İskenderun Sosyal Güvenlik Merkezi, diğer adıyla
SSK kurumunda doğru gitmeyen birşeyler var.
Biraz soruşturdum..
‘Ayırıma’ yönelik iddiaların olduğu var sayılıyor..
Bu bir sır olmadığı gibi, geçerli bir ‘savunma’ da
değil..
Elbetteki yazacaklarım karşısında, İskenderun
Sosyal Güvenlik Merkezi’nin söz hakkı var, bunu da
koruyorum.
Peşinen söyleyeyim..
Amacım kurumu yıpratmak değil.
Ama hiç kimse bu ‘duyumlar’ ve ‘iddialar’
çerçevesinde sessiz kalmamı da bekleyemez..
Kim ne derse desin..
İskenderun Sosyal Güvenlik Merkezi, bir insan
hayatını ‘sağlık’la güvenceye almış, yaşamsal öneme
sahip bir ana şalterdir.
Bu şalterin, doğru ve deneyimli memurların elinde
bulundurulması kaçınılmazdır..
İddia bir:
* İskenderun Sosyal Güvenlik Merkezi (B binası)
Tahsis Karar Servisi’nde görev yapanların memur
olmadığı, bu çalışanların temizlik görevlisi olduğu
iddia ediliyor.
Bununla da kalsa iyi..
Temizlik işçisi statüsünde olup, memur vasfıyla
görev yapan bu görevliler, üstelik maaş bağlama
yetkisine sahipler..
İskenderun Sosyal Güvenlik Merkezi’nin bu kadar
basit bir görev anlayışına sahip olduğunu insan
inanmak bile istemiyor..
Bu kadar görev ve yetki, hangi kanun maddesiyle
temizlik işçisine verilir, bilmiyorum..
Böyle bir durumun söz konusu olabileceğini
kestirmek güç olsa gerek.
İddia iki:
* Karne servisinde görev yapanların da, temizlik
işçisi olduğu ileri sürülüyor.
Şimdi ortada yanıtlanması gereken üç soru var:
1- İskenderun Sosyal Güvenlik Merkezi memur
bulmakta yetersiz mi kalıyor, yoksa atamalar yerini
bulmuyor mu?
2- Temizlik işçisi statüsündeki elemanların, memur
vasfını taşıyabilmesi için gerekli yazışmalar ve
sınavlara tabi tutuluyorlar mı?
3- Daha önce yazmıştım. Kurumda çalışması gereken
memur sayısı aşağı yukarı 196 olması gerekirken, şu
anki mevcut sayısının 49 olması, temizlik işçisine
olan rağbeti ne kadar tetikliyor?
Oysa, İskenderun Sosyal Güvenlik Merkezi’ne
bakıldığında memurların rutin işlerde
çalıştırılmalarını, tam aksine temizlik işçilerinin
de stratejik noktalarda görevlendirilmelerini
anlamakta güçlük çekiyorum..
Eğer iddialar doğruysa..
İskenderun Sosyal Güvenlik Merkezi’nin başındaki
isim ve yetkili merciler, kurumdaki bu güvenlik
sorununu nasıl çözebileceğini bir an önce bulmalı
ve bu saçma uygulamaya son vermelidirler.
NEDEN DOLARI BU KADAR SEVİYORUZ?
Dikkat ettiniz mi?
Düğünlerde, nişanlarda dolar yağıyor gelin ve damat
üzerine..
Bir de büyük marifetmiş gibi, damatlık elbise
üzerine toplu iğneyle tutturuyorlar..
Acı yanı şu ki..
Her yakaya yapıştırılan paraların değeri 1 dolar.
Yani Türk parasıyla 1.5 YTL bile etmiyor.
En son İskenderun’da bir döviz büfesinin düğün
törenlerinde yine dolar yağdı.
Üzüldüm..
Güzel Türkçemizi, İngilizce terimlerle
sulandırdığımız şu yıllarda, bir de
düğünlerimizdeki örf ve adetlerimizi İngilizce
banknotlara emanet ediyoruz.
Sonra çıkıp, milli değerlerlerimizden sözediyoruz.
Hangimiz, dolara bu denli bağlı olan bir yanımızdan
doğru sonuçlar çıkarabilir?
Üzerinde birkaç gün konuşacağız, sonra unutacağız!
Bu kadar mı?!
BİLMEKTE FAYDA VAR!
Şükrü Kızılot yazdı..
Ekmeğin, peynirin KDV’si var..
Pırlantanın yok!
Süte, yumurtaya KDV ödüyoruz..
Elmasa ödemiyoruz!