Kurumlar yeterince sanata önem veriyor mu?

Söz açılınca ‘sanat’a toz kondurmayız..
Bilmiş gibi takınır, bozuntaya vermeyiz..
İnsanların, sanat alanında bilgilenmelerinde önde gelen eğitimin, görsel eğitim olduğu kanısındayım.. O yüzdendir ki, etrafımızda göze güzel gelen herşey dikkatimizi çeker..
Çünkü insan iyi binaları, iyi tabloları, iyi heykellKurumlar yeterince sanata önem veriyor mu?eri gördükçe, kötülerine tahammül edemez. Belli bir estetik yargıya sahip olduğu gibi, bu estetik yargı sayesinde gündelik hayatında da belirgin farklılıklar sağlar..
Çoğu kez, iyi bir ressam ya da İskenderun’a hayat veren görsel binaların varlığı için çalışmayı istemişimdir..
Ta lisedeyken, gizemli bir sözcük olarak telafuz ettiğim arkeolojiye merak salmışımdır..
Sonra biyoloji.. Canlıların dünyası..
Gazetecilik de fena değil.. Ama sanat bambaşka.. Apayrı bir dünya..
Ama sanata bakışımız çok zayıf.. Bu konuda kendimi sıyaracak değilim..
Sizden iyi sayılmam yani..
Karnemiz zayıf!
Mesela 5 yıldızlı otel istiyoruz ama halı hazırdaki kaç otelimiz sanatla içiçe?
Otellerde dikkatimi çeken sanata gösterilen bir baştan savma eğilim var.
Var diyorum çünkü maalesef o durum değişmiyor..
Mesela, halen otel lobilerinde, çalışma salonlarında adı sanı belirsiz birtakım fotoğraflar yer alır..
Orada saatlerce oturduğunuzda karşınızdaki nesneden gözünüzü kaçırmak isteriz.
Duvar boş kalmasın diye konulmuş bir tablo, bir fotoğraf. Tıpkı alanı hesaplanmadan sırf derinlik kazansın diye, her restoranın duvarlarına ayna döşenmesi gibi bir durum bu.. Üzgünüm ama değişmiyoruz..
Otellerin dışında birçok kurum veya kuruluşlarda da durum aynı..
Çünkü oteli yaptıranlar ya da başka bir sektörle ilgilenen kuruluşlar her şeye para verirler, ama sanata yatırım yapmayı, sanatçının emeğini değerlendirmeyi, firmalarına bir özellik katmayı akıllarına bile getirmezler..
Haksızlık etmek istemem.. İskenderun’da sanata önem veren isimler yok değil..
Ama bu durumu genişletebilecek, topluma kanalize edebilecek iradeye sahip değiliz..
Çünkü bir görsel zevkimiz olmadığı için, gereksinim duymuyoruz..
Başkalarının da duyabileceğini tahmin edemiyoruz..
Bir Kent Müzesi’ni İskenderun’a kazandıracak cesarete bile sahip olamıyoruz..
Sahil kordonunu şöyle baştan başa bir turlayın..
Sanat sokağımız yok..
Sahilin bir ucunda amfi tiyatro yapmışız, gençler gitar çalıp, şarkı söylüyor..
Onlara da destek veren yok..
Diyeceksiniz ki, Havuzlu çarşıda sanat sokağımız var..
Evet haklısınız.. Sokağımız var ama hani, sanat nerede?
Hemen o sokağın arkasında amfi tiyatro yapmışız, bırakın sanatı, tek bir ağaç bile yok.. Şimdi kalkıp otelleri konuşuyoruz..
Ama bakın İskenderun dışındaki şehirlere..
Birçok otelde, kurumda, kuruluşta..
Odalarında, yemek salonlarında, lobilerde sanat eserlerine rastlanıyor.
Tablolar, fotoğraflar, heykeller, gelen müşteriye adeta bir küçük müzede ya da bir sergide olduğu izlenimi veriyor.
Elbette görsel eğitim, görsel zevki kazanma söz konusu olduğunda ben kurumlara da bir görev düştüğü kanısındayım.
Çalışanların yemek yedikleri salonlarda, tabloların, heykellerin bulunmasından yanayım. Hele İskenderun’daki kafeteryalarda, bu tür yapıtlar mutlaka bulunmalı.
Çünkü tekdüze bir çalışma sisteminde insanın baktığı yerde değişik bir şey görmesi onun sıkıntısını giderecektir..
Demem o ki..
Görsel sanatın insanın günlük yaşamındaki olumlu etkisini de unutmayalım..

SEBZE HALİ BU DURUMDA OLMAMALIYDI!
Modern bir kentten söz ediyorum..
Sanat diyorum, görsellik diyorum.. Ama kime diyorum, bilmiyorum..
Şehrin bir yanı güzel, temiz, bakımlı olacak..
Öteki yanı, kirli, bakımsız ve çöplük içinde olacak, öyle mi?
Sebze Hali’nde durum içler acısı.. Her taraf kirli..
Esnafı satış yapıyor, ama temizliğiyle pek ilgili değil..
Dün arkadaşlar çekmiş, görüntülemiş..
2010 İskenderun’una yakışmıyor..
İskenderun Belediyesi yeterli derecede önlem almalı, o alan içinde satış yapan esnafı temizlik konusunda uyarmalıdır..
Belediye icra makamıdır öyle değil mi?

DOĞALGAZ GİTTİ DE, YOLLAR NİYE AYNI?
AKSA Doğalgaz’ın İskenderun’daki işi bitti mi, bilmiyorum.. Ama bildiğim tek şey, ardında bıraktığı enkazı halen temizlemediğidir..
Oysa, Modern Evler, Akbağlar ve daha birçok semtte yollar, delik deşik..
Kusura bakmasınlar, bu marifetin tek sorumlusu AKSA Gaz’dır!
Ama durum bi dakika..
AKSA Gaz, gitti gitmesine de.. Hani İskenderun Belediyesi, ‘Biz parayı onlardan kesip, asfaltı kendimiz dökeceğiz, yolları yenileyeceğiz’ demişti.. Ne oldu?
Kişisel görüşüm şu ki, İskenderun Belediyesi bu “delik deşik yollar” meselesini unutup suçu da doğalgaz firmasına üzerine yıkmaya çalışmasın..
Çünkü, söz ağızdan çıktı bi kere..
O halde sözünüzü tutun!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.