VE START VERİLDİ!

İskenderun Kaymakamı Cengiz Horozoğlu veda turlarını sürdürüyor. Aslında bu şekilde, birebir insanlara rehber oluyor, dertleşiyor..
Vazgeçmediği tek şey, İskenderun..
Halen, bu güzel memleket için çabalaması çok güzel..
Dün, MÜİSAD’ı ziyaret etti. Hatay’da konuşlanacak Kalkınma Ajansı’nın yatırım destek ofisinin İskenderun’da yapılanması için MÜSİAD’dan da destek istedi.
MÜSİAD, hazırlıklı..
Ankara ile temasını hiç koparmıyor.. Kent çıkarları için görevinin başında..
Kaymakam Horozoğlu, kalkınma ajansı gibi, birçok temel sorunun çözümü için MÜSİAD’ı örnek gösteriyor..
İşadamlarına dönüp, şu mesajı veriyor:
– “MÜSİAD, İskenderun için hep çalıştı, destek arayışlarına girdi. Artık bundan sonra bu önder tutumunu sürdürücektir. Kalkınma Ajansı için de, gerekli çalışmaları başlatacaktır.”
MÜSİAD Başkanı Fatih Tosyalı hep samimi ve konulara derin bir ilgi içinde..
Daima hedefe odaklanan bir sanayici..
Mücadeleyi seviyor.. Türkiye’nin dört bir çevresine İskenderun’u anlatıyor..
Kaymakam Horozoğlu ile dertleşirken, kalkınma ajansı yatırım ofisi ve sekretaryanın İskenderun’da konuşlanması gerektiği fikrini önemsiyor.
Çağdaş ve uygar bir ülkeye katkılar sağlamak için ekibiyle çalışıyor.
Bu konuda gerekli çalışmalar yapacağından şüphem yok.
***
İTSO Başkanvekili Müfit Tennioğlu ile haftasonu telefonla görüştüm..
İlerisi için umut verdi bana.. Net ifadeler kullandı:
– “Bu konuda geçmiş aylarda bir çalışmamız vardı. Bu konuda üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz. Sadece hakkımız olanı isteyeceğiz. Umarım verimli sonuçlar elde ederiz.”
İSSİAD Başkanı Recep Atakaş’ın bu konuya fazlasıyla ehemmiyet verdiğini söyleyebilirim. Zaman zaman söylemlerinde bunun ipuçlarını veriyor.
Sayın Atakaş, hep atılım içinde olan, İskenderun’u dünyada tanıtan bir isim..
Bölgesel Kalkınma Ajansları için hep etkin adımlar attı.
Şimdi sıra bu güçbirliğinin, tek bir koldan birleşmesi ve somut beklenti ya da önerilerimizi Ankara’ya taşımasına kaldı.
Umarım, sonuç lehimizde olur!

REKTÖRÜMÜZ SAĞOLSUN!
Mustafa Kemal Üniversitesi bünyesinde kurulmuş olan Mekatronik Kulübü bir ilk olarak AMANOS isimli aracı ile FORMULA-G 2009 Güneş Arabası yarışına katıldı..
Sonuç muhteşem..
Emeği geçen hocaları ve öğrencileri kutluyorum.
Çünkü zaferle döndüler..
Ellerinde o kupayla birlikte, müthiş bir sevinç ve gurur yaşattılar bize..
Sponsorları unutmamak gerek..
O gencecik beyinlere, ilham veren, şevklerini güçlendiren değerli firmalardan biri de ana sponsor Atakaş Şirketler Grubu’ydu..
Bir de İskenderun belediyesi..
Daha iki gün önce şöyle yazdım:
– “Biliyoruz ki, Mustafa Kemal Üniversitesi bünyesinde kurulmuş olan Mekatronik Kulübü bir ilk olarak AMANOS isimli aracı ile FORMULA-G 2009 Güneş Arabası yarışına katılıyor. Bu noktada, İskenderun Belediyesi’nin katkılarını görmek mümkün. Sayın Civelek, öğrencilere destek vermekle birlikte, moral açısından olumlu katkılar da sağlıyor.”
İyi ki de destek vermişler.. Girişimleriyle, MKÜ’nün şampiyonluğunda rol üstlendiler..
Ellerine, yüreklerine sağlık!
Dün, kampuste aracı incelerken, hoşuma giden bir söz yazılıydı arka tamponda..
Biz Türkler, sevdamızı, sevdiklerimizi, tutkularımızı aracımıza yansıtmayı seven bir toplumuz.. O bakımdan MKÜ’lü gençler bu geleneği sürdürdü..
Araçtaki yazı şuydu:
– Rektörümüz sağolsun!
Ee, bize de Sayın Rektör Şerefettin Canda’ya teşekkür etmek düşüyor..

İNSAN İNSANIN ZEHİRİNİ ALIR!
Bu yazıya internette dolaşırken rastladım.. Yazarını bilmiyorum. Çünkü makalenin altında sadece ‘alıntıdır’ yazılıydı.. Hoşuma gitti, paylaşmak istedim:
“- Dünya yüzündeki kısa konukluğunda insanoğlunu birazcık sevgi mutlu edebiliyor; bir kadını bir erkeği bir çocuğu bir dostu bir sanat yapıtını sevmek mutluluk için yetiyor da artıyor bile. Gün doğumu gün batımı rüzgarda sallanan dal yaz gecelerini dolduran başdöndürücü yasemin kokusu yüreğinizi mutluluktan titretiyor. Yaşama büyük bir minnettarlık duyuyorsunuz. Hele sevdiğini bilmek…
Birisinin sizi düşündüğünü iyi olmanız için uğraştığını sizi koruduğunu hissetmek. Bir de paylaşma duygusunu eklemek gerekiyor buna. Ekmeği düşünceyi sevgiyi paylaşmak. Sait Faik\’in cümlesiyle söylersek eğer; her şey bir insanı sevmekle başlıyor..
Oysa biz nelerle dertleniyoruz? Politik mücadeleler haşin kavgalar sen-ben itişmeleri ego çatışmaları sarmalamış çevremizi. Bu dünyaya gelip gitmekte olan bir sincabın mutluluğunu yaşayamıyoruz. Ülke sarsılıyor içinde bulunduğumuz gemi fırtınaya tutulmuş yalpalayıp durmakta. Bu sarsıntıları etimizde kemiğimizde hissediyoruz. Başımız dönüyor midemiz bulanıyor. Tek başına mutluluğun yetmediğini anlıyorsunuz. Sizi çevreleyen ortam durmadan mutsuzluk durmadan kavga üretiyor. Televizyon ekranında kavga, Meclis\’te kavga, gazete köşelerinde kavga, sokakta kavga…
Bu ülkenin insanları hayatı kendilerine cehennem kılmak için ne mümkünse yapıyorlar. Ne sağlığın değerini biliyor çoğumuz, ne sevginin, ne kibarlığın ne inceliğin… Bir kabadayı tavrı \”Sen benim kim olduğumu biliyor musun?\” böbürlenişi öfke şehvetine kapılmış insanlar yaratıyor. Bu soruyu sorana demeliyiz ki: \”Evet senin kim olduğunu biliyorum. Üç beş yıl sonra ölüp gidecek ve dünyadan izi silinecek bir fanisin. En ufak bir hastalık alıp yerden yere vurabilir seni. Bir dakika sonra başına ne geleceğini bilemezsin. Onca malı mülkü parayı rüşveti de yanında götürmene imkan yok.
Nedir bu ihtiras? Nedir bu kavga? Nedir bu yetinmeme?
Jean Paul Sartre \”Başkaları cehennemdir!\” demişti. Biz bu kültürden gelmiyoruz. Bizim Akdeniz aydınlığı vurmuş kültürümüzde \”Yalnızlık Allah\’a mahsus!\” denir. Ve inanılır ki \”İnsan insanın zehrini alır!\” Doğrudur da. Mutluluk bizi sarıp sarmalayan dostlarımızdır, paylaşma duygusudur, merhamettir, erdemli kalmak onurudur, sevdamızdır.”

UYARI:
– Birileri hakkımda olumsuz yazı yazdırmak için, ‘kiralık gazeteci’ arıyor.. İsim vermek doğru değil.. Bunu bana aktaran gazeteci dostlarıma teşekkür ediyorum, beni uyardıkları için..
Çünkü, o arkadaşlarıma böylesine ahlaksız teklif yapılmış, ama onlar buna cesaret eden tarafı fırçalamış.. Sağolun arkadaşlarım.. Parayla birşeyler yaptıracağını sanan o zihniyetlere gereken dersi verdiğiniz için!
Keşke dost zannediklerim de, aynı uyarıdan ders alsalardı!

Önceki İçerikTOPLUMSAL REFLEKS BU DEĞİL?!
Sonraki İçerikYUSUF CİVELEK’TEN BİR İLK DAHA!
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.