Protokolün bayramı mı?

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, İskenderun’da coşkuyla kutlandı. Gerçi, gençlik şölenleri son bir haftadır İskenderun’a renk katıyordu.
Dün, Atatürk Anıtı’nda gerçekleşen törenin ardından, İskenderunlular saat 17.30’u beklemeye koyuldu.
Atatürk Anıtı’ndaki törendan sonra, 5 Temmuz Stadı’ndaki kutlamalara geçildi..
Asıl durmak istediğim nokta da burası..
Düşünün ki, halkın katılımıyla gerçekleşmesini beklediğimiz törenlerde kapıların bir kısmı kapalıydı..
Düşünün ki, İskenderun halkı tören yerinde 1 saat öncesinden hazırlık yapmış, kendine yer bulmuştu.. Nerede? Açık tribünde..
Evet.. Biliyoruz ki, törenlerde kapalı tribün genelde protokolün ya da bürokrasinin kullanımına açık olduğundan, görevlilerce halkın girişi yasaktır..
Hemen karşı taraftaki kapalı tribün de, gösterilere destek amacıyla öğrencilere ayrıldığından halkın kullanımına kapatıldı..
Peki, töreni izlemeye gelen İskenderunlular nerede oturdu?
Protokol alanı dediğimiz bölümün sağ açık tarafında..
Giren girdi, giremeyen dışarıda kaldı..
Dışarıda kalanlarsa, boş tribünlere doğru akın etti, ama giriş imkansızdı..
Çünkü, görevliler her gelen vatandaşa ‘yasak’ sözcüğünü kullanıyordu..
Öyle ki, bazı sorumsuz görevliler de, ‘Diğer kapı açık, oradan alıyorlar’ diyerek, vatandaşla dalga geçiyorlardı.. Oysa, sol kanatta tribün bomboştu.. Hatta öğrencilerin oturacağı alanlar bile boştu.. Bir Allah’ın kulu çıkıp, ‘yüzlerce insan dışarıda nasıl bekletilir?’ diye sormadı, aklından geçirmedi..
Çünkü protokol rahattı..
Yeri hazırdı..
Karşıdan gayet net görüyordu..
Peki aylarca süren bir çalışma programından sonra kendini annesine veya babasına göstermek için heyecanla bekleyen o çocuk?
Peki ya.. Çocuğunu izlemek ve o anı fotoğraflayıp ölümsüzleştirmek isteyen o anne ve babanın öfkesine ne demeli?
Koca bir yıl boşuna mı geçecek?
Düşünsenize.. Çoçuk eve geliyor, ailesine soruyor?
“- Beni izlediniz mi?”
O ailenin ne cevap vermesini bekliyorsunuz?
Yazık değil mi, günah değil mi?
Diyeceksiniz ki, bunlar küçük hadiseler..
Hayır efendim.. Bu tarz davranışlar, önemsediğim, dikkate aldığım, büyüttüğüm olaylardır.. Öyle protokol kısmından öğrencilere bakmakla olmuyor.. Öyle herkes rahat iken, halkın gösteri programındaki rahatsızlığı görülmüyor..
Üstelik, görevli öğretmen tören başlarken, karşıda yer bulmaya çalışan vatandaşı anonsla azarlıyor.. Cümle şu:
“- Karşıyı boşaltın öğrenciler oturacak!”
Az bile söylemiş.. Bana sorarsanız halkı komple çıkarın, kurtulun..
Fazlalık yapıyorlar öyle mi?
Bunları nereden mi biliyorum? Haber için törenden erken çıktım..
Millet dışarıda tepki gösteriyordu..
Yüzlerce insanı öyle kapıda görünce, çok üzüldüm..
Belki de, ben stadtan çıktıktan sonra kapılar açılmıştır diye düşündüm..
Akşam 19.00’da GÜNEY TV.’yi izledim ki, hiç birşey değişmemiş.. Çocukların gösterileri sırasında arka plana bakıyorum.. Tribünler bomboştu.. Öğrenciler oturacak denilen yerler de dahil buna..
Yazık ki ne yazık..
Vallahi de, billahi de.. Kapıda bekleyen insanları içeriye alsanız, o stadın tamamı dolardı.. Ama kapılar halen kapalıydı..
Niye, niçin, neden? Bilemiyorum..
Bu sorumsuzluk her kimin ise, ona sormak gerek..
Neden?!
***
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramınız kutlu olsun!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.