Meclis iradesi ipotek altında mı ?

Onkoloji Merkezi yatırımıyla ilgili belediye meclisi, kararını verdi..
Hür iradeleriyle, herkes kendisine yakışanı yaptı..
Ancak, sular durulmayacak gibi.. Kaşıdıkça, kaşıyorlar!
Halen bir itiraz kültürüdür, sürüp gidiyor!
Şimdi Mimarlar Odası İskenderun Temsilciliği’nin önümde duran dilekçesini okuyunca daha net anladım. Neyi mi?
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in neden çekimser oy kullandığını tabii ki..
Düşünsenize, İşadamı Metin Yıldız’ın yatırım programı mecliste oy çokluğuyla kabul görüyor.. Ama konu, bir ucundan tekrar meclise getirilmeye çalışılıyor..
Mimarlar Odası dilekçe sunuyor.. Başkan da meclisin gündemine getirelim diyor.. Neymiş, sosyal donatılar, altyapı ve ulaşım gibi gereksinimlerin şehir genelinde hesapları yapılmalıymış..
Plan değişikliğiyle mevcut alan yokedilmiş, emsalinde yeni bir yeşil alan ayrılmamış.. İyi de arkadaş! Bu üç/beş haftalık bir sorun değil ki?
Belediye bu güne dek o araziyi neden kamulaştırmadı?
Parası mı yoktu?
Altyapı, sosyal donatı, ulaşım gibi gereksinimler bugün mü akıllarına geldi?
Belediyenin görevi bu sorunları çözmek değil midir?
Yapsaydı! Kim tuttu belediye yönetimini..
Kaldı ki, rahat nefes alacağız..
O halde, MKÜ kampüsünü çevreleyen yeşil alanlara ne diyeceğiz?
Ortada bir meclis kararı var.. Ve buna rağmen Mimarlar Odası, belediye başkanlığına yazdığı dilekçeyle plan değişikliğinin iptalini istiyor..
Yani meclise getirin, tekrardan görüşün demeye getiriyor..
Ne demek bu? Bu yatırım olmasa, İskenderun daha rahat nefes alacak bir kimliğe mi dönüşecek? Karaağaç’ta Vakıflar Bölge Müdürlüğü elindeki arazileri villa ve işyerlerine dönüştürüyor.. Karaağaç bitti, tükendi mi?
Niye böyle durumlara itirazınız yok?
O halde gayrimenkul satışlarını durduralım..
İskenderun ve çevresinde tek bir çivi çakmayalım..
Herşey olduğu gibi kalsın..
Peki ya Denizciler nasıl gelişti?
Nüfus nasıl arttı?
Ve ayrıca, İskenderun’da nüfus giderek neden azalıyor?
Bu durumlara sosyolojik açıdan bir cevabınız yok mu?
Kaldı ki, Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek bu dilekçeyi meclise taşımayı düşünüyor. Evet, bir sonraki mecliste idare bu konuyu gündem maddeleri arasına taşıyacak.. Olacak şey değil..
‘Evet’ oyu kullanan AK Parti meclis üyelerinin ne demesini bekliyorsunuz?
Ya da CHP grubu ‘biz yanlış anladık’ deyip, ‘evet’ kararından mı dönecek?
Bunu yapmaya hakkınız var mı?
Allahaşkına, belediye idaresi bunlarla uğraşacağına, sosyal donatıların gereksinimlerini yerine getirecek bir çalışmaya neden girişmez? Soruyorum..
Defalarca gündeme alınmasına rağmen ve meclis üyelerinin ısrarla talep etmesine karşın, neden AVM kavşağında bir üst geçit yok?
Belediye yapmıyor diye, yatırımcıları şehir dışına mı kaçırtacağız?
Bir taraftan Nuri Üysen, diğer taraftan Metin Yıldız, günah keçisi ilan ediliyor..
Yeter artık! Bir durun yahu?
Konuşarak paylaşmadığınız konuları dipsiz kuyuya atmak çözüm müdür?
Lütfen beyler!
Artık İskenderun’da, kendinden emin ve kendilerine ait duruşlarından taviz vermeyen bir belediye görmek istiyorum..

Meclis iradesi ipotek altında mı ?
CHP’DE LİSTELER PARAMPARÇA!
CHP’ ne yapmaya çalışıyor, anlamış değilim..
Bir delege listesi bu kadar çok şey mi anlatır?
Dünün, bugünün, yarının, biraz daha uzak bir geleceğin şifreleri hakkında bu kadar mı ipucu verebilir.
Dün elime geçen listeler üzerine epey yazılıp çizilir, konuşulur diye bekliyordum.. Kimseden ses seda çıkmayınca şaşırdım.
Kendimi tutamadım, yazacağım..
Herkesin konuşup da kimsenin dillendiremediği şeyleri anlatacağım.
Mesela..
Geçici yönetimi nasıl oluyor da, CHP’de hizmet etmiş isimlerin üzerini silebiliyor? Hayırdır, CHP için zararlı insanlar mıydı, bu isimler?
Örneğin, Anıl Abacı..
Örneğin, Zafer Kutlu..
Örneğin Can Teymur..
Örneğin Erol Aygen..
Daha sayayım mı?
Nazım Culha için ne diyeceksiniz?
Bülent Seküçoğlu’nu delegeden saymıyor musunuz?
Nihat Karpuz, Sümer Ünsal, Mehmet Zebun, Mahmut Şirin, Halil Sezer, Nihat Keskin, İbrahim Çolakoğlu, M. Kemal Gönen ve daha birçok isim buhar olmuş.. İnanılacak gibi değil..
Şart mıydı bunu yapmanız?
CHP hangi genelgeye dayanarak böyle bir liste hazırladı, anlamış değilim..
CHP’nin ‘demokratlık’ ölçüsü, hizmet etmeye çalışanların üzerini çizmek mi?
Daha fenası..
Erdal Yılmaz’ı eski ilçe yönetimi listeye dahil etti..
Geçici yönetim, üzerini sildi, iyi mi?
Herşey bir yana.. CHP’nin ‘teşkilatlardan’ sorumlu genel başkan yardımcısı Nihat Matkap neden suskun?
Demem o ki..
Nihat Karpuz eski ilçe yönetiminin hazırladığı listenin kabulü için dava açtı.
Hakkıdır..
Siyasi Partiler Kanunu’nun tüzüğüne göre yönetmeliğe aykırı mıdır, bilemem..
Bildiğim birşey var ki, olay Asliye Hukuk Mahkemesi ve İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’na yapılan ‘iptal’ başvurusuyla taşınmış durumda..
Ötesi CHP’nin sorunu..
Doğmakta olan demokratik yapıyı paramparça eden bir fondu bu..
Gördük, yaşadık!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.