KAŞ YAPAYIM DERKEN GÖZ ÇIKARMAK BUNA DENİR..

Virüs ile yapılan mücadele kapsamında hafta sonu 30 Büyükşehir ve Zonguldak ilimizde sokağa çıkma yasağı uygulandı.
Sokağa çıkma yasağının açıklandığı saat ;akla mantığa ne ölçüde yatmış olabilir hala anlamış değilim.
Cuma gecesi saat 22 sularında karar açıklaması yapılıyor ve saat 24 itibariyle yürürlüğe geçeceği talimatı veriliyor.
Haberi duyan halk, hiç vakit yitirmeden  kıtlık yaşanacakmış gibi akın akın sokaklara döküldü.
Eksik gedik gidermeye, cansiparane bir şekilde gayret gösterdi.
Milletimiz adeta galeyana geldi.
İki saatlik zaman içerisinde görülmemiş izdiham sahneleri yaşandı.
Dersiniz ki (Allah göstermesin) savaş çıktı.
Altı üstü iki günlük sokağa çıkma yasağı uygulaması var; hepsi bu.
Yaşanan manzaralar insanı gerçekten dehşete düşürecek cinsten.
Bir aydan beri Sağlık Bakanının ve Bilim Kurulu üyelerinin dillerinden eksik etmedikleri sosyal mesafe ,temas ve izolasyon söylemleri ve telkinleri buharlaştı gitti adeta.
Canla başla yapılan  çalışmalar tehlikeye girip, heba edildi diye düşünüyorum.
Sokağa çıkma yasağının ilanından hemen sonra insanlar uygulanması gereken tüm tedbirlerden bihaber vaziyette davrandılar.
Dip dibe,üst üste bir vaziyette kuralları inadına inadına çiğner gibi hareket ettiler.
Bir çuval inciri berbat ettiler desem haksızlık etmemiş olurum değil mi?
Bir aydır kendimize olağanüstü hal uygularken resmen tecriti yaşarken bu kararla yaşananları ne ölçüde doğru bulabiliriz?
Bu dışarı çıkan insanların büyük bir kısmının şuursuzca davranışlarının ceremesini ülkece yaşayacağız.
Bulaşıcı olan virüsü zapturapt altına almaya çalışan sağlık camiamıza ve tüm ülkeye büyük bir haksızlık yapılmıştır.
Cuma gecesi yaşananlardan sonra virüsün  bulaşma ölçüsünün çok yüksek olabileceğini düşünüyorum.
Bu yaşanan izdihamlarda kim kime bu virüsü ne ölçüde bulaştırmış olabilir bileniniz var mı?
On dört günlük büyük bir stresin yaşanması kaçınılmazdır.
Akılsızca yaşananlara isyan ediyorum.
Açıklanan sokağa çıkma yasağı kararı; merkezi hükumetin tasarrufudur.
Alelacele alınmış bir kararın  amaca yeterince hizmet etmediğini de böylelikle görmüş olduk.
Halbuki  yerel idarelerle koordineli bir çalışma yapılabilseydi kanaatimce  durum daha farklı olabilirdi.
Yerel idarelerin devre dışı tutulmasının ve yoklarmış gibi davranılmasının bir mantığının olmadığını söyleyebilirim.
Merkezi hükumet yükünü hafifletmelidir.
Yaşanan bu süreç siyaset üstü bir mahiyet taşımaktadır.
Yerel ile gerçek anlamda  samimi ölçülerde işbirliğine gidilmelidir.
Yaşanan süreçte siyasi hesaplar yapan her kim olursa günü geldiğinde hata yaptığını en ağır şekilde görme imkanı bulacaktır.
Millet eskisi kadar saf ve kör değildir artık.
***
Konumuza dönersek:
Sokağın yasaklanması virüsle mücadelede etkin bir tedbirdir.
Bu düşüncemi daha önceki yazılarımda sizlerle paylaşmıştım.
Lakin yasaklamanın bir planlaması yapılmamış ve acemice bir tavır sergilenmiş olduğu da ortadadır.
Kararın kendisi doğru, zamanlama ve duyurulma şeklinin yanlışlığını sanırım hükumetimiz de kabul etmiş olacaktır.
Bu tespit iktidarın hanesine yazılacak paydır.
Peki vatandaşın hanesine yazılacak pay nedir biliyor musunuz?
Kocaman “YAZIKLAR OLSUN!” serzenişidir.
Bu ilk sokağa çıkma yasağının neticesi bizlere daha fazla virüs vakası olarak dönmez umarım.
Dersler alınmıştır umudunu taşımak istiyorum.
Mutlu ve sağlıklı yarınlar diliyorum.
Hoşça kalın,Evde kalın..
KAŞ YAPAYIM DERKEN GÖZ ÇIKARMAK BUNA DENİR..
Zeki Şanlı
1967 İskenderun doğumlu.Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü mezunu.