BELKİ DE BU SÜREÇ CHP’YE YARAR SAĞLAR..

İskenderun’da madde bir:
CHP’nin yerel seçim açılımında muhatap sorunu var..
İlçe teşkilatı ayrı telden çalıyor, milletvekili de..
Milletvekili Abdulaziz Yazar’ın haftasonu telefonları kapalıydı..
Belli ki, delegeler bazında bir çalışma var..
Rol için arayışlar var çünkü..
Unutmadan.. Geçmiş dönemlerde yaşanılan acı tecrübeleri de hatırlatmak gerek..
Deyim yerindeyse, Milletvekili Yazar artık yoğurdu üfleyerek yiyor..
Nihat Karpuz yine hareketli..
4. dönem için güvenoyu arıyor..
İyi mi ediyor, kötü mü ediyor, beni bağlamaz..
CHP’nin sorunu.. Zira..
İş tutmak istiyor, ama milletvekili ile belediye başkanı oralı olmuyor..
Anlaşıldı ki, Milletvekili Aziz Yazar’ın, Yusuf Civelek’siz siyaseten eli zayıf kalıyor.
Madde iki:
Ne ilçe teşkilatı, ne de CHP’li kanaat önderi, hepsi boş,
CHP’li olup da oy kullanacak partililer, bu kez Belediye Başkanı Yusuf Civelek’in ağzının içine bakıyor.
Madde üç:
Peki sizce Yusuf Civelek hangi ismi tercih eder?
Belki bir gün milletvekili kimliğini kazandıracak, çalışkan, diri ve örgütlü CHP’yi mi? Yoksa, pasif, laftan öte icraattan anlamayan sıradan teşkilatı mı?
Ara bilanço:
Nihat Karpuz durumu sürece engeldir.
Madde dört:
O yüzden CHP’de Nihat Karpuz yerine farklı bir muhatap lazım.
Aziz Yazar’a, delegelerin, iş bitiren partililerin desteği şart.
Ortak kanaat şu ki..
– Nihat Karpuz artık ilçe başkanlığını bırakmalı..
İstenmiyor.. Fakat, Ankara’da kapıdan dönen hesaplar da yok değil..
Madde beş:
Milletvekili Abdulaziz Yazar ve Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek, Karpuz taraftarlarından gelen  tepkileri neden umursamıyor?
Acaba, CHP kendi içinden yeni siyasi aktörler çıkarmayı mı planlıyor?
Yoksa, fazla tepki toplamadan, ses çıkarmadan CHP’de  bir an önce temizlik hareketi başlatmanın ne tür anlamlar teşkil ettiğini birilerinin anlatması gerekiyor..
Bir de şu var..
Acaba, milletvekilliğini güvence altına almak isteyen birileri mi var?
Galiba ikisi de!
Demek ki, CHP’nin sadece ilçe teşkilatını ilgilendiren değil, olayın Ankara bağlantısını da içeren genel seçim süreciyle ilgili de sorunu var.
Madde altı:
İç dinamikler bir türlü kaynaşamıyor.. İki mahalle muhtarının delege bazında ‘Burada böyle isimler oturmuyor’ şeklindeki Nihat Karpuz’a yönelik manevrası halen akıllarda.. Zeki Çıkan’ın da, kurmaylarla ilçe teşkilatına çıkarması da olayın vehametini anlatmaya yetiyor galiba.. O bakımdan, sessiz ama tansiyonu yüksek ve dedikodusu bol bir seçim süreci geçiriyor CHP..
Ve görüyorum ki, kamuoyunda oluşabilecek tepkiyi baz alarak, bu sessizlikten manevra kabiliyeti elde etmeye çalışanlar var..
Devamı nasıl gelişir? Bilmiyorum..
Acaba diyorum, Yusuf Civelek CHP kartını iyi kullansa, partililerden daha güçlü destek bulabilir mi?
Umut dünyası bu ya, 2012’de genel seçimler var, bir süre belediye başkanlığı ve geri kalan zaman diliminde milletvekilliği neden olmasın..!

29 EKİM’E BURUK GİRİYORUZ!
Cumhuriyetimizin 86. yılını bu sene buruk kutluyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, Atatürk ilke ve devrimlerinin korunup, kollanmasında, hepimize sorumluluk düşmektedir. Şehitlerimizin acısının, tüm milletimizin yüreğini yakan bu günlerde, yoğunlaşan bölücü ve yıkıcı faaliyetlere ve ülkemizin iç barışını bozmaya çalışan, tahrikçi güçlere karşı dikkatli ve sağduyulu olmamız gerektiğini unutmamalıyız..
Manzara kötü..
Bebek katili Öcalan’ı affedelim derken, hayatında eline silah almamış profesörleri terörist ilan edilmesi fikrinden bıktık..
Yaygın gazetelerin kamplaşma adına, yalakalık olsun diye, ıslak imza haberini, askeri savcılık soruşturmasını beklemeden, “Doğru haber” diye verilmesinden usandık. Genelkurmay Başkanlığı’na yönelik kasıtlı haberlerle, TSK’ya ‘suçlu’ ayarı çekilmesinden koptuk..
Bazılarına ta sınır kapısında seyyar mahkeme kurulup, bazılarına mahkemeye bile çıkarmadan yargısız infaz yapılmasından ötürü feryat ettik..
Yeter yahu?
Birbirimizden nefret eder olduk..
Daha neyin peşindesiniz?
***
Yaşananlar ne kadar vahim, ne kadar ümit kırıcı olsa da, soğukkanlılığımızı muhafaza etmeye; devlete, ordumuza, kendimize ve geleceğe güvenmeye devam etmeliyiz. Türk ordusu, Türk ulusunun birlik ve beraberliğinin, devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, cumhuriyet rejiminin, ulusal menfaatlerimizin en önemli ve kararlı savunucusudur.
Bu düşüncelerle, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı\’nı kutluyor, bu vatanı bizlere emanet eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, milli mücadelede saf tutmuş, kurşun yemiş, şehit olmuş, canını, malını, evladını bu ülkeye feda etmiş, dedelerimize, ninelerimize minnettarız. Ülkemizin bütünlüğünü korurken, hain terör sonucu şehit olan askerlerimizi rahmet ve şükranla anarken, esnaflarımızın ve halkımızın ay yıldızlı bayraklarla şehrimizi donatmasını diliyorum.

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.