İSKENDERUN BELEDİYESİ’NE ÇOK AÇIK BİR ÇAĞRI..

GÜNEY TV.’de önceki gün akşam, yerel parlamentonun temsilcileri vardı.
‘Vitrin’in konukları CHP Belediye Meclis Üyesi Av. Bülent Akbay, AK Parti Belediye Meclis Üyesi Uğur Fırat ve MHP Meclis Üyesi Garip Şandır’dı..
2010 yılına dair beklentiler, son 9 aylık çalışma programındaki artılar ve eksiler konuşuldu.. Meclis üyelerinden samimi ve içten cevaplar buldum..
Programın güzel tarafı şuydu.. Herkes, eteğinde ne kadar taş varsa döktü.
Sözlerin ayrıntılarına girmeden belirtelim:
En ağır laf, belediye idaresine yönelikti..
Kim ne derse desin.. Akbay’ın tepkisini haklı buluyorum..
Bu nasıl bir idare ki, evrak isteyeceksiniz, ilgili müdür de sallayacak?
Demek ki, idarenin manevra kabiliyeti yüksek..
Ya da, başına buyruk davranıyor..
Ben, idare falan bilmem.. İdarenin başı kim, ona bakarım..
Hiçbirşey, belediye başkanın bilgisi olmadan yürümez..
Peki.. Bülent Akbay, böyle söylemekte haksız mıydı?
Haklıydı!
Başımıza ne geliyorsa, bilgisizlikten, yanlış yönlendirmelerden, paylaşımsızlıklardan, kopukluktan gelmiyor mu?
Ben anlamam.. Bülent Akbay, belediyeyi yeterince savunuyor, hukuki çerçevede elinden geleni yapıyor.. Eğer sıkıntılarını da anlatıyorsa, bunu çözmek o belediye başkanın görevi olsa gerek..
MHP Meclis Üyesi Garip Şandır da, eleştirirken, ölçülü davranmaya özen gösteriyordu.. Doğalgaz, taşocağı, temizlik, su şebekesi, sivrisinekle mücadele, balık çiflikleri, parkometreler, kent trafiği gibi konularda MHP’nin tavrını ortaya koydu.
Müze konusunda ısrarlı bir yaklaşım gösterdi.
Yalnız, bir konuda fena derecede takıldı, ‘netice almakta zorlanan bir belediye var’ diye de eleştirdi.
Şimdi bunları yazmak suç mu?
Yine birileri kalkıp, bizlere ayar mı verecek?
Evet, buradan yazıyorum.. Zaman zaman eleştirilerimizde, sözümüzün ayarı kaçmış olsa bile, baştan belirtelim..
Hayır! Hiç de haksız değiliz..
Dün, Modern Evler’den, Sakarya’dan, Çankaya’dan, Meydan Mahallesi’nden ve daha birçok yerden telefon aldık..
Hatta sokakta, çarşıda yürürken, çevirip, ‘Evet, dün programda haklı bir tartışma zemini vardı. Artık herşey yoluna girmeli’ diyenler oldu..
Bunun nedenlerini herhalde İskenderun Belediyesi sorgulayacaktır..
Mesela, programın bir diğer konuğu AK Parti Meclis Üyesi Uğur Fırat’ın şu haykırışına ne diyeceğiz:
– Çoğu bilgileri basından öğreniyoruz. Belediyenin bilgilendirme ağı yavaş çalışıyor. Maalesef iştah kabartacak bir çalışma göremiyoruz..
Sayın Fırat, eğer bunu söylüyorsa, düşünmemiz gerekiyor..
Neyi? Onu da Uğur Fırat anlatıyor:
– Gelin, kentin ekonomik seviyesini yükseklere taşıyacağımız projelere imza atalım.. Belediyenin bütçesi ortada.. O halde, el ele verip hep birlikte çalışmalıyız. Kavga ederek bir yerlere varamayız. Gelin, paylaşımcı olalım..
Evet, yol haritamız budur..
Ali’yle, Mehmet’le bir araya gelip, diğerlerini bir kenarda tutarsanız, sistemi çökertirsiniz.. Sayın Yusuf Civelek, partisiyle, meclis üyeleriyle, basınıyla, STK’larla biraraya gelip, doğru yolu anlatmak zorunda..
Bir soru daha soralım:
“Dile getirdiğimiz bu temennilerin hepsinde haksız mıyız?”
Ayrıntıya gelince:
Ne Bülent Akbay ne Uğur Fırat ne de Garip Şandır’ın iyi niyetinden şüphe ediyorum..
Bir defa, bin düşünüp, bir konuştular.. Hiçbir söz, öyle “ağızdan kaçmış” yahut “maksadını aşmış” filan değil. Meclis üyeleri, bu iktidar işbaşına geleli 9 aydır görev yapıyorlar. Her oturumda biliyoruz ki, meclis üyeleri Yusuf başkana yeterince destek veriyorlar. Destek verirken de, aynı şeyleri tekrarladılar..
Nedir o?
– Ortak akıl ve doğru paylaşım,.
Eğer ki, her defasında “inşallah, maşallah” denerek, İskenderun adına yapılacak hizmetlerde, ‘idarenin’ insifyatifine takılacaksak, yandı gülüm keten helva..
Oyalama taktiğidir bu..
Demek ki  meclis üyeleri “usul” açısından haksız değil.
O halde, iş belediye başkanına düşüyor..
Öyle ya… Ya “Yapıyoruz” de ve bitir veya “Yapamayız” de, konuyu kapat.
Ne oyalayıp duruyorsun ki?
Ama dediğimiz gibi hem bu, madalyanın ön yüzü..
Umarım, 2010 yılında madalyonun diğer yüzünde başarılı bir çalışma anlayışı ile, derli toplu bir sisteme tanıklık ederiz..
Şimdilik temennim bu!

OTUZDOKUZLULAR TARİHİMİZİ GÖZETLİYOR!
Bir harf deyip, geçmeyin..
Bir harf yüzünden iptal edilen ihaleler var..
Bir harf hatası yüzünden, sıkıntı yaşayan isimler tanırım İskenderun’da..
Bir harfle, tarihin seyri değişir, seyri..!
Tarihimizi bilmiyoruz diye yakınmam o yüzden..
Düşünebiliyor musunuz? İskenderun’da tarih yazan bir askerimizin hatıralarını bir okulumuzda, caddede, parkta ve buna benzer tesislerde ‘General Şükrü Kanatlı’ olarak yaşatmışız.. Yanılmışız meğerse..
Niye? Tarihimizi bilmiyoruz..
Okumuyoruz..
Takip etmiyoruz..
Araştırmıyoruz..
Oysa, İskenderun 39. Mekanize Piyade Tugay ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Gürsel Öztürk, tarihi bir düzeltmeyi önümüze koydu.. Üstelik, bu araştırmayı komutanlığa bağlı oluşturduğu bir birim sayesinde keşfetti..
Nedir o?
39. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Tarih Araştırma Grubu..
Yanlış duymadınız.. İskenderun’un tarihini araştıran, kafa yoran, doğruları aktaran bir birim var artık İskenderun’da..
Ve ilk yanlışımızı gördüler..
Aktarayım.. 5 Temmuz 1939 tarihinde Hatay’a ilk giren birlik olan 39’uncu Dağ Tugayı 48’inci Takviyeli Dağ Alayı Komutanı General Şükrü Kanatlı’nın soyadı aslında ‘Kanadlı’ imiş..
General Şükrü Kanadlı’ya ait el yazısı örneğinde ve vukuatlı nüfus cüzdanı suretinde bunu görmek mümkün..
En azından.. General Şükrü Kanadlı adına bir müze oluşsun diye yazıp çizen ben, (her grubun meclis üyeleri destek verdiklerini açıkladılar) kendi adıma, Gürsel Paşa’ya bir teşekkür borçluyum.. Tarihimizle ilgili yanlışların düzeltilmesi, bilgilerin çoğalması beni mutlu eder.. Biz İskenderunlular’ın, daha fazla birkaç bilgiye ulaşması, tarih adına kazançtır.
Hiçbir zaman, ‘tarih geçmişte kaldı’ diye yaklaşanlara katılmadım.
Hatta, yerel yönetimlerin ödüller, tarih-edebiyat sempozyumları/panelleri düzenlemelerini destekledim. Bugün, Gürsel Paşa’nın işaret fişeğini sadece bir harfin düzeltilmesi olarak algılamayın..
Çünkü bu çalışmalar, İskenderun’da yaşayanların tarihle, sanatla, edebiyatla bağlantı kurmalarını sağlıyor. Özellikle gençler, öğrenciler bu çalışmalarla tarihimizi tanıyor.
Özetle..
‘39. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Tarih Araştırma Grubu’ İskenderun için bir şanstır.. Ve şimdiden hatırlatıyorum.. Bu grubun ismini bir yere not edin..
Çünkü..
Bu birimin, tarihimize farklı açıdan heyecan katacağını iddia ediyorum..
Sevinerek söylemeliyim ki, Otuzdokuzlular tarihimizi gözetliyor!

BAŞBAKAN İSKENDERUN’A GELİYOR
Evet, yanlış duymadınız.. Bu mesajı, AK Parti Belediye Meclis Üyesi Uğur Fırat, GÜNEY TV.’deki programda verdi. Ne yalan söyleyim, şaşırdım..
Çünkü, geçtiğimiz yerel seçim süreci boyunca Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, İskenderun’a gelebilme ihtimalini tartıştık, durduk.
Görüyorum ki, 2010 için bir umut ışığı var.. Şu kadarını söyleyebilirim ki, olayın resmi ziyaret boyutu hakkında bir bilgim yok..
Yalnız, sayın başbakanın İskenderun’un lehine bir ‘ekonomik paket’le geleceği hususunda ciddi sinyaller alıyorum..
Bu ziyareti yarın, 2011 genel seçimlerine bağlayan çevreler çıkabilir.. Ama, ben bu ziyaretin olumlu yönleriyle tartışmamız gerektiğine inanıyorum..
Demem o ki..
Uğur Fırat’ın, bu önemli mesajını önemsiyorum..

DAĞBAŞI MI BURASI?
Pazar günüydü.. Dörtyol Belediye Başkanı Fadıl Keskin’in, İskenderun’da katıldığı bir düğün merasiminde darp edildiği haberini duyar duymaz, Adnan Yavuz’u aradım..
Adnan Yavuz, Dörtyol Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürü’dür..
Sevdiğim, saydığım bir belediyecidir.
Geçmiş olsun dileğimi ilettim.. Dün de, Hatay’ın MHP’li ilçe ve belde belediye başkanları Başkan Keskin’i ziyaret edip, moral verdiler..
Öğrendim ki, Dörtyol’da bazı karanlık kişiler.. Başkan, hukuksuzluğa göz yummayınca, kanuna ve nizama riayet edince, saldırmışlar..
Dağbaşı ya burası.. Üstelik olayın failleri, yasal dayanağı olmadan bir okulun yapımına kalkışan isimler, iyi mi?
Bu nasıl bir anlayıştır, anlamak mümkün değil..
Konu adalete intikal ettiği için, daha fazla yorum yapmak istemiyorum..
Hep aynı şeyi söylüyorum.
Kanunsuzlukların önüne geçmek için, olayın artık, saldırıyla beslenen tarafına mutlaka dur demeliyiz.. Yoksa, gidişattan doğrular çıkarmak mümkün olmayabilir..

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.