TEHLİKELİ GİDİŞAT!

Galiba, insanlıktaki saygının ve sevginin ölçüsünü yitirdik. Değerlerimizi de paramparça ettik..
Varsa yoksa konuşuyoruz.. Konuşurken de, inançlarımız arasına sıkıştırdığımız özgürlükleri tartışmaya açıyoruz..
Kim haklı, kim haksız diye hayat sorularına cevap ararken, insanlarımız sığ düşünceler arasında saf tutmaya başladılar..
Sorumlu arayın ki, bulasınız!
Ama faturanın kime kesildiği apaçık ortada..
Yani bize..
Yani halka..
Niçin böyle bir fikre kapıldım, açıklayayım..
Özgürlük yanlısı televizyonlarımız, haftalardır açık oturum programlarında türbanı tartışıyor. Gazeteciler, siyasiler, akademisyenler, üniversiteli öğrenciler ve dahası, ellerinde mikrofon, birbirlerine bir küfür etmedikeri kalıyor..
Nasıl mı? İşte salonu dolduranlar arasındaki kanıt dolu sözler, diyaloglar..
– Ben senin küpene karışıyor muyum ki, türbanıma dil uzatıyorsun?
– Siz özgürlük adına tarikatlara meydan veriyorsunuz!
– Atatürk sizi bu halde görseydi, utanırdı..
– Türbanımı da takarım, okulumu da okurum, size ne?
– Bugüne kadar yeter bizleri ezdiğiniz, Recep Tayyip Erdoğan doğru yolun adamıdır.. İslam’ın şartlarını yerine getiriyoruz.. Laik değilim, olmam da..
– Atatürk, geçmişte kalan bir hatıradır..
– Yuhh olsun sayın Ilıcak, ağzınızı toplayın..
– Dün TBMM’de türbanı serbest bırakmaya çalışanlar, bugün Atatürk’ün ismini ağızlarına alıp, kirletmesinler!
– Türbanı bu kadar karalamaya kimsenin hakkı yok!
– Laiklik diye tutturanların inanç değerleri tartışılır..
Daha fazlasını yazmaya elim varmıyor..
Ama ne yazık ki, bu tür bir seviyesizliği de gördük..
Adabımız, örf ve adetlerimiz kalmadı..
Sevgimiz tükendi..
Saygımız uçuverdi..
Nereye doğru gidiyoruz beyler..
Nasıl bir Türkiye’ye doğru sürükleniyoruz hanımlar..
Artık birbirimizle konuşmaya tahammülümüz kalmadı mı?
Evet çağdaşlaşıyoruz..
Tamam, belki de kalkınıyoruz..
Para da kazanıyoruz.. Memur maaşıyla, imam nikahlı bir eşe 5 daire de alabiliyoruz..
Sevgilinin koynuna bir çuval dolusu papel de saçabiliyoruz..
Hatta patronlara şirin görünüp, altan altan milyarları buharlaştırabilirsiniz de..
Yetmedi, işçinin, çalışanın, hakkını afiyetle yiyebilirsiniz..
Dindarlığı kılıf yaparak, iktidara yaranabilir, sözde ‘laik’ görünüp, intikam çağrıları da yapabilirsiniz..
Amaaaa bilin ki, bu yol doğru yol değil..
Bu yol yanlış yoldur..
Çıkmaz yoldur..
Yapaylığın..
Basiretsizliğin..
Sahteciliğin..
Yalanın..
Dolanın..
Yolsuzluğun..
Geçmişi unutmuşluğun..
Şerefsizliğin..
Namusuzluğun yoludur..
Televizyonlar da bu yolu örgütlüyor..
Gaz veriyor, su döküyor, kindarlığı besliyor..
Öfkemizi körüklüyor..
Evet, bugün insanlar ‘para’ için şerefini satıyor..
Daha fazla kazanmak için ‘gurur’unu ayaklar altına alıyor..
Zayıfın sırtına basıyor..
Yıkıyor, döküyor..
Biat etmeseniz, ekmeğinizle oynuyor..
Televizyonlarımız, hayatımız, çevremiz bu tür insanların kaypaklıklarıyla, gülünç halleriyle dolu..
Sonra bir vakit düşünüyoruz..
İnsanlık öldü mü, yoksa para uğruna öldürüldü mü?
Mutluluk, geçmiş tarih yapraklarındaki gibi gerçekçi ve kalıcı mı?
Eskisi kadar neşeli miyiz?
Gazeteler yazıyor işte.. En son mutluluk denen şeyin ultrasyonu çekildi..
Adına da G noktası dediler..
Bilmiyorum, bişey ifade ediyor mu size?!
ORTADA PAKET VAR MI?
İstihdam paketini örümcek ağı sardı.. İlgisizlik, umarsamazlık dizboyu.. Hatırlatmakta fayda var..
SSK primi işveren hissesi 5 puan inecekti, kadın işçilere istihdam kolaylığı sağlanacaktı, 19-29 yaş aralığında bulunan ve ilk kez işe girecek olanların, SSK işveren primi hissesini 5 yıl boyunca devlet ödeyecekti, özürlü, eski hükümlü ve terör mağduru ile ilgili zorunlu istihdam kaldırılacak ya da hafifletilecekti.
Ne oldu?
MUTLAKA İZLEYİN!
Adnan Menderes’in, Deniz Gezmiş’in nasıl asıldığını Hatırla Sevgili’den öğreniyoruz… Derin devleti, Ergenekon’u, Kurtlar Vadisi’nden… TMSF tarafından bankasına el konulan işadamı, Sevgili Dünürüm’de… Türk-Yunan ilişkilerini de, Yabancı Damat yumuşatmıştı zaten..
(Yılmaz ÖZDİL..)
VERGİDE ŞAŞIRTAN TABLO
Tabloya bir kez daha bakıyoruz; en zengin 32 firmadan 25’i, İskenderun ve Dörtyol sınırlarından vergi rekortmenleri listesinde yer alıyor.
Daha üç gün önce, patronların gurur tablosunu yerel gazetelerde okumuş olmalısınız.
Liste, başarı grafiği açısından iş dünyası ve kamuoyunu yanıltmadı.. Yine aynı isimler, yine aynı firmalar listebaşı..
İlk 100’e baktım, ödenen/ödenecek vergi miktarına da göz gezdirdim..
Hatay, vergi gelirlerinde Türkiye’nin 8. İli..
Anlayacağınız, devletten aldığımız 100 liraya karşılık, 150 lira ödüyoruz.. Listede, İsdemir, Tosçelik, Nursan, Atakaş, İlhanlar, v.s. firmalar var.
Maliye’nin ilan ettiği “Vergi rekortmenleri” listesinde yer alan, en çok vergi ödeyen 100 isme bakıyorum. Herşey tamam da, İskenderun’u, para kazanan firmalarla kıyasladığımızda ne demek istediğim daha net anlaşılıyor..
Şunu demeye getiriyorum..
İskenderun’da tanıdık simalar çoğunlukta.. Onlarca bankası olan bu güzel kentte elbetteki hatırı sayılır serveti bulunan yüzlerce isim var. Bunların da çoğu “En zengin İskenderunlular” arasında yer almıyor. Bunları isim isim sıralayıp, servetini ve vergisini ya da vergi ödemediğini belirterek, polemiğe girmeyeceğiz..
Ama bu ayrıntıyı da bilmek gerek..
Ülkemizde, gelir vergisi servet üzerinden alınmıyor. O nedenle, servetin belli oranında vergi ödenmesini beklemek doğru değil. Çok az kişi de, listede gözükmek istemiyor. Faiz gelirleri de beyana tabi değil. Ayrıca bazılarının serveti ortak oldukları şirketteki, hisselerinin değerinden kaynaklanıyor, şirket kar dağıtmayınca, gelir vergisi de ödemiyorlar.
Şaşırdınız değil mi?
İŞSİZLİK!
TÜİK tarafından açıklanan Hanehalkı İşgücü Anketi, 2007 yılının 4. üç aylık sonuçlarına göre, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla tarım dışı sektörlerde ilave istihdam yaratılamadığını, toplam istihdamın 19 bin kişi azalırken, işsiz sayısının 79 bin kişi yükseldiğini biliyor musunuz?
HOŞUMA GİTTİ..
Bir insanı, ancak gerçekten uyuyorsa uyandırmak mümkündür. Ama, eğer uyumuyor, uyku taklidi yapıyorsa, dünyanın bütün gayretlerini sarf etseniz, nafiledir.
Mahatma Gandhi
***
Hayatta en büyük eğlence, başkalarının “Yapamazsın” dediğini yapmaktır.
Walter Bagehot

Galiba, insanlıktaki saygının ve sevginin ölçüsünü yitirdik. Değerlerimizi de paramparça ettik..Varsa yoksa konuşuyoruz.. Konuşurken de, inançlarımız arasına sıkıştırdığımız özgürlükleri tartışmaya açıyoruz..Kim haklı, kim haksız diye hayat sorularına cevap ararken, insanlarımız sığ düşünceler arasında saf tutmaya başladılar..Sorumlu arayın ki, bulasınız!Ama faturanın kime kesildiği apaçık ortada..Yani bize..Yani halka..Niçin böyle bir fikre kapıldım, açıklayayım..Özgürlük yanlısı televizyonlarımız, haftalardır açık oturum programlarında türbanı tartışıyor. Gazeteciler, siyasiler, akademisyenler, üniversiteli öğrenciler ve dahası, ellerinde mikrofon, birbirlerine bir küfür etmedikeri kalıyor..Nasıl mı? İşte salonu dolduranlar arasındaki kanıt dolu sözler, diyaloglar..- Ben senin küpene karışıyor muyum ki, türbanıma dil uzatıyorsun? – Siz özgürlük adına tarikatlara meydan veriyorsunuz!- Atatürk sizi bu halde görseydi, utanırdı..- Türbanımı da takarım, okulumu da okurum, size ne?- Bugüne kadar yeter bizleri ezdiğiniz, Recep Tayyip Erdoğan doğru yolun adamıdır.. İslam’ın şartlarını yerine getiriyoruz.. Laik değilim, olmam da..- Atatürk, geçmişte kalan bir hatıradır..- Yuhh olsun sayın Ilıcak, ağzınızı toplayın..- Dün TBMM’de türbanı serbest bırakmaya çalışanlar, bugün Atatürk’ün ismini ağızlarına alıp, kirletmesinler!- Türbanı bu kadar karalamaya kimsenin hakkı yok!- Laiklik diye tutturanların inanç değerleri tartışılır..Daha fazlasını yazmaya elim varmıyor..Ama ne yazık ki, bu tür bir seviyesizliği de gördük..Adabımız, örf ve adetlerimiz kalmadı..Sevgimiz tükendi..Saygımız uçuverdi..Nereye doğru gidiyoruz beyler.. Nasıl bir Türkiye’ye doğru sürükleniyoruz hanımlar..Artık birbirimizle konuşmaya tahammülümüz kalmadı mı?Evet çağdaşlaşıyoruz..Tamam, belki de kalkınıyoruz..Para da kazanıyoruz.. Memur maaşıyla, imam nikahlı bir eşe 5 daire de alabiliyoruz..Sevgilinin koynuna bir çuval dolusu papel de saçabiliyoruz..Hatta patronlara şirin görünüp, altan altan milyarları buharlaştırabilirsiniz de..Yetmedi, işçinin, çalışanın, hakkını afiyetle yiyebilirsiniz..Dindarlığı kılıf yaparak, iktidara yaranabilir, sözde ‘laik’ görünüp, intikam çağrıları da yapabilirsiniz..Amaaaa bilin ki, bu yol doğru yol değil.. Bu yol yanlış yoldur..Çıkmaz yoldur..Yapaylığın..Basiretsizliğin..Sahteciliğin..Yalanın..Dolanın..Yolsuzluğun..Geçmişi unutmuşluğun..Şerefsizliğin..Namusuzluğun yoludur..Televizyonlar da bu yolu örgütlüyor..Gaz veriyor, su döküyor, kindarlığı besliyor..Öfkemizi körüklüyor..Evet, bugün insanlar ‘para’ için şerefini satıyor..Daha fazla kazanmak için ‘gurur’unu ayaklar altına alıyor..Zayıfın sırtına basıyor..Yıkıyor, döküyor..Biat etmeseniz, ekmeğinizle oynuyor..Televizyonlarımız, hayatımız, çevremiz bu tür insanların kaypaklıklarıyla, gülünç halleriyle dolu..Sonra bir vakit düşünüyoruz..İnsanlık öldü mü, yoksa para uğruna öldürüldü mü?Mutluluk, geçmiş tarih yapraklarındaki gibi gerçekçi ve kalıcı mı?Eskisi kadar neşeli miyiz?Gazeteler yazıyor işte.. En son mutluluk denen şeyin ultrasyonu çekildi.. Adına da G noktası dediler.. Bilmiyorum, bişey ifade ediyor mu size?!

ORTADA PAKET VAR MI?İstihdam paketini örümcek ağı sardı.. İlgisizlik, umarsamazlık dizboyu.. Hatırlatmakta fayda var..SSK primi işveren hissesi 5 puan inecekti, kadın işçilere istihdam kolaylığı sağlanacaktı, 19-29 yaş aralığında bulunan ve ilk kez işe girecek olanların, SSK işveren primi hissesini 5 yıl boyunca devlet ödeyecekti, özürlü, eski hükümlü ve terör mağduru ile ilgili zorunlu istihdam kaldırılacak ya da hafifletilecekti. Ne oldu?

MUTLAKA İZLEYİN!Adnan Menderes’in, Deniz Gezmiş’in nasıl asıldığını Hatırla Sevgili’den öğreniyoruz… Derin devleti, Ergenekon’u, Kurtlar Vadisi’nden… TMSF tarafından bankasına el konulan işadamı, Sevgili Dünürüm’de… Türk-Yunan ilişkilerini de, Yabancı Damat yumuşatmıştı zaten..(Yılmaz ÖZDİL..)
VERGİDE ŞAŞIRTAN TABLOTabloya bir kez daha bakıyoruz; en zengin 32 firmadan 25’i, İskenderun ve Dörtyol sınırlarından vergi rekortmenleri listesinde yer alıyor.Daha üç gün önce, patronların gurur tablosunu yerel gazetelerde okumuş olmalısınız.Liste, başarı grafiği açısından iş dünyası ve kamuoyunu yanıltmadı.. Yine aynı isimler, yine aynı firmalar listebaşı.. İlk 100’e baktım, ödenen/ödenecek vergi miktarına da göz gezdirdim..  Hatay, vergi gelirlerinde Türkiye’nin 8. İli..Anlayacağınız, devletten aldığımız 100 liraya karşılık, 150 lira ödüyoruz.. Listede, İsdemir, Tosçelik, Nursan, Atakaş, İlhanlar, v.s. firmalar var. Maliye’nin ilan ettiği “Vergi rekortmenleri” listesinde yer alan, en çok vergi ödeyen 100 isme bakıyorum. Herşey tamam da, İskenderun’u, para kazanan firmalarla kıyasladığımızda ne demek istediğim daha net anlaşılıyor..Şunu demeye getiriyorum.. İskenderun’da tanıdık simalar çoğunlukta.. Onlarca bankası olan bu güzel kentte elbetteki hatırı sayılır serveti bulunan yüzlerce isim var. Bunların da çoğu “En zengin İskenderunlular” arasında yer almıyor. Bunları isim isim sıralayıp, servetini ve vergisini ya da vergi ödemediğini belirterek, polemiğe girmeyeceğiz..Ama bu ayrıntıyı da bilmek gerek..Ülkemizde, gelir vergisi servet üzerinden alınmıyor. O nedenle, servetin belli oranında vergi ödenmesini beklemek doğru değil. Çok az kişi de, listede gözükmek istemiyor. Faiz gelirleri de beyana tabi değil. Ayrıca bazılarının serveti ortak oldukları şirketteki, hisselerinin değerinden kaynaklanıyor, şirket kar dağıtmayınca, gelir vergisi de ödemiyorlar.Şaşırdınız değil mi?
İŞSİZLİK!TÜİK tarafından açıklanan Hanehalkı İşgücü Anketi, 2007 yılının 4. üç aylık sonuçlarına göre, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla tarım dışı sektörlerde ilave istihdam yaratılamadığını, toplam istihdamın 19 bin kişi azalırken, işsiz sayısının 79 bin kişi yükseldiğini biliyor musunuz?
HOŞUMA GİTTİ..Bir insanı, ancak gerçekten uyuyorsa uyandırmak mümkündür. Ama, eğer uyumuyor, uyku taklidi yapıyorsa, dünyanın bütün gayretlerini sarf etseniz, nafiledir.Mahatma Gandhi***Hayatta en büyük eğlence, başkalarının “Yapamazsın” dediğini yapmaktır.Walter Bagehot

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.