They are talking we are working!

They are talking we are working!Hava gergin.. Herkes stres altında.. AK Parti’nin, CHP’nin, MHP’nin ve daha birçok partinin milletvekili adayı miting miting dolaşarak çok yoruldu.
Siyasiler/gazeteler bir taraftan bağırıp çağırıyor.. Bazen ayar kaçıyor.
İşadamları hedef alınıyor..
‘Taraf’ etiketi güçlü kurumların omuzlarına yapıştırılıyor.
Bu haksız söylem, stresi katlıyor, gerginliği de.
Bakınız, sayın başbakan çok doğru bir ifade kullandı, dedi ki:
“- İşadamı dediğin gelen iktidarların hepsiyle çalışacak. Birisiyle çalışıp birisini karşısına almaz.”
Bu cümleden anladığınız nedir?
Ben söyleyim.. İstikrar!
İşadamı siyaset yapmaz, işine bakar!
İskenderunlu olarak görüşüm şu..
İşadamları, -bu hangi firma ya da her kim olursa olsun- şehir için büyük bir kazanç.. Körfezin etrafına bir bakın, en yapıcı, en yatırımcı işadamları burada.
Kimse bağırıp çağırmıyor.. Hakaret etmiyor.
Karakter olarak hepsi sakin..
Hemen hepsi, bütün güçleri ile yatırım peşinde..
Nedir bu? GÜÇ!
İskenderun’un gücü..
Bu, ANAP iktidarında ya da koalisyon döneminde de böyleydi, bugün de öyle..
İşadamı işini yapar, konuşmaz.. Laf üretmez!
Doğrusu da bu değil mi?
Bu toprakların sesini, bugünün duyarlılığıyla ortaya koymaya çalışan bir iş dünyası var karşımızda.. Bakıyoruz:
– Çok yetenekli, üstelik hayırseverler..
Kendilerini partilerin değil, Türkiye’nin değişimine adıyorlar, o kadar..
Müthiş bir canlılık var.. O canlılığın kaynağı Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı’nın şu sözlerinde saklı:
– They are talking we are working!”
Türkçe ifadeyle;
Hani herşeye tepki koyan, takdir etmeyen çevrelere yönelik yanıt şu:
– Onlar konuşur, biz çalışırız!”
Yani:
– İşadamının işi üretmek!
Aslını isterseniz, doğrusu da budur..
İşadamı özeldir.. İktidarın görevi de, istikrar ortamını sürdürmektir..
Siyaset, siyaset yapanın işidir. Bu kadar net..
Dönelim bize.. Yazın bir kenara:
“They are talking we are working”
Laf değil, hizmet üretelim!
Çıkış noktamız, işaret fişeğimiz budur!

ASIL TUHAFLIK KİMDE!
Bu kadarı da olmaz canım! Dizilerde sinirlerimiz boşalıyor, ağlıyoruz..
Peki ya gerçek hayatta? Duyarsızız!
Keder, çile karşısında perişan oluyoruz.
Ama bir damla gözyaşı yok..
Soru şu:
“- Gerçek acılara bu kadar yanıp tutuşuyor musun?”
Sorgulayalım kendimizi..
Gerçek hayatta.. Aile içi tecavüz, kanser, yetimhane, fakir/fukara hepsini izliyoruz!
Sonuç? Ne hissediyorsunuz?
Dönüp kendimize bakmalıyız.
Düşünün…
Gerçek acılara karşı duyarsızlaşmışız..
Çevremizdekilerin çilesine bir dakika olsun, kulak vermekten kaçınır olmuşuz..
Toplum olarak kayıplarımızın doğru düzgün yasını tutmayı bile unutmuşuz..
Sonra da gözyaşı sellerinde boğulmak için TV’nin karşısına sabırsızlıkla ekran başına geçiyoruz. Şimdi söyleyin, asıl tuhaflık kimde!

ŞİMDİ OLDU!
Haftasonu.. Cumartesi ve Pazar, seviye belirleme sınavı vardı..
Öğrenciler dikkatli olmalıydı..
Gürültü kirliliğinden ve stresten uzak kalmalıydı..
Malumunuz, seçim kapımızda.. Adayların seçim otobüslerinden yükselen ses, öğrencilerin dikkatini dağıtabilirdi..
Çok şükür, bu kez korkulan olmadı!. Tüm adaylar bu konuda duyarlıydı..
Okulların ne yakınında ne de uzağında bir araç, ya da megafondan yükselen bir ses çıkmadı.. Adayların bu hassas yaklaşımı hepimizi fevkalade memnun etti..
Öğrencileri de..

TREN SEFERİ YENİDEN..
Güzel bir haber daha.. Uzun zamandır yol çalışmaları nedeniyle İskenderun Tren Garı bölgesel ekspresi durdurulmuştu. Çalışmalar bitti, işlem tamamlandı.
Bugün sabah saat 07.15 itibariyle İskenderun Adana seferi başladı. İskenderun-Adana varış, saat 09.29.. Adana-Mersin varış, saat 10.40..
Adana’dan hareket 19.00.. Adana-İskenderun varış, saat 21.13..
Hayırlı olsun, çalışmaların tamamlanmasında emeği geçenleri kutluyorum..

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.