Asiller idare eder

KİTABI GÖRÜYORUZ, YA KİTABI HAZIRLAYANLARI..
‘Hatay’ın Kurtuluş Mücadelesi’nde Türk Ordusu’ başlığını taşıyan kitap elimde..
İmza, Otuzdokuzlular!
Muhteşemler, her zamanki gibi!
Bir de slogan tadında bir söz taşımışlar kapağa:
– Büyük İşleri Büyük Millet Yapar..
Gururlandım doğrusu..Asiller idare eder
Birkaç ay önceydi.. 39. Mekanize Piyade Tugay ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Sayın Gürsel Öztürk’ü bir ziyaret programı esnasında, Otuzdokuzlular Tarih Araştırma Grubu üyeleriyle tanışma fırsatım olmuştu..
Muhteşemlerdi.. Çalışma odalarındaki duvarın neredeyse tamamı, belgelerle kaplıydı..
O gün, Öztürk Paşa’yı çok mutlu gördüm..
Bence İskenderunlular, tarihe saygının gereğini bize hatırlatan Öztürk Paşa’yı unutmasınlar..
306 sayfalık kitap; Hatay’ın kurtuluşunu ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanet ettiği bu kutsal topraklarla birlikte, insanlarımızın acılarını, sevinçlerini bize anlatmakla kalmıyor.. Zaferlerle dolu olan Kahraman Türk Ordusu’nun mümtaz birliği Otuzdokuzlular’ı, Trablusgarp’ı, ardından türkülerin yakıldığı Yemen çöllerindeki savaşı, mağlup olmayan bir yüreği anlatıyor, yüreğimize nakşediyor..
Kitabı okumaya başladım bile, hem de soluksuz..
O zaman bu kitabın adını, emeği geçenlerin hepsinin adını yazmak taraftarıyım.
Emeğe, çabaya saygı bunu gerektirir.
Dilerim sakıncası yoktur..
Çünkü, Hatay’ın tarihini günümüze taşıyan, Otuzdokuzlular Tarih Araştırma Grubu’ndaki dehalarımızın adlarını paylaşmak istiyorum:
Başta Tugay Komutanı Tuğgeneral Gürsel Öztürk olmak üzere..
Hazırlayanlar; Piyade Çavuş Mehmet Ali Aslan, Piyade Çavuş Cenk Küçükyalçın, Piyade Çavuş Murat Öncül, Piyade Çavuş Mert Pozcu, Piyade Çavuş Mert Saydam, Piyade Çavuş Murat Şafak, Piyade Çavuş Şaban Timur, Piyade Çavuş Serkan Yılmaz, Piyade Çavuş Sezgin Zilek, Piyade Çavuş Mehmet Ali Aslan, Piyade Çavuş N.Can Dağdelen, Piyade Çavuş Vedat Erkmen, Piyade Onbaşı Ersin Yeşilbaş, Piyade Onbaşı Hasan Çevik, Piyade Onbaşı M.Serdar Dülger, Piyade Onbaşı Mustafa Filiz (Editör), Piyade Onbaşı Melih Güleren, Piyade Onbaşı Özgür İnal, Piyade Onbaşı Murat Karayiğit..
Kapak tasarım; Piyade Er Doğan Sezgin..
Ve danışman Mehmet Mursaloğlu’na binlerce kez teşekkürler..
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki.. Bu kitap, ileriki kuşaklarda Hatay’ın tarihini yüreğine yazacaklara da bir belge niteliği taşıyacaktır.
Hatay tarihi gibi, vitrindekilere önem verip, vitrini hazırlayanları unutmamak gerek..

HİÇBİR İHALE VEYA TESİSLE İŞİM OLMAZ!
Ne zaman ki, çöp ihalesini yazmaya başladık.. Konuyu gündeme getiren AK Parti Hatay Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün yakınlarına ait çöp fabrikası oldu..
Bir günde, bir gecede, ihaleyi Milletvekili Öztürk’ün üzerine yıkmaya çalıştılar..
Yazık..
Oysa dün Milletvekili Mustafa Öztürk’ü aradım, şöyle dedi:
“- Benim hiçbir tesisle, şirketle veya kurumla işim olmaz, bağlantılarım da yok.. Bu iddiaların hiçbiri gerçeği yansıtmıyor.. Böyle bir iddia üzer beni.. Ben sadece İskenderun Belediyesi’ni uyarmak istiyorum.. İhaleyi yapsanız dahi, buna bedel ödeyemezsiniz. Türkiye’de örneği yok.. Lütfen herkes aklını başına alsın. Şeffaf ihale yapın, kim alırsa da alsın.. AB projelerinde ve çevre bakanlığı projelerindeki ihalelerin hiçbirinde olmadım. Bu güzel bölgenin milletvekiliyim. Üç aydır ilgili kurumlarla görüşmeler yapıyorum, çalışıyorum. Tekrar uyarıyorum, bu ihaleden sonuç alamazsınız. Bu işi bilen danışmanlar almalısınız. Aman ha, 51 g’ye göre ihale yapmayın, yanlıştır. Ben belediye başkanı Yusuf Civelek’i seviyorum. Daha önce de bu durumu sayın başkana ilettim..”
Mesele bu, anlayana..

ACİZLER ŞİKAYET EDER!
Bir söz var hani..
Aynı öyle bir durum:
“- Asiller idare eder, acizler şikayet eder, basitler iftira eder!”
Birkaç gündür okuyorum ve izliyorum.. Yazan yazıyor, konuşan konuşuyor ama anlamadığım bir konu var. Birileri neden şikayet ediyor ki?
Mağlup olmuşsun..
Hatalarınla yüzleşme zamanın gelmiş..
Ama yok!
Mantık değişmiyor..
Yiyecem, kıracam, yıkacam!
Aradan iki yıl geçmiş, beklenen şu:
– Hesap verecekler!
Diyor ki:
– Birileri gidecek, ben gelince de zaten onlar ölmüş olacak..
Niye? İnsanlıktan mı çıkma bu arkadaşlar?
Yunanlı mı yoksa İsrailli mi ki, intikam alacaksın!
Şimdi yazıyorum diye, sıra bana mı gelecek?
İskenderun’u mu terketmeliyim!?
Dayak mı yemeliyim?!
Bakıyorum da herkes kötü, herkes pis!
Oysa, hepsi geçmişte, birlikte hareket ettiğin, birlikte kenti yönettiğin insanlardı..
Bu nefret niye?
İfade hazır..
Zora geldi mi, ‘sattılar!’..
Benden faydalandılar!
Ne o?!
Yaptırmasaydın?!
Kimse zorlamadı ki!?
Hem hatayı neden biraz da kendinde aramıyorsun?
Bugün etrafında pek kimse kalmadıysa bunun sorumlusu da sensin..
Hem herkes hatalarından ders çıkarıyor da, sen niye çıkarmıyorsun?
Soruyorlar: ‘- nerede hata yaptınız?”
Cevap veriyor: ‘- Ben hata yapmadım!’
Ayıp.. Hata yapma lüksü olur mu hiç?
Peygamber gibi..
Hep aynı, klişe sözler..
* Şunu besledim..
* Şu kadar para verdim..
* Satışa geldim..
* Şu AK Partili değil..
* Falanca işadamları şunu yaptı, bunu yaptı..
* Yusuf Civelek şöyle, böyle..
* MHP il başkanı muhatabım değil..
Ee, zaten kimse muhattap ol diye zorlamıyor!
Sanki foto roman yazdırıyor, çizdiriyor!
Yeter artık..
Görüyorsun işte, kimsenin seni muhattap aldığı yok..
Zorlama artık.. Ortaya konulmuş bir şey hâlâ yok, yapılan tek şey konuşmak..
Yazık.. İskenderun’u seven, İskenderunlular’a zarar vermek istemez..
Elbette “psikolojik bariyerleri” yıkmak için meseleyi enine boyuna tartışmak gerekiyor ama böyle bir üslup ve tartışma konusu yaratmak bence çok yanlıştır.
Yani diyeceğim şu ki, bu tür sözler kulağa hoş gelebiliyor ama altı yeterince doldurulmamışsa tehlikeli sonuçlara da yol açabiliyor..
Lütfen tahriklere kapılmayalım!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.