Minik bedenler ‘sevgi’ yüklü..

Minik bedenler ‘sevgi’ yüklü..Pazar günü, Denizciler’deyim..
Saat 12.30 suları..
Hacı Pervin Tosyalı Sevgi Evleri’nin kapısında..
En çok merak ettiğim yerde..
Sevgi Evleri’ne hayat veren ‘Anne’yle birlikte..
Hacı Pervin Tosyalı aramızda..
Kapıda ‘güleryüzlü’ görevliler karşılıyor bizi..
Sonradan öğrendim isimlerini..
Mesela, Sevgi Evleri’nin müdiresi Selin Çöl sevgi dolu..
Çocuklar ellerinden tutuyor, ‘anne’ diye sesleniyorlar Selin Çöl’e..
40 ‘Anne’ daha var sevgi evlerinde..
Birinin elinde mama, diğerinin elinde elbise..
O kadar içten ve sevgi dolular ki, duygulanmamak elde değil..
Bir annenin ve bir babanın şefkatini, sevgisini sunuyorlar, küçük bedenlere..
Çocuklar sevgi dolu.. Hareketli..
Kimisi elbise dolabını gösteriyor Hacı Anne’ye, kimisi ise yatağını..
Çocukları mutlu gördüm..
Gözlerinde umut vardı..
Özge şimdiden Tosçelik Fen Lisesi’ni gözüne kestirmiş..
Başak öğretmen olmak istiyor..
Elif ise doktor..
Harika bir duygu..
Ziyaretin güzel yanı şu..
Okul öncesi, Sevgi Evleri’ne taşınma işlemi tamamlanmış..
71 çocuğumuz odalarına yerleşmiş..
Biraz endişeli, ürkek bir halleri vardı..
Sevgi Evleri’ni görünce mutlu olmuşlar, hayran hayran incelemeye başlamışlar..
Sıcak bir yuvada, sevgi dolu arkadaşlıklar kurmuşlar..
Kimisi yol yorgunu, yatağa uzanmış mışıl mışıl uyuyor..
Bakıcı anneleri yanıbaşlarında..
Kimisini ise çoktan okul heyecanı sarmış..
Uyku girmiyor gözlerine..
0-6 yaş grubu çocuklarımız tatlı mı tatlı..
Hacı Anne Pervin Tosyalı ağlamaklı..
Bir yandan sevinç, diğer yandan hüzün gözyaşı döküyor..
O çocukların her birinin ayrı bir yaşam öyküsü var..
Kimisinin annesi sığınma evinde..
Kimisini ise babası terketmiş..
Hangi anne/baba ister ki böyle olsun..
‘Keşke’lere sığınıyoruz o vakit..
Hacı Anne’nin yüreğindeki acı o yüzden..
‘Her türlü ihtiyaçlarında yanındayım’ demesi içten ve yürekten gelen bir duygu..
Ama ‘sevinç’ gözyaşı daha ağır basıyor..
Mutluyuz, çünkü.. Sevgi evlerinin önemini, farkını daha iyi anlayabiliyoruz..
Allah razı olsun Hayırsever İşadamı Fuat Tosyalı’dan..
Sevgi ve şefkat ortamını damarlarımızda hissebiliyoruz..
Ne mutlu bize ve o tatlı mı tatlı çocuklarımıza..
Sahip çıkalım, katkı sunalım, koruyalım..

MMK ATAKAŞ EĞİTİMDE ÖNCÜ!
Bir güzel haber de MMK Atakaş’tan..
Dörtyol’a uzanıyorum.. MMK Atakaş tarafından yapılacak olan Dörtyol Endüstri Meslek Lisesi’nin temel atma törenindeyim..
Hayırsever İşadamı Recep Atakaş heyecanlı..
Ve bir o kadar mutlu.. Müthiş bir eğitim yuvası kazandırıyor, Hatay’a..
Vali Mehmet Celalettin Lekesiz’in sözleri yankılanıyor kulaklarımda:
– Adınızı ya mezar taşına yazdıracaksınız ya da sonsuzluğa..
Atakaş Ailesi, Tosyalı Ailesi ve daha birçok başarılı isim adını her daim sonsuzluğa yazıyor.. Sevincimiz o yüzden..
30/40 yıllık birikim bunlar..
Başarı zannedildiği gibi erken gelmiyor..
Alınteri, gözyaşı, engeller var bu meşakketli yolda..
Ancak tüm bu zorluklara rağmen..
Sosyal sorumluluk projeleri de unutulmuyor..
İşadamı Recep Atakaş’ın da dediği gibi;
‘Bizler bu bölgede yaşıyoruz ve kendimizi bu bölgedeki insanlara karşı sorumlu hissediyoruz.’
Nedir bu sorumluluk? Ona da açıklık getiriyor Hayırsever İşadamı Recep Atakaş..
İki yoldan sözediyor..
Bir..
– Ya gençlerimize yeterince eğtim vermeden, sokaklara bırakarak, kargaşaya ve kaosa yol açmalarını görmezden geleceğiz..
İki..
– Ya da, genç nüfusu eğiterek, nitelikli iş gücü haline getirip, enerjilerini iş yaşamına aktararak ülkemizi zengilenleştirip, mutlu ve huzurlu bir gelecek yaratacağız..
Atakaş her zaman ve har daim ikinci yolu seçti/seçiyor..
Her zaman ki gibi ülkenin geleceğine katkı sunmayı hedefliyor.. Netice muhteşem..
10 milyon liralık yatırım bedeli olan 32 derslik ve toplam bin 200 öğrencinin eğitim görebileceği bir yuva.. Modern laboratuarları, teknik donanımları ve spor salonuyla bölgemizin en büyük endüstri meslek lisesinin temeli atıldı..
Teşekkürler MMK Atakaş..
Teşekkürler Recep Atakaş!

SAYEKLER’İN YURDU NE OLDU?
Önemli bir girişimdi.. Heyecanlanmış ve umutlanmıştık..
Sayekler, Sakarya Mahallesi’nde Kapalı Spor Salonu yanına bir huzurevi yapacaklardı. Sonra kararda bir değişiklik oldu, o arazide bir Kız Yurdu yapılacağı duyruldu.. Olsun, hayırlı bir işti neticede..
Ama gerisi gelmedi..
Ne oldu bilmiyorum.. Temel atıldı, kaba inşaat şekillendi derken, herşey bir anda durdu.. Gel zaman git zaman, o kaba inşaat öylece kala kaldı..
Soran yok, soruşturan yok..
O bakımdan hatırlatmakta fayda görüyorum:
Ne olacak bu binanın hali?
“Ya yıkın, ya gerisini getirin” diyen birileri çıkmayacak mı?

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.