Sihirli değnek gerekmiyor!

Sihirli değnek gerekmiyor!Şükrü Kanadlı Kışlası’ndan Yelken Kulübü’ne uzanan sahil şeridi bakımsız..
O cıvıl cıvıl sahil, bir yerden sonra perişan..
Sanki cılız lambalar eşliğinde terkedilmiş diyar..
Oysa İş Bankası’ndan Doğumevi’ne uzanan kordon güzel..
Niye?
İşlenmiş..
Ağaçlar dikilmiş..
Havuzlar yapılmış..
Ahşaptan işletmeler inşaa edilmiş, vesaire..
Kordonun uzunluğuyla övünüyorsak, bir yerden sonra koparmayacağız..
Hizmeti bir bütün olarak ele almalıyız..
Niçin bekliyoruz bilmiyorum..
Ama elimde çok sayıda örnek var..
Maliyet de gerektirmiyor..
Kabul edelim ki.. Heykel fakiri bir kentiz..
Birkaç resim paylaşıyorum ki, ne demek istediğimi daha net anlayın..
Mesela sahilin diğer bir ucuna yapılacak peyzaj çalışması kapsamında barışı, hoşgörüyü, kardeşliği, simgeleyecek heykeller yapılabilir..
İskenderun sahil kenti neticede..
Bir deniz kızı heykelimiz olmalı..
Hatırlayın.. Pac’da portakal figürümüz vardı, yıktık..
O halde güneyin incisini simgeleyen ‘İskenderun Güvercini’ niye yok?
Ama Emniyet Sarayı’na giderken ‘kel aynak’ kuşumuz var..
Ne alaka?
***
Liman B kapısından şehre giriyorsunuz, sizi karşılayacak, ilgi çekecek, ‘harika birşey’ dedirtecek ne var Allah aşkına?
Üsgeçite bakıyorsunuz.. Bez afişler eşliğinde çirkin görüntülere rastlıyoruz..
Benim görevim değil ama, o üstgeçidi boydan boya kaplayacak bir LED ekran yardımıyla İskenderun’u anlatan sloganlar, şehri tanıtan görüntüler koyabiliriz..
Ya da bir pano..
Merak etmeyin, o görüntüler kazaya sebebiyet vermez..
Her kırmızı ışıkta, en az 60 saniye bir tanıtım sağlar..
Madem ‘çiçek’ gibi bir kent diye anılacağız, o halde çiçek motiflerinden oluşan bir figürümüz olsun.. Var mı? Ee, o da yok!
Sevgili dostlarım!
Bunları yapmak için sihirli bir değnek gerekmiyor..
İstemek.. Talimat vermek..
Programa koymak yeterli..
İşte bu sorumluluk yeni bir heyecan getirebilir..
Demem o ki..
Düzenlemek iyi de, var olan değerleri yok etmek çözüm değil..
Çok mu kötümserim..

YENİ BİR LOGO!
Ankara Büyükşehir Belediyesi ‘gülen kedi’ logosuyla mahkemelik oldu ama, sırf tartışma konuları ‘reklam’ açısından ses getirdi. Amaçlarına ulaştılar!
O halde soralım, biz de ne var?
Kuru bir logo..
Güneş ve deniz dalgaları..
İddia ediyorum anket yapsanız, çoğunluk logoyu, ‘lego’ olarak algılar..
Şaka bir yana..
Logomozu yenilemeliyiz..
Yeni bir kimlik kazandırmalıyız..
İskenderun’un değerlerini ön plana çıkarmalıyız..
Hatırlayın..
Hatay Valiliği ve DOĞAKA iş birliği ile gerçekleştirilen Hatay Kent Logosu yarışmasına halkın katılımı sağlanmıştı..
22 binin üzerinde oy kullanıldı..
Yanlış okumadınız.. Şehrin markalaşma sürecinde görsel olarak ifade edecek bir ikon için logolar tasarlanıyor, insanlarımız da bu yeni yapılanmaya dahil olup, oy kullanıyor.. Fena mı?
İskenderun için neden böyle bir çalışma yapmayız ki?
Bizim markamız yok mu?
İskenderun ‘ruhunu’ ortaya çıkarmamız bu kadar mı zor!
Elimize mi yapışır?!

ANA ACISI HİÇ DİNMEZ!
Analar çilekeştir.. Cefakardır.
Çocukları için canını verecek kadar sevdalıdır..
Rahmetli anacığımı kaybedeli 13 yıl oldu..
Acısı hiç geçmiyor..
Anaların ölümü nasıl yürek yakar iyi bilirim.
Sayın Başbakan, yıkılmıştır şimdi.
Tenzile Ana’nın vefatına çok üzüldüm..
Mekanı cennet olsun. Hayatını kaybetmiş tüm annelere, Tenzile Ana’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Sayın Başbakanımız’ın ve ailesinin de başı sağ olsun.
Bu arada.. İskenderun eski Belediye Başkanı Mete Aslan’ın değerli annesi Fatma Aslan’ın geçirdiği rahatsızlık nedeniyle tedavi gördüğünü öğrendim..
Mete Aslan’ın üzüntüsünü paylaşıyor, Fatma Ana’ya acil şifalar diliyorum..

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.