12.12.2012, saat 12.12’de..

12.12.2012, saat 12.12’de..Tarih ve saat, kafanızı karıştırmasın.. Hayırlı bir güne işaret ediyor..
Çünkü o gün, bugün dikilen fidanların, meyvesi toplanacak..
Hatay’da bir takım açılışlar olacak..
Artık 12 sayısının uğurundan mıdır, yoksa hesapta 12’den hedefe atış yapmak mı var, bilemiyorum..
Bildiğim şu..
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun Hatay’a kattığı çok önemli katkılar var.. Bunlardan biri de İskenderun İçmesuyu İsale Hattı ve Arıtma Tesisi.. Bu konuda İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in de hakkını teslim etmeliyim.. Koordineli bir çalışma var..
Arıtma Tesisi ile birlikte şehir içi şebekesi de yenilenecek..
Büyük bir proje..
Bitim tarihi normalde Kasım 2012 diye görünüyor..
Her ne kadar, AK Parti Hatay Milletvekilleri Orhan Karasayar ile Hacı Bayram Türkoğlu, 29 Ekim’de bitmesi için gayret gösterilmesi gerektiğini hatırlatsalar da.. Bakan Eroğlu’nun ‘toplu açılışlara’ denk gelmesi hususunda bir fikri vardı.
Dedi ki:
‘- Açılış tarihi 12.12.2012 günü saat 12’yi 12 geçe olsun’
Zamanlama iyi..
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek yanına gidip, Bakan Eroğlu’nu kutladı..
İtiraf etmeliyim ki..
Programda, güzel enstantaneler vardı..
Bakan Eroğlu neşeliydi..
Bir anlık elektrik kesintisinin bile esprisini yaptı.. Dedi ki:
‘- Enerjimize elektrik bile dayanmıyor..’
Durum böyle olunca da..
Yağmur, çamur pek dikkate alınmadı..
Etrafa baktım..
Arıtma Tesisi büyük bir hızla yükseliyor..
Hatay’a bakıyorum..
Bakanlık olarak Hatay iline 2003-2011 yılları arasında toplam 319 milyon lira yatırım yapılmış.. Bir ayrıntı daha..
Hani diyorlar ya:
– Ağaçlar kesiliyor..
Bakanlık, 2003-2011 yılları arasında Hatay’da 134 bin 900 dekar sahada ağaçlandırma yapmış.. 8 milyon 500 bin adet fidan dikmiş..
Bir adet kent ormanı ve 15 adet de mesire yeri tesis etmiş..
Hatay böyledir..
Motivasyon bambaşka..
Temeli atılan tesislerin bedeli, 181 milyon lira..
Tesislerin sağladığı fayda büyük.. Nedeni basit..
Bu vesileyle..
600 bin dekar tarım arazisi sulanacak.
200 bin dekar arazi taşkından korunacak.
İskenderun İçmesuyu İsale Hattı ve Arıtma Tesisi’ne gelince..
Tesis tamamlandığında yılda 47,5 milyon metreküp içme suyu sağlayacak.
Özetle..
İskenderun’un 2045 yılına kadar içme suyu ihtiyacı karşılanmış olacak.
Hepsi bu..
Ve ben, tatlı bir şekilde tebessüm ediyorum..

DAYANIŞMANIN GÜCÜ!
İskenderun Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü’nün gidecek olmasının yol açtığı tepkilere baktığımızda şunu gayet net bir şekilde anlayabiliyoruz:
– Dayanışma bir kez daha galip geldi!
Hatırlayın.. Ne olmuştu o vakit?
İhracatta en büyük katkıyı sunan İskenderun’un “Gümrük” binası elinden alınıyordu.. Kayıtsız kalınamazdı..
Hemen STK’lardan tepkiler yükseldi..
Üstelik kapalı kapılar ardında değil, gayet açık bir şekilde dile getiriliyordu.
Hem de “lamı cimi yok” gibi keskin ifadelerle..
Ne oldu? Bir isim değişikliği.. Akabinde;
Doğu Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü oluştu..
Buna bağlı akabinde 9 müdürlük geldi.
Herşey yerli yerinde kalacak dendi, vesaire..
Zira bu kararda, MÜSİAD Hatay Şubesi’nin “isim değişikliği yapalım, mevcut yapı korunsun” şeklindeki yaklaşımının da etkisi olduğunu düşünüyorum..
Neticede olması gereken oldu..
İşte tam da bu noktaya bakıp şunu söylemek istiyorum:
– Güçbirliği öylesine tılsımlı birşey ki, kimse önünde duramıyormuş..
Dayanışma duygusu öylesine kutsal birşey ki, ‘gereği düşünüldü’ kapsamında kazanan İskenderun oluyormuş..
Kırmadan, dökmeden..
Aslında bu güçlü yapı, bize şunu da gösterdi:
Birliktelikler, İskenderun’un sorunlarını topu taca atmaktan koruyor..
İşte tam da bu nedenlerle..
Eksiğimize, gediğimize yönelik yapılması gereken şudur:
Rahatsızlığımızı bildirdiğimiz hükümet yetkililerinden, bu rahatsızlıklarının gereğini yapmalarını istemeliyiz.
– Daha yüksek sesle itiraz etmeyi bilmeliyiz..
– İskenderun için daha hızlı ve üretken olmalarını istemeliyiz.
– Hakettiklerimizle alakalı mücadeleyi sürdürmeliyiz.
Bütün bunları sadece “İskederun’u kurtarmak” adına değil..
Geleceğimiz adına, çocuklarımız adına, özgürlükler adına istemeliyiz.

ACIMIZ BÜYÜK!
Milletçe acımız büyük, hüznümüz ve kederimiz tarifsizdir. Merhum Rauf Denktaş dava ve fikir insanı olarak Kıbrıs Türkülüğü’nün ufkunu aydınlatmış, mücadeleci kişiliğiyle de gönüllere taht kurmuştur. Kendisi, ömrünün her aşamasında KKTC’nin, uluslararası toplumda eşit ve onurlu bir seviyeye gelmesi için örnek alınması gereken bir çaba göstermiştir. KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı ve Kıbrıslı soydaşlarımızın sembol ismi Rauf Denktaş’a Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine, Kıbrıs Türklüğü’ne ve Aziz Türk milletine sabır ve başsağlığı temenni ediyorum.

Önceki İçerikDoğru söylüyorsun Cemil Yılmazlar
Sonraki İçerikSeviyoruz, ama..
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.