ÇOK ÇİRKİN BİR SÖZ ÖYLE DEĞİL Mİ?

Bir insana yakışmayan söz biçimidir.
Biz böylesine bir tabiri insana bile yakıştırmazken, bakıyorum ki, saygı duyduğumuz, yürekten sevdiğimiz, aynı görevin insanı kabul ettiğimiz polisimizin ağzından böylesine yakışıksız bir lafın çıkmasını tasvip etmek mümkün değil..
Hele ki, görevini yapan bir gazeteci arkadaşımızın kamera çekimi yaptığı sırada (-ki, rutin uygulamadır) yanına gelip, “Bana baksana lan.. Neden çekiyorsun lan.. Kimden izin aldın, git izin kağıdı getir” gibi talihsiz laflarla karşılık vermesini anlayabilmiş değilim..
Bu tür bir yaklaşımı, tüm polislere yükleyecek değilim..
Ama o trafik polisinin (Göreve yeni başladığını öğrendim) şunu çok iyi bilmesi gerekiyor..
Birincisi, karşındaki gazeteci sadece görevini yapan bir insan..
Kaldı ki, kendisini tanıtıp basın kartını gösterme nezaketinde bulunmuştur.
İkincisi, o üniformanın kutsallığını bilmeyen, insanlık değerlerinin de farkına varamaz.
Üçüncüsü, polis olmak, ‘O kişiye böylesine yakışıksız sözler söyleme’ gücünü ve üstünlüğünü vermez..
Ve son olarak diyorum ki..
Emniyet Amiri Fuat Panavur’un bu olaydan haberdar olduğunu biliyorum. Konuyla ilgili birşeyler yapılmış mıdır, meslektaşımdan özür dilenmiş midir, bilgi verilmesini rica ediyorum..

RAHAT UYUYAMIYORUM!
Rahat değilim, hem de hiç.. Geceleri, uykuma kabuslar çöküyor. Küçük Berfin’in, kurs gördüğü denizde boğularak ölmesini hazmedemiyorum.
Berfin kızım olabilirdi..
Bir hata, böylesine ağır bir faturayı ömrüyle ödeyebilir mi?
Kalabalık bir ortamda farkedilmenin acısını yüreğimden atamıyorum bir türlü..
Talihsiz Berfin’in, neşeyle arkadaşlarına takıldığını, şakalaştığını gösteren son görüntülerini izlerken, yıkıldım!
Tamam, Berfin bir hata yapmıştır..
Neyine o şişme kollukları ayağına takman!
Geriye dönüşü yok mudur bu görüntülerin..
Kızabilseydim, bağırıp çağırabilseydim Berfin’e..
“-Ne yapıyorsun sen öyle, bunun şakası olmaz, boğulursun” diyebilseydim..
Bu kadar kolay işte..
Bir Allah’ın kulu çıkıp görmedi işte..
Çırpınışlarını bile farketmedi..
Hiç mi dikkat etmedin mi sen hocam!
Kurs öğretmenleri nerdeydiniz hepiniz?
Aklı havada olan onca kalabalık, görmediniz mi hiçbiriniz?
Yazık.. Çok yazık!
Küçük bir gövdenin, kanatlanıp uçuvermesinin sorumluluğunu kim üstlendi, çoook merak ediyorum?

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.