MÜFİT TENNİOĞLU

CHP’yi tartışıyoruz ama bir isim var ki, sessiz sedasız oturduğu koltuktan sağlam kişiliğiyle umut olarak algılanıyor.
Onlarca fotoğrafı var belleğimde..
Hepsinde aynı gömlek, aynı ceket..
Geçmişini, yaşadığı sıkıntıları unutmuyor..
Sade, mutevazı..
Halk çocuğuyuz ayaklarına yatıp, ne oldum delisi, lüks araçlarla fink atan insanlardan değil o..
Herkesle iyi..
Herkesle barışık..
Bir de güleryüzlü..
Müfit Tennioğlu’nu anlatmak bu kadar basit işte..
Beğenirsiniz, beğenmezsiniz.. Bir duruşu var onun, üstlendiği davaya sahip çıkıyor, hatta muhafızlığını yapıyor.
Bu aralar adı sıkça CHP’de anılır oldu..
Yerel seçimlerde aday olur ya da olmaz..
Şimdi..
“CHP’ye demokrasi geldi” zannedip, CHP’nin temel gidişatına
itiraz edemeyen cahiller gibi suya sabuna dokunmamak var..
Ya da herkese eşit mesafade yaklaşan bir ismi baş tacı etmek..
Ben derim ki..
Müfit Tennioğlu iyi bir insandır..
Baştacı edilmeyi de hakkediyordur..!

OKULLARIMIZ BU DURUMA DÜŞMEMELİ!
2008-2009 eğitim ve öğretim yılı, 1. sınıfların okul ortamına alışmaları açısından bir hafta öncesinden başladı.
Öğrenciler, yaklaşık 3 aylık dinlenme modundan çıkıp, yoğun çalışma temposuna girecekler..
Öğrencilerin heyecanlı olması normal..
Ancak aynı heyecanı, öğrenci velilerinde gördüğümü söyleyemem..
Yaklaşık üç aylık tatil süresince, bilemediniz onlarca şikayet telefonu aldım.
Tamamı, okuldaki kayıt karmaşıklığıyla ilgiliydi.
Ya, e-kayıt sisteminde yaşanan tıkanıklığı aktarıyorlardı ya da kayıtla birlikte ortaya konan fahiş kayıt ücretleriydi, sorun teşkil eden..
Bir veli, daha okul açılmadan yaklaşık 300-500 YTL arasında kayıt parası ödemeye zorlanıyordu.
Bu önemli bir iddia..
Gerçi, temsili kayıt işlemi yaptırmak amacıyla okula gönderdiğimiz muhabirlere, utanmadan tebeşir parası, perde parası isteyen okul aile birliği üyeleri bile var.
Rezalet o kadar büyük ki..
Okul aile birliğinin istemiş olduğu paraların dışında, bir de okul müdürlerinin 100 YTL’ye varan kayıt paraları da, bardağı taşıran son damla oluyor.
Bankalara yatan 50 ila 100 YTL’lik katkı parasından sözetmiyorum bile..
Yazıktır!
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, eğer kayıt parasını sorgulayamayacak kadar acze düşmüşse, yapılacak bir şey olmadığına inanıyorum.
Her yıl Milli Eğitim Bakanı’nın, ‘kayıt parası alınmayacaktır’ söylemleri tam bir muamma..
Ya söylettiğini kabul ettiremiyor..
Ya da o milli eğitim müdürlükleri, bir bakanının söyledikleriyle pek alakadar değiller.
Elbetteki, bir veli okula gönlünce katkı vermek durumundadır.
Bu, bir toplumun her ferdi için bir görev olmalı.
Herşeyi devletten beklemenin yanlış olduğunu savunanlardanım.
Am yetti!
Dışardaki vatandaş soruyor:
“Devletin tebeşir alacak parası yok mu?”
Hadi, bunu da geçtim. Bir okulun müdürü halen tebeşir parasıyla ilgileniyorsa, bıraksın o okulu, Türkiye’yi terketsin!
Düşünebiliyor musunuz?
Sizin oturduğunuz adres, bulunduğunuz en yakın okulu gösteriyor. Ama kodaman ailelerin, siyasi çevrelerin çocukları yüzünden, alakasız okullarla uğraşıyorsunuz.
Kaldı ki, eğer en ücra okulda kayıt yaptıracak bir okul bulabilirseniz, kutlarım sizi..
Türkiye’yi yönetenlerin, “Haydi kızlar okula”, ya da “Okursuz-yazarsız kimse kalmayacak” türündeki kampanyalarına artık inanmak istiyorum.
İnanın bana, daha şimdiden çocuklarını okula göndermek istemeyen onlarca ailenin feryadını ispatlayabilecek konumdayım.
Bir Mithatpaşa..
Bir Namık Kemal..
Bir 5 Temmuz..
Buralar okul mu, kapalı cezaevleri mi?
Bu konuda güveneceğim tek isim, İskenderun Kaymakamı Sayın Cengiz Horozoğlu’dur.
Lütfen sayın kaymakamım, okullardaki bu başıboşluğa bir el atın..
O okulları gezin ki, aileler, devletin şefkatli ellerini tekrardan hissedebilsin..
Üzgünüm ama, okullarda güleryüzlü eğitimci görmek her öğrenci ve ailesinin hakkı..

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.