KENT KONSEYİ DOĞRU YOLDA!

Uzun süredir beklenen Kent Konseyi ziyaretleri gerçekleşti.
Gazeteler olarak katkımız yok değil.
Defalarca yazdık, defalarca haber konusu yaptık..
Dün, Kent Konseyi üyelerinin, başkanvekili Müfit Tennioğlu önderliğinde MHP ve AK Parti ziyareti, kentte “Hizmet için dayanışma” şeklinde yorumlandı.
Olumlu temenniler, memleketin çıkarlarına odaklı konuşmalar bunu açıkça gösteriyor.
Sözcülerin demeçlerine bakılırsa, bu saatten sonra ‘birlikten kuvvet doğar’ açılımı hesaplanıyor.
Kent Konseyi kapsamına bakılırsa, böyle hesaplar yakın zamanda ‘hizmet’le taçlanabilir. Bu şartları yerine getirebilecek bir ekibin varlığı mevcut..
Ziyaretin kapsamı açık..
Olay, Milliyetçi Hareket Partisi İlçe Başkanı İbrahim Gül ve AK Parti İlçe Başkanı Musa Kurşun ile sınırlı değil.. Öğrendiğim kadarıyla, CHP ile Demokrat Parti ziyaretleriyle de ‘demokratik’ bir açılıma hazırlanıyor Kent Konseyi..
Bana sorarsanız, erken teşhisle, ‘demokratik zaaflara’ doğru bir tedavi yöntemi uygulanmaya başlandı.
Bugüne kadar okuduğum demeçlerde bunun ipuçlarını görebiliyorum..
Umutlar artıyor, ortak akıl galip geliyor sanırım..
Bu tespiti yaparak, bence Kent Konseyi üyeleri, ortaya doğru politikalar konulmasını sağlamakla kalmayacak, yeni takviye yüzlerle, yeni sözlerle, projelerin halka ulaşması kalıcı olacaktır..
Kutluyorum!

BÜLENT AYMEN’E
HAK VERİYORUZ DA, SONUÇ..
Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Başkanlar Kurulu Başkanı Bülent Aymen,
İskenderun’un makus talihini yenmek zorunda olduğuna vurgu yapınca, aklımdan çok şey geçti..
Doğru, herkes çalışmalı..
Haklı, herkes bir arada durmalı..
Mantıklı, akil adamlar, ‘ortak akılda’ buluşmalı..
***
Sevgili Aymen’in şu sözlerine bakıp, katılmamak mümkün mü?
Hemen hergün yazdığımız, çizdiğimiz ‘fikir platformu’nun temel taşları değil mi bunlar?
Ama kim uyuyor, bu felsefi haklara..
Etrafımıza bir bakalım..
Kimimiz İstanbul’da..
Kimimiz Ankara’da..
Kimimiz İzmir’de  ya da başka bir şehirde..
İş, İskenderun’un çıkarları olunca kaçımız bir araya gelebiliyoruz..
Yani yaptığımız şey, ortaya yeni bir proje konmasıyla da ilgilidir.
Bir projenin tutarlılığı ve kapsayıcılığı, birliktelik ruhunun “tabanını” belirleyecek en önemli etkendir.
Hatta proje yetmez, yeni yüzler de gereklidir.
Sadece iki işadamı, İskenderun’daki ‘ekonomik’ performansı nasıl yükseltmişti, hatırlayalım.
Sevgili Bülent Aymen doğru söylüyor ama eksik söylüyor..
Hizmet ömrünü tamamlamış fikirler ve yüzlerle bir yere varılamaz artık..
Şimdi.. İnsanların, kentin temel sorunlarına yönelik olarak ne söyleyeceğini duymamız gerekiyor.
Ekonomik sorunlara çözüm bulmak için nelerin yapılması gerektiğini hatırlamalıyız.
Ortak akıl, bu sürecin temellerindeki eski yüzlerin alıştığı gibi demeç kalabalıkları ile mi yapılacak, yoksa kent sözcülerinden sorunlarımız için yeni çözümler mi duyacağız?
İskenderun’un gelecekte nerede olacağını belirleyecek şey budur.

REMZİ ÇAYLI HANGİ ÇAĞDA YAŞIYOR?
Remzi Çaylı’yı, İskenderun 2 Nolu Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı olduğu günden bu yana tanırım.. Belediye Meclis Üyeliği yaptığı dönemde, AK Parti’li olup da, Demokrat Parti saflarında yer aldığı zamanı ve gerekçelerini de dün gibi hatırlarım..
Mustafa Kemal Mahallesi’nde yeni yaptırılan konutlarla ilgili hakkında çıkan iddiaların tartışıldığı bir dönemde, halen esnaf kefalet kooperatif başkanlığı yapmasını da yadırgıyorum.. Böyle bir dönemde, bir hizmet binasının borçlarından ötürü satılmak istenmesine de anlam veremiyorum..
Bir yönetim, eğer bir işi doğru yapamıyorsa, bırakıp, yeni yüzlere bu hakkı devreder..
Ama nerdeee?
Kooperatif üyesi Mustafa Törer’in söylediklerini hatırlayalım:
“- Kredi vermeyen bir kooperatifin nasıl bir borcu olur? Bunları kendilerine sorduğumuzda, “verdiğimiz kredileri toparlayamadığımız için sıkıntıya girdik’ cevapları bizi tatmin etmiyor. Borcu ödeyenlerin günahı nedir?
Evet, borcunu ödeme takvimine göre, zamanında ödeyen esnafın ne günahı var?
Kaldı ki..
Kooperatif üyesi Tahsin Mutluay da, kooperatifin ne kadar borcunun olduğunu, ne kadarını tahsil edildiği konularında kendilerine bilgi verilmediğine dikkat çekiyor..
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu..
Remzi Çaylı’nın ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum.. Ama bildiğim, ortada bazı şeylerin doğru gitmediğidir..
Eğer ki, bir hizmet binası mevcut yönetimin iş bilmezliği yüzünden satışa çıkıyorsa, düşünmek, taşınmak ve sonuç çıkarmak gerek..
İş işten geçmeden!

BÜLENT ÖZER ARTIK AK PARTİLİ!
Sarıseki ile Azganlık arasında yaşanan sınır tartışmalarını uzunca bir zamandır izliyorduk.
Sarıseki Belediye Başkanı Bülent Özer’in bu konudaki çıkışlarını basından izledik..
Hak arayışları hususunda yalnız kalıyordu..
Anavatan’lıydı.. Birşeyler yapmak için de çok çabalıyordu..
Özellikle Sarıseki’nin geleceği için önemli projeleri olan bir belediye başkanı portresi çiziyordu.
Ciddi bir adam…
Sonuna kadar eşitlikçi…
Vicdanına sonuna kadar güvenilecek biri…
Hiç çekinmeden, dolanmadan, kıvırmadan, pısmadan..
Sarıseki için ‘siyasi’ arayışına son noktayı koydu..
AK Partili oldu..
En yerli, en meydan okuyan, en şık hareket ondan geldi..
İyi bir tercih yaptığı konusunda takdiri Sarıseki halkı verecek..
Umarım çabası, arayışı, Sarıseki halkı için hizmet aşkı hiçbir zaman sönmez..
Bülent Özer’de hizmet yapmanın müthiş zorluğunu gördükten sonra.. Azganlık’ı, Denizciler’i, Payas’ı izlerken çok daha anlayışlı, çok daha bağışlayıcı olmamız gerektiğine ikna oldum..

İNSANLAR VE YENGEÇLER!
“- Bir balıkçı dostum bana tuttuğu yengeçleri içine koyacağı sepetin kapağı olmasına gerek olmadığını söylemişti. Yengeçlerden biri sepetin bir yanından yukarı doğru tırmanmaya başlar başlamaz ikinci bir yengeç, onun arkasından tırmanır ve onu aşağıya doğru çeker. Bazı insanlar da yengeç gibidir..”
Charles Allen

GÜNÜN SÖZÜ
Düşmanlarınızı kötülemeyin, onlar sizin eserinizdir.
William Hazlitt

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.