Bu kadar basit mi başkan!?

“- Antakya’daki şov” bir yol kazası mıydı?
İskenderun’u bırakıp, Hatay il örgütüne müdahale etmek, bu kadar basit olabilir mi? Bize göre “yol kazası”.
Peki bu kaza yüzünden mi Antakya’ya olan ilgi..
Bu kaza yüzünden mi İskenderun basını dikkate alınmıyor?
Yoksa, yeni seçim kanunu çıktı da, bundan böyle yerel seçimlerde Antakya’nın oyları da mı geçerli sayılacak? Ya da başkanımız milletvekilliğini düşünüyor da, bizden mi saklıyor?Bu kadar basit mi başkan!?
Bu soruları sormamız gerekiyor. Çünkü bu soruları sormazsak, bu defa biz yolumuzu kaybedeceğiz..
Limanın özelleştirilmesi gündemde, belediye başkanı Yusuf Civelek’ten ‘ses’ çıkmıyor..
İskenderun’da aksak giden bir takım gelişmelerden ötürü tepkiler yükseliyor, Civelek’ten ‘ses’ çıkmıyor..
CHP İlçe Örgütü isyanlarda, başkan Civelek’ten ‘ses’ çıkmıyor..
Mahalleler ‘hizmet’ diye haykırıyor, başkan Civelek’ten ‘ses’ çıkmıyor..
Karaağaç asfalt sezonunu açtı, bizim burada memleketi çukur götürüyor, başkan Civelek’ten ‘ses’ çıkmıyor..
Çöp Fabrikası’nu unuttuk, beldelerde Envitec’e ‘tonaj başına ödenen para yüzünden’ karşı gelen başkanlar varken, Civelek’ten yine ‘ses’ çıkmıyor..
Yine tıkanıp kalacağız..
Yine öfkeye teslim olacağız..
O yüzden sormalıyız bu soruları..
Başkan Civelek’in “Herşey güzel olacak” konusundaki samimiyetine inanmıyorum artık.. Çünkü herşey daha da kötüye gidiyor..
Ama bu kadar keskin bir konuda samimiyet yetmez..
İşte buradan açıkça ve bir kez daha söylüyorum:
İskenderun’da yükselen tepkilere karşı, uzun bir zamandır basın toplantısı düzenlemeyen siz sayın başkan, ‘Ben nerede hata yapıyorum’ demek yerine Antakya’ya kucak açıyorsunuz..
Oradan kime sesleneceğinize merak ediyorum..
Yoksa, Antakyalılar’a İskenderunlular’ı mı şikayet edeceksiniz?
‘- İskenderun basını kötü, siz daha uysalsınız’ mı demeye çalışacaksınız?
Yoksa, klasik deyiminizle, ‘İskenderun’da herşey güzel oluyor’ sözlerinizle arabesk mi takılacaksınız?
İskenderun’da ‘birliktelik’ sağlamak için, kent kurmayları, kanaat önderleri ya da dinamik güçler dediğimiz insanlarla bir araya gelmek varken, kolaya kaçıp ‘kimseyle görüşmemesi’ni anlamakta güçlük çekiyorum..
Açıkça yazıyorum..
İskenderunlular’a ‘memleket sevdalısı’ testi yapmaya kalkmayın..
Bu güzel kente böyle bakarsak;
– İskenderun’a hiçbir şey getiremezsiniz!
Ağır bir stratejik hata yaparsınız..
Önce bunun kabul edilmesi gerekiyor..

GERÇEKLERDEN NE KADAR KAÇACAKSINIZ?
Evet, ne yazık ki gerçekler acıdır..
Ve o gerçekleri görmek istemediğiniz sürece acı daha da artar..
İşte Antakya’daki hizmet atağını göremeyip ama İskenderun’da her konuda şikayet eder bir duruma yuvarlandığımız bu durum acıdır.
İskenderun’da 2 yerel TV kanalı, 10 günlük gazete, onlarca haftalık ve 3 dergimiz olmasına rağmen, İskenderun’da sus/pus olan bir yerel yöneticinin Antakya’da bir kanala çıkması ne kadar doğru soruyorum, İskenderunlular’a..
Maazallah, her taraf bilboardlardan geçilmiyor..
Basın kurumu Antakya’dan olunca, başkan cepten para harcamayı seviyor..
Sahip çıkıyor..
İskenderun’daki basın camiası Yunan kökenli mi?
Ya da İsrail’e mi çalışıyor?
Peki ne olacak şimdi? Başa mı döneceğiz yine?
Başkanın hizmet kültüründe ‘diyalog’ yok mu?
Civelek’i bu konuda uyarması gerekenler nerede?
Zaman en iyi ilaç.. Dilerim, ne demek istediğimi yakında anlarlar!

AHTAPOT PAUL’E SORALIM!
Dünya Kupası’nın şöhret yaptığı kişi hiç kuşkusuz Paul..
Ahtapot Paul.
Bütün maçların sonucunu doğru tahmin etti ve İspanya’nın şampiyon olacağını da bildi..
Paul’ün bu başarısı üzerine, bence vakit kaybetmeden akvaryum yöneticilerine bir ricada bulunalım..
Bizi uğraştırmasınlar..
* İskenderun Limanı ihalesinin sonucu ne olacak, Paul’e bir sorsunlar..
* Aslantaş’tan gelen suyu İskenderun’a bu dönem pompalayabilecek miyiz, Paul’e bir sorsunlar..
* TEDAŞ bu sene yeraltına kabloları döşeyebilecek mi, Paul’e bir sorsunlar..
* İskenderun bir yıl olsa bile sivrisineksiz bir yaz geçirebilecek mi, Paul’e bir sorsunlar..
* İskele inşaatını CHP döneminde görebilecek miyiz, Paul’e bir sorsunlar..
* Çöp fabrikası hayali gerçek olacak mı, Paul’e bir sorsunlar..
* Genel seçimlerin galibi hangi parti olacak, Paul’e bir sorsunlar..
* İskenderun’a olimpik havuz yapılır mı, Paul’e bir sorsunlar..
* Balık lokantasından ne zaman balık yiyeceğiz, Paul’e bir sorsunlar..
Çok zor değil..
Ama öğrendim ki, Paul siyasetle ilgilenmiyor..
Doğrusu Paul’e hak vermiyor değilim.
İskenderun’da belediye başkanının ne yapacağını bilmek, Dünya Kupası’nda 32 takımdan hangisinin şampiyon olacağını bilmekten daha zor olsa gerek..

ZÜBÜK!
Bıktım artık.. Her yerde görüyorum onu..
Bir gün AK Parti’de.. Diğer gün CHP’de..
Bir gün milletvekilinin yanında, diğer gün belediye başkanının..
Partiyle alakası yok ama sıfatı çok..
Para nerede o orada! Herşeye zevzek zevzek güler..
Ona öğretilen ilk sözcük arasında “hayır” yoktur, “evet” vardır..
Şahsi çıkarları için ne denirse densin “Evet” demelidir..
Kişisel imzaların tek anlamı zaten “evet”tir..
Siyasetteki duruşu yetmez.. Derneklerin tümünde de olmalı..
Üye olmadığı dernek yok.. İki yüzlü, çıkarcı, kaypaktır..
Mesela yayıncıdır.. Ama suya sabuna dokunmaz..
Mesela istihdam oluşturacak, maaşlarından kırpar, hatta hiç vermez!
Mesela elinde kurumu vardır ama başkalarına da ortaktır! (Sizin haberiniz olmaz)
Her yerin sahibi odur..
Kendisini her konuda, her koşulda, her arenada ‘yetkili’ kılmak gibi bir hastalığı vardır.. Yalakadır mesela..
Nerede oturacağını, kimin yanına sırnaşacağını önceden kurgular..
Yerinde duramaz.. Arapça’da bu hastalığa şöyle derler:
“Fi bi tizo düte!”
Merak edenlere Türkçesi çevrilir..

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.