Özel İskenderun Gelişim Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Sedat Kalaycıoğlu, kalp hastalarına sağlıklı yaşam reçetesi sundu. Sağlıklı yaşam reçetesinin birinci adımını doğru bilgi ve diyete bağlayan Prof. Dr. Sedat Kalaycıoğlu, doktor tavsiyelerinin dışına çıkılmasının ciddi riskler doğurabileceğine dikkat çekti.
Koroner Kalp Hastalığı Nedir?
Koroner Kalp Hastalığı kalbi besleyen atardamarların (koroner arter) çeşitli nedenlerle daralması veya tıkanması sonucu kalp kasını besleyemeyecek hale gelmesidir. Bu durum hastalığın derecesine göre belirti verecektir. Damarın hafif daralmalarında hastalık kendini göğüs ağrısı olarak gösterirken, daha ciddi darlıklarda veya damarın ani tıkanmalarında (spazm veya pıhtı nedenli) kalp krizi geçirilmesine neden olabilir. Miyokard enfarktüsü de dediğimiz kalp krizi, kalp kasının tamamen tahrip olmasıdır ki bu durumun ilaçlarla veya cerrahi girişimlerle düzeltilmesi mümkün değildir.
Koroner Kalp Hastalığı Nedenleri Nelerdir?
Damar Sertliği, Koroner Spazm, Kan Pıhtısı, doğuştan veya sonradan oluşan bazı kalp hastalıkları en sık nedenler arasında sayılır.
Yüksek Tansiyon, tütün alışkanlığı, yüksek kolesterol ve trigliserit, Şeker hastalığı, şişmanlık, ailede kalp hastalığı bulunması, stres, hareket azlığı en önemli sebeplerdir.
Koroner Kalp Hastalığının Belirtileri Nelerdir?
Koroner kalp hastalığı, bazı hastalarda hiç belirti vermeyebilir. Bu nedenle erkeklerde 45 kadınlarda 55 yaşını geçen kişiler hiç şikayetleri olmasa bile en az yılda bir defa kontrolden geçmelidirler. Belirtiler şunlardır;
1-Göğüs ağrısı: En önemli belirtidir. Yeri değişiklik gösterebilir. Göğsün tam ortasında, bıçak saplanır gibi tek noktada olabildiği gibi tüm göğüste yayılan geniş alanda, veya sırtta iki kürek kemiği arasında hissedilebilir. Genellikle sol omuz ve kola, bazen de çeneye yayılma gösterir. Göğüs ağrısı genellikle merdiven çıkma veya dik yokuş tırmanma gibi ağır efor gerektiren durumlarda gelir. Daha hafif eforlarla gelmesi veya istirahat sırasında ağrı olması hastalığın ilerlediğini gösterir. Kalpten kaynaklanan ağrılar genellikle birkaç dakika sürer ve dinlenmeyle veya dil altına konulan kalp hapı (isordil) ile geçer. Birkaç gün süren, hiç geçmeyen, hareket ile artan ağrılar çoğunlukla kas ağrısıdır ve kalp ağrılarıyla karıştırılabilir.
2-Kol ağrısı: Genellikle sol kolda hissedilir, yüzük ve serçe parmağa doğru yayılır. Aynı bölgede kol uyuşması da eşlik edebilir.
3-Yanma Hissi; Bazen ağrı yerine göğüste yanma hissedilir. Mideden kaynaklanan yanmalarla karıştırılabilir.
4-Yutkunma zorluğu: Yutkunurken boğazda takılma hissi verebilir.
5-Çarpıntı: Daha az sıklıkla görülür ve çoğunlukla hasta tarafından hissedilmez.
6-Mide bulantısı: Göğüs ağrısı veya diğer şikayetlerle birlikte olur.
7-Soğuk terleme: Göğüs ağrısına eşlik eder.
8-Nefes darlığı: Nadir olarak görülebilir.
9-Çabuk yorulma: Daha çok diğer kalp hastalıklarının bulgusudur.
Hangi Hastalıklar Koroner Kalp Hastalığıyla Karışır?
Göğüste ağrı yapan kalp dışında birçok sebep vardır. En sık karşılaşılanlar şunlardır;
1-Mide-barsak hastalıkları: Ülser, gastrit, yemek borusu ülseri, mide fıtığı
2-Safra kesesi iltihabı ve taşı.
3-Kas ağrıları
4-Zatüriye, akciğerde su toplanması, akciğer boşluğuna hava kaçması.
5-Gribal enfeksiyonlar.
6-Kalp zarı iltihabı.
Koroner Kalp Hastalığı Tanı Yöntemleri Nelerdir?
Hastanın şikayetleri, risk faktörlerinin olması doktora kalp hastalığının varlığını düşündürür. Bundan sonra tetkik sıralaması şöyle yapılır;
1-Elektrokardiyogram (EKG); Güvenilirliği % 60 civarındadır. Normal olması bir kalp hastalığının olmadığını göstermez.
2-Kan tahlilleri; Göğüs ağrısının varlığında değerlidir. Normal sonuçlar kalp hastalığını ekarte etmez.
3-Eforlu EKG; Güvenilirliği %85 civarındadır.
4-Sintigrafi: Tanıyı destekleyen bir tetkiktir.
5-Koroner Anjiografi: Günümüzde kullanılan en güvenli yöntemdir. %95-97 doğru sonuç alınır.
Koroner Arter Hastalığının Tedavisi Nedir?
Tedavi hastalığın kaç damarda ve hangi damarlarda olduğuna göre planlanır.
1-İlaç tedavisi: Nispeten önemsiz damarların darlıklarında ve hastanın şikayeti az ise uygulanır. Mutlaka sıkı doktor takibinde olmalıdır. Bazen de ameliyata uygun olmayan damarların varlığında bu tedavi tercih edilir.
2-Balon Anjioplasti: Çoğu merkezde anjografi sırasında uygulanır. Balonla açılmaya müsait damarlar anında açılır bazen de çelik kafes konularak güçlendirilir. Son yıllarda ülkemizde de başarıyla uygulanmaktadır. Tehlikesi iyice azalmıştır. İlk 6 ayda damarın yeniden tıkanma riski vardır. Bu dönem atlatıldıktan sonra uzun yıllar tıkanmaz.
3-Cerrahi Girişimler: Koroner bypass ameliyatı Türkiye’de 40 yılı aşkın süredir başarıyla yapılmaktadır. Bu ameliyatlardan ölüm oranı % 1’in altına düşmüştür. Normalde kalp durdurularak yapılan bu ameliyat artık uygun durumlarda kalp çalışırken de gerçekleştirilmektedir. Küçük kesilerle robotik olarak da yapılabilen ameliyatlar vardır ancak uygulanabilirliği kısıtlıdır.
Koroner Bypass Ameliyatı Nedir?
Köprüleme ameliyatı da denilen koroner bypass tıkalı kalp damarının yerine yeni damar takılarak kalbin beslenmesinin yeniden sağlanması ameliyatıdır. Kalpte önemli 3 ana damar ve bunların 4-5 tane yan dalı vardır. Tedavi bu damarlardan hangisinin tıkalı olduğuna bağlı olarak planlanır. Bu ameliyatta tıkalı damar yerinden çıkartılmaz. Bunun yanına göğüsün içinden, koldan veya bacaktan alınan yeni damar yerleştirilir. Göğüsten alınan damar her zaman daha sağlıklı ve uzun ömürlüdür ve ilk tercihtir.
Koroner bypass ameliyatı kesin bir çözüm değildir. Damar sertliği hastalığı çoğunlukla devam eder. Kişinin açık olan kendi damarında veya bizim sonradan taktığımız damarda da damar sertliği hastalığı ilerlediği için zamanla yeni tıkanıklıklar oluşabilir. Bu nedenle bypass ameliyatı olmuş hastalar “ben artık iyileştim her istediğimi yiyip içebilirim” düşüncesine kapılmamalı, önerilere uyarak risk faktörlerini minimuma indirmelidirler.
Koroner kalp hastalığı tedavisi mümkün bir hastalıktır. Ancak, amacımız sağlık elden gitmeden onu korumak olmalıdır. Hayatımızda yapacağımız ufak değişikliklerle aldığımız önlemler bize sağlıklı yaşamın yolunu açar. Hiç bir şeyin sağlıktan daha önemli olamayacağı unutulmamalıdır.