İmza paniği!

Ne çekiyorsak elektrikten çekiyoruz.. Gün gelir ‘zart’ diye kestikleri elektriğin, faturası vaktinde ödenmese sayacın şalterini indirirler.. Gün gelir, elektrik faturalarındaki kayıp kaçak bedelinin iadesi için açılan davalara telaşlanırlar.
Doğru ya.. Davaların bir bölümü tüketiciler lehine çıkınca dağıtım şirketleri EPDK’nın kapısına dayandı. Bunu biliyoruz, yığınca haber var konuyla ilgili..
Dağıtım şirketleri, ‘Kar oranımız çok düşük, bu parayı ödersek iflas ederiz’ diyerek, bedellerin tarifeye yansıtılmasını talep edebiliyorlar; parayı tüketiciden isteyebiliyorlar.. Öğreniyorum ki, EPDK henüz bu talebi görüşmedi, ancak bir sonraki kurul toplantısında gündeme gelmesi bekleniyor.
Öte yandan.. Faturadaki TRT payı, kayıp-kaçak bedeli, enerji fonu, sayaç okuma bedeli gibi kalemlere itiraz ederek dava açan vatandaş da, doğal olarak mağduriyet bildiriyor.. Sonuç ne olur? Hayırlısıyla bekliyoruz..
Vatandaşın tepkisi bir yana, endeks okuma işinde görevli çalışanların da bu aralar kafası karışık.. Nedenine gelince:
Hatay’daki endeks okuma işi ihalesi sonucunda firma el değiştirdi.
Uzun süredir endeks okuma işi, Fevzi Çalış General Elektrik’te idi..
Bundan böyle yeni açılan ihale sonucunda bu görevi Çıra Enerji yürütecek..
Yalnız bir sorun var..
Fevzi Çalış’ın firmasında görev yapan, yaklaşık 80 çalışana Çıra Enerji’nin “işten kendi isteğimle ayrılıyorum” şeklinde, noter tasdikli belge imzalatmaya çalıştığı iddia edildi.
Çıra Enerji’nin; işinde hızlı ve görevini eksiksiz yüretecek çalışanlara yönelmesini önemsiyorum.. Ancak; işçi, ‘adı geçen belgeyle’ eski firmadan ayrılırsa, tazminat alma hakkı yok olacak.
Bu dönüşümler yıllardır yaşanıyor..
Zira, 5-10 yıllık çalışanlar var..
Ancak, işçilerin yaşadığı ‘imza paniği’nin aslı şu:
– Firma, imzaların atılmasıyla yok olan tazminat hakkının arefesinde, 80 çalışandan 20’sine iş başı yaptırırsa, geriye kalan 60 kişinin hakları ne olacak? Garantisi var mıdır? Güvencenin sınırı nedir?
İmza attığı için, eski firmadan tazminat da alamayacak?
Üstelik, işsizlik korkusuyla da yaşayacaklar..
Bu durumda yapılması gereken nedir?
Bu durumda, ‘korku’yu minimize edecek, orta yol yok mudur?
Yaklaşık 80 çalışana ‘iş güvencesini’ hakim kılacak bir yöntem vardır muhakkak.. Bilemiyorum.
Yanılmıyorsam konu, Antakya’da ilgili makamlarla görüşülüyor..
Demem o ki.. Hiç bir arkadaşımızın açıkta kalmasını istemeyiz..
Hem, şimdiden endeks okuma işinin bazı mahallelerde geciktiği ileri sürülüyor.. Bence bu sorun hemen giderilsin..
Çünkü, asgari ücret alan bir vatandaşa bu sıkıntının faturası yansıyacak gibi..
Şöyle ki.. Mekanik sayaçları değiştirilen birçok konut sahibi, akıllı sayaçların takılmasıyla birlikte hem geciken faturayı, hem de sayaç bedelini ödemek zorunda kalıyor.. İki fatura, ve sayaç parası neredeyse 200 liranın üzerine çıkabiliyor..
Mutfak parası..
Çocuğun okul masrafı..
Giyim kuşam parası.. Su kullanım ücreti, şusu, busu derken..
Bir de üzerine, gecikme faizlerini bindirmeyelim..
Elektrik konusu zaten yeterince canımızı sıkıyor..
Mesele gerçekten çok ciddi ve bu ciddiyetine uygun olarak ele alınmalı!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.