BU AYRILIK BİZE AĞIR GELİR!

İskenderun İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Mustafa Aygen’in, Doğu hizmetini yapmak üzere Ağrı Doğubayazıt İlçe Jandarma Komutanı olarak atandığını işittiğimde, içim burkuldu!
Herkes gibi, benim de takdir ettiğim bir komutandı..
Ayrılık lafını duyunca, üzüldüm.. Hiç hazetmem ayrılıklardan..
Sonra işittim ki, İskenderun İlçe Emniyet Müdürü Kamil Yıldızkaya da Kayseri’ye gidiyor.. Kendi isteğiyle bu kararı aldığını biliyorum..
Kararnamenin eli kulağında..
Ama.. Açıkça itiraf etmeliyim ki, bu ayrılık bize ağır geldi..
Elbetteki, bu önemli hizmeti yürütecek her kim olursa olsun, başımızın tacı..
Başarılı hizmetlerde bulunacaklarından şüphem yok..
Ancak, alıştık bir kere.. Üstelik kısa sürede kaynaştık, hoşgörülerinden faydalandık. Eminim bu alışkanlık, her kesime sirayet eden bir duyguydu..
Ortak kanaatimiz; bu güzel kentin huzur ve güvenliğinde müthiş bir başarı ortaya koyduklarıydı.
Emniyet Müdürü Kamil Yıldızkaya ve Jandarma Komutanı Binbaşı Mustafa Aygen’in çalışkan ve dinamik kişilikleri, sıcak ve güleryüzlü insani ilişkileri, unutulmaz hislerle kalbimizde yer edindi.. Katkıları olağanüstüydü..
Dünya dönüyor neticede.. Kalplerinin, bu güzel vatanımızın her metrekaresi için görev aşkıyla attığını biliyorum ya, mutluyum!
Buradan ayrılıyor olsalar bile, içimden taşan duygunun adı “Gurur”du. Emniyet Müdürü Kamil Yıldızkaya ve Jandarma Komutanı Mustafa Aygen ile aynı vatanın çocuğu olmanın gururu!.
Güle Güle Komutanım..
Güle güle emniyet müdürüm!
Başarınız daim olsun!

UYUŞTURUCUYA KARŞI EL ELE!
İskenderun’da uyuşturucu satıcıları tarafından silahla ağır yaralanan Mehmet Emin Kocadölü, dualarla son yolculuğuna uğurlandı. Merhuma Allah’tan Rahmet, başta ağabeyi olan İTSO Genel Sekreteri Halil İbrahim Kocadölü’ne, ailesine ve sevdiklerine başsağlığı diliyorum.
Üzgünüm ama yetmiyor.. Mehmet Emin Kocadölü, uyuşturucu satıcılarına karşı koyma cesaretini gösterdi. Bu duruş herkese örnek olsun.
‘Görmedim, bilmiyorum, işitmedim’ demekle kimse polise yardımcı olamaz..
Emniyet teşkilatının kararlılığına toplumdaki her birey destek çıkmalı.
Bu arada siyasilerden gelen tepkileri ilgiyle izliyorum.
Örneğin, MHP İlçe Başkanı İbrahim Gül’ün tepkisi yerinde..
Şöyle diyor:
“- Ülkemizdeki terör olaylarının finansında büyük payı olan uyuşturucu, kullanan veya kullanmayan herkesi etkilemektedir. Türkiye’de ve İskenderun’daki huzurun kaynağı, etkin bir mücadele ve caydırıcı ceza hukukuna bağlıdır. Olaydan sonra emniyet kuvvetlerimizin dört kişiyi gözetim altına aldıklarını ancak Cumhuriyet savcılığında serbest bırakıldıklarını duyunca hayretler içinde kaldım. Güya suçu bir kişi işlemiş, iyi de diğer gözetim altına alınanlar suça hiç iştirak etmediler mi?”
Gül çok çarpıcı bir soru sordu:
– Suça iştirak edenlere herhangi bir cezai yaptırım uygulanmayacak mı?
Duyunca ben de inanamadım..
İbrahim Gül’ün tepkisine kulak vermeyecek miyiz?
Cezaların caydırıcı hale gelmesi için daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor?
Bu arada, İbrahim Gül gibi.. Cenazeden sonra AK Parti İlçe Teşkilatı’nın da uyuşturucuya karşı başlattığı girişimi takdir ettiğimi de söylemeliyim..
İnsanları, uyuşturucuya karşı bröşürlerle uyardılar.
Havuzlu Çarşı’da stant açtılar..
Bu iki etkili girişim bile, üzerimizdeki ‘suskunluğu’ bozmaya yeter..
Bana sorarsanız, AK Parti ve MHP’nin bu duruşuna katkı sunmanın vakti geldi.. Hatta tavsiyem:
CHP’nin de katılacağı, üç partinin ortak girişimiyle, mahallelerde insanlarımıza yönelik, uyuşturucunun zararlarını anlatan panellerin düzenlenmesidir.
Uyuşturucuya karşı birlikte hareket etmek gerek..
Bu arada AMATEM’in kurulması konusunda da gerekli koşulların hızlandırılmasını talep ediyorum.
Bir yerlerden başlamak gerek, öyle değil mi?

İKİ GÜZEL HAREKET!
Geçen gün şöyle yazdım:
“- Belediye başkanı Yusuf Civelek’in, ‘takıma sahip çıkmalıyız’ türünden açıklamalarını işitiyoruz. Başkan bu söylemi icraate dökmeli.
Katkı sunmak illa ki ‘para versin’ anlamına gelmiyor..
Topyekün birleşmeyi ele alacak formüller üretsin istiyorum..
Dayanışmayı, birlikteliği sağlayacak adımlar atsın istiyorum..
Vakit daralıyor.. Belediye başkanı henüz suskun..
Allah’tan umut kesilmez. Bir ses versin, yeter!”
Yazının çıktığı günün ertesi, Başkan Civelek’ten yazılı bir açıklama geldi.
Yusuf Bey özetle; “İskenderunspor’un başarılı olması için gereken ilgiyi ve desteği dayanışma içinde birlikte sağlamak amacıyla, kurumlarımızla, iş adamlarımızla ve İskenderunspor’a gönül verenlerle festivalden sonra düzenleyeceğimiz toplantıyla, İskenderunspor’a destek çalışmalarını hızlandıracağız” diyordu..
İşti bu kadar. Özlemini çektiğimiz ‘dayanışma’ ruhunu pekiştirecek, 10 numara bir hareket bu. Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’e ilgi ve alakalarından ötürü teşekkür ediyorum. Bu açıklama bile, başlı başına sahiplenme duygusunun belirgin bir ifadesidir sanırım..
Zira aynı gün, İskenderunspor yönetimi bu güzel adıma anında karşılık verdi, kongreyi erteledi..
Çünkü..
İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in takıma destek konusunda yapılmasını düşündüğü toplantıya ilişkin yaptığı bu açıklama olağan genel kurula hazırlanan İskenderunspor 1967 Kulübü Yönetimi’nde heyecan yarattı.
Çünkü..
Başkanın bu yaklaşımı, İskenderunspor’da sağlıklı bir yapı oluşmasına imkan sağlayacak. Şimdi sıra, tüm İskenderunlular’da..
Bu güzel iki hareket karşılıksız kalmamalı..
Yürekten inanıyorum ki, birşeyler olacak gibi..
Artık ölsem gam yemem!

AYIPTIR YAHU?
Haber merkezindeki arkadaşlar, birkaç mahallede konteyner dışına atılan çöpleri görüntüledi.
İnsanlığı unutmuş gibiyiz..
Yazık.. Oysa medeniyetin gerektirdiği yaklaşım biçimi bu değil.. Biz halen, cam, plastik, kağıtların ayrı bir çöp kutusunda değerlendirebilecek olmasını benimseyemedik.. Zor geliyor olacak ki, hantalız bu konuda.. Aslında, iki dakikalık bir iş..
Geriye dönüşümü olabilecek eşyaları daha evdeyken, ayırmak gerek, ama yapmıyoruz..
Dahası.. Şehrin bir çok yerinde geriye dönüşüm çöp konteynerleri mevcut.. Fakat, kirli atıkları bile cam kutusuna atan bir toplumuz..
Ayrıca, sahilde dolaşırken yediğimiz çekirdiğin kabuğunu gelişigüzel etrafa saçan, sigara izmaritini 10 adımda bir konan çöp kutularına değil de, yere atan bir zihniyete büründük.
Peki böyle bir düşünceyle, temiz toplum kültürünü nasıl elde edeceğiz?
Bu kafayla yeterince bilinçleneceğimizi sanmıyorum.. Herşeye rağmen geç kalmış sayılmayız.. Herkes birbirini uyarsın yeter!
Tamam.. Bir anlık dalgınlığa eyvallah..
Ama göz göre atılan kirli atıkların çevreye ne kadar zarar verdiğini de artık görmemiz gerekiyor..
Unutmayalım ki, kullandığımız her alanı yarın çocuklarımız kullanacak!
Bu kötülüğü çocuklarımıza yapmaya hakkımız yok!
Üstelik bırakın kendinizi, temizlik işçisine de mi saygımız kalmadı?!

BELEDİYENİN GÖREVİ!
Dün, gezdiğim birçok mahallenin ana yollarında çöp konteynerlerinin düzenli bir şekilde konulduğunu gördüm, memnun kaldım..
Evimin önünde de aynı çöp konteynerleri mevcut..
Üstelik ara sokakta olmasına rağmen..
İskenderun Belediyesi’ne bu duyarlı yaklaşımından ötürü teşekkür ediyorum. Ancak, bazı mahallelerde aynı hassasiyeti görmek mümkün değil.
Örneğin.. Pınarbaşı’dan sanayiye giden yollarda tek bir çöp konteynırına rastlayamadım.. İnsanlar çöplerini geligüzel buldukları ilk boş alana boşaltıyor.
Yazık!
Üstelik, Dumlupınar, Muradiye, Barbaros, Barıştepe, Gültepe ve Yıldırımtepe’de ana yollarda çöp konteynırı varken, ara sokaklarda bir tane bile yok! Merak etmiyor değilim.. Acaba neden?
En başından belirtmekte fayda var.. Çöp koteynerleri ilgili firmanın sorumluluğunda değil.. İskenderun Belediyesi’nin yükümlülüğünde olan bu çalışmanın dört dörtlük, sorunsuz bir şekilde şehrin her mahallesinde uygulanıyor olmasını sağlamak öncelikli görev sayılmalı..
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’ten ricam, çöp konteynırlarının tüm mahallelerin ara sokaklarında yerleştirilmesini gerektirecek talimatı versin.
Hatta bununla da sınırlı kalmasın..
Cam, plastik, kağıt ve pil gibi, geriye dönüşümü olan ürünlerin ayrı bir şekilde toplanmasına imkan verecek kutuların eve girmesini sağlasın..
Yanlış mı düşünüyorum?

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.