TEPKİNİZİ GÖSTERİN!

Düşünün..
Bir medya mensubu olarak ben de siyasi otoritelerden şunu bekleme hakkına sahip değil miyim?
“İskenderun için ne yapıyorsunuz?”
Mesela seçilmiş veya atanmış her isim şu soruyu kendine sorsun:
“İskenderun’un kalkınması için ben istediğimi bir türlü yapamıyorum. Neden?”
Evet, hepimiz bu soruyu kendimize sormalıyız.
İşte tam bu noktada, iktidar çevresi durum tespiti yapıp, olup bitenler ışığında kendilisine yöneltilen her soruya, samimi ve gerçekçi bir cevap vermelidir.
Küsmeden, darılmadan, korkmadan..
Hatırlatmakta sakınca görmüyorum..
İktidar çevrelerinin ‘görünmez’ ya da ‘kaçarak’ siyaset yapma lüksleri yoktur..
Ve bunu dile getiren basın kuruluşlarına karşı ‘tavır’ alma hakları olamaz, katiyen olmamalıdır da..
Ama görüyoruz ki, bugüne kadar bunu yapmak yerine, sorumluluğu başkalarına atma gibi bir hissiyata kapılmalarına anlam veremedim.
Ben artık geçmişi tartışmıyorum ve bozuk plak gibi aynı şeylerin söylenip, tekrarlanmasına da karşıyım..
Bunun yerine herkes ama herkes, -bu her kim olursa olsun- aynayı eline alıp bakmalı..
Nerede hata yaptım, yaptık!
Hangi konularda bencil davranıp, dayanışmadan kaçtık..
Bugün İskenderun bambaşka bir yerde olabilirdi.
Ama değil..
Sokaktaki manzara nedir?
Otoritesini tamamen kaybetmiş görüntüsü veren bir hükümetin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışan bir düşünce anlayışı hakim.
Maalesef devreye girme ihtiyacı hissetmiş bir milletvekili bulamıyoruz.
Sahipsiz olduğu görüntüsü veren bir toplumun feryadı söz konusu.
Üzgünüm ama bunu söyleyen sadece ben değilim.
Sırf bu yüzden bazı çevrelerce sevilmediğimi de biliyorum..
Benimle ilgili bu tarz art niyet besleyenlerin, çıkar peşinde koştuklarını da belirtmeliyim..
Varsın sevmesinler, ama lütfen bu tabloyu iyi okuyalım..
Doğru ve makul için elimizi taşın altına koyalım..
Ve sormamız gereken son soru şu olmalıdır:
“İskenderun’un çağdaş geleceğine yönelik ne kadar sorumluluk üstleniyoruz?”
Olaya müdahil olduğumuzu, bu sorunun cevabını bulmakla başlayabiliriz!
HOŞUMA GİTTİ
Kimi insanlar yaşamımıza girer ve çıkarlar. Kimileride bir süre yaşamamızda kalır ve kalbimizde ayak izlerini bırakırlar, o zaman bir daha asla aynı insan olamayız. Anonim

Düşünün..Bir medya mensubu olarak ben de siyasi otoritelerden şunu bekleme hakkına sahip değil miyim?”İskenderun için ne yapıyorsunuz?”Mesela seçilmiş veya atanmış her isim şu soruyu kendine sorsun:”İskenderun’un kalkınması için ben istediğimi bir türlü yapamıyorum. Neden?”Evet, hepimiz bu soruyu kendimize sormalıyız.İşte tam bu noktada, iktidar çevresi durum tespiti yapıp, olup bitenler ışığında kendilisine yöneltilen her soruya, samimi ve gerçekçi bir cevap vermelidir.Küsmeden, darılmadan, korkmadan..Hatırlatmakta sakınca görmüyorum..İktidar çevrelerinin ‘görünmez’ ya da ‘kaçarak’ siyaset yapma lüksleri yoktur..Ve bunu dile getiren basın kuruluşlarına karşı ‘tavır’ alma hakları olamaz, katiyen olmamalıdır da..Ama görüyoruz ki, bugüne kadar bunu yapmak yerine, sorumluluğu başkalarına atma gibi bir hissiyata kapılmalarına anlam veremedim.Ben artık geçmişi tartışmıyorum ve bozuk plak gibi aynı şeylerin söylenip, tekrarlanmasına da karşıyım..Bunun yerine herkes ama herkes, -bu her kim olursa olsun- aynayı eline alıp bakmalı..Nerede hata yaptım, yaptık!Hangi konularda bencil davranıp, dayanışmadan kaçtık..Bugün İskenderun bambaşka bir yerde olabilirdi.
Ama değil.. Sokaktaki manzara nedir?Otoritesini tamamen kaybetmiş görüntüsü veren bir hükümetin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışan bir düşünce anlayışı hakim.Maalesef devreye girme ihtiyacı hissetmiş bir milletvekili bulamıyoruz.Sahipsiz olduğu görüntüsü veren bir toplumun feryadı söz konusu.Üzgünüm ama bunu söyleyen sadece ben değilim.Sırf bu yüzden bazı çevrelerce sevilmediğimi de biliyorum..Benimle ilgili bu tarz art niyet besleyenlerin, çıkar peşinde koştuklarını da belirtmeliyim..Varsın sevmesinler, ama lütfen bu tabloyu iyi okuyalım..Doğru ve makul için elimizi taşın altına koyalım..Ve sormamız gereken son soru şu olmalıdır:“İskenderun’un çağdaş geleceğine yönelik ne kadar sorumluluk üstleniyoruz?”Olaya müdahil olduğumuzu, bu sorunun cevabını bulmakla başlayabiliriz!
HOŞUMA GİTTİKimi insanlar yaşamımıza girer ve çıkarlar. Kimileride bir süre yaşamamızda kalır ve kalbimizde ayak izlerini bırakırlar, o zaman bir daha asla aynı insan olamayız. Anonim

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.