter!
Tamam.. Bir anlık dalgınlığa eyvallah..
Ama göz göre atılan kirli atıkların çevreye ne kadar zarar verdiğini de artık görmemiz gerekiyor..
Unutmayalım ki, kullandığımız her alanı yarın çocuklarımız kullanacak!
Bu kötülüğü çocuklarımıza yapmaya hakkımız yok!
Üstelik bırakın kendinizi, temizlik işçisine de mi saygımız kalmadı?!

HAYAL DEĞİL!
Yanılmıyorsam, adı Samet Simo Fındık!
Zaman zaman, makalelerime yaptığı yorumlardan tanıyorum..
Facebook’tan, Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Aybaba’ya açık mektup yazmış.. Güzel bir öneri de bulunmuş.. Hoşuma da gitti..
Hazırlık maçları kapsamında Anadolu takımlarıyla hazırlık maçları yapabileceğinin sinyalini veren Aybaba’ya “İskenderun’u unutma” demiş..
Yazının altını örneklerle doldurmuş..
Mesela.. Bir zamanlar, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın; İskenderunspor’la hazırlık maçları yaptığını biliyoruz.
Demiş ki.. Bunu tekrarlamak mümkün..
Beşiktaş’ın başında, İskenderunlu Samet Aybaba varken, neden olmasın?
Bu arada LİMAK’ın Patronu Nihat Özdemir’in de sözü vardı..
İşte bu sebepler ışığında, örnekleri bir araya getirmiş Samet kardeşim..
Haksız da sayılmaz..
Henüz takımlar top başı yapmadan.. Ağustos da gelmeden..
Gerek Samet Aybaba, gerekse Nihat Özdemir, bu öneriye sıcak bakabilir..
İskenderun’da nefis bir dörtlü turnuva yapılır ki, tadına doyum olmaz!
Var mısınız?!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.