HASTALIK VE FAKİRLİK KADERİMİZ OLAMAZ..

İnsanın isyan ile birlikte feveran  edesi geliyor.
Anlık değil.
Sürekli ama sürekli edesi geliyor.
Yaşamdan zerre keyif alınmıyorsa, zulme dönüşmüşse yaşam..
Başka ne denebilir?
Halimizi anlamak ve anlatabilmek için alim olmaya da gerek yok sanırım.
Kim hayatından memnun?
Kim iç huzuru yakalamış, var mı..?
Soruyorum var mı?
Sağlığınız yerinde mi?
Ailenizde,kendiniz ya da diğer bireylerden hasta olmayan var mı?
Hastane-Eczane arası mekik dokumayan var mı?
Hastanelere bir gidin.. Allah’ın her günü 7/24 her tür hastayı istemediğiniz kadar görebilirsiniz.
Türkiye’nin tüm Hastaneleri aynı durumda.
Koca bir ülke “HASTA”.
Zengin-Fakir dinlemeden.
Şehirli-Köylü demeden.
Neden acaba?
Ben sıradan bir insan olarak bunun nedenini kendime her gün soruyorum sizlerde sorun.
Sorun arkadaş.. Sorun ya.. Allah için bir kez olsun sorun.
Mevkiniz ,makamınız, konumunuz her ne olursa olsun sorun.
Sebep-Sonuç ilişkisi arayın.
Ne yiyoruz, ne içiyoruz bir kurcalayın isterseniz.
Aklınız sizleri nerelere kadar götürecek bir görün.
Yüzlerce sebep bulacaksınız bundan eminim.
****
Siyasiler Şehir Hastaneleri açarak övüneceklerine (üstelik hasta garantili) toplumun neden hasta olduğuna kafa yorsalar olmaz mı?
Aslında olması gereken elbette hastalık nedenlerine kafa yormak.
Biz nerede, nasıl, ne gibi yanlışlıklar yaptık ve hala yapmaya devam ediyoruz demeleri.
Diyorlar mı?
Bence demiyorlar.
Hesaplar farklı…
Uzun lafın kısası kanaatimce sürekli hasta olmamızı ve hastalıklarla uğraşmamızı isteyen gizli güçler var.
Sizi bilmem ama,ben kesinlikle böyle düşünüyorum.
Bizler hastalanınca öyle kesimler kazanıyorlar ki akıllara zarar.
Siyasilerden tutun iş dünyasına kadar yerli yabancı tüm kesimler iş birliği içerisinde.
Bunu daha iyi anlamak için sizlere  Soner Yalçın’ın “Saklı Seçilmişler”kitabını okumanızı şiddetle öneririm.
Hasta olmamız ya da hastalıklarla sürekli mücadele etmemiz kimin ,nasıl ve ne şekilde işine yarıyor göreceksiniz.
****
Hastalıklara birde Ekonomik zorlukların eklendiğini düşünün.
Geçim derdinin tavan yaptığı bir ruh hali nasıl olabilir acaba?
Suç işleme oranlarında rekor kırılır, öyle değil mi?
Ahlak çöker.
Sosyal ve insani değerler yozlaşır.
Bireysel ve Toplumsal Psikoloji alt-üst olur.
İşte toplum tam da bu noktada pik yapmış vaziyette.
Suç işleme bombardımanının ardı arkası kesilmiyor.
Suç işleyenleri mazur görmek, müsamaha göstermek elbette mümkün değildir.
Ve..
Hiç bir suç cezasız kalmamalıdır da.
Lakin suç işlemenin alt yapısını hazırlayan bir çok neden olduğunu anlamak ve görmek için, deha olmaya da gerek yok sanırım.
Suç işlemeyi engelleyecek yol ve yöntemler geliştirmek yerine, yeni ve son derece güvenlikli hapishaneler kurmakla övünmek onur kırıcı değil mi?
****
Yaratılan Hasta bir toplum..
Fakir bir toplum…
Ve neticesinde..
Suç işlemeye meyilli bir toplum sizce ne ölçüde sağlıklıdır.
Yaşamdan ne kadar keyif alıp nemalanabilir?
Ülke idaresinde ne ölçüde söz sahibi olabilir?
Günlük hayatta hangi travmalarla yüz yüzedir?
Bir düşünün, lütfen düşünün..
Koca ülke emperyalist güçler tarafından dolaylı olarak işte böyle kuşatma altına alınmaya çalışılıyor.
Açın gözünüzü,açın aklınızı görün..
Görün be kardeşim..
Hiç bir şey birbirinden bağımsız değildir.
Halkalar birbirine bağlandığında gerçek resmi görebileceğinize inanıyorum.
Birbirimizi incitmek yerine,kinlenmek yerine,uç noktalara koymak yerine bu tür şeylere kafa yoralım olmaz mı?
Hepimiz aynı gemideyiz.
Bilmem anlatabildim mi?
****
Önce Sağlık,Ekonominizde Rahatlık ve Huzurlu yarınlar diliyorum..
SAĞLAM KAFA SAĞLAM VÜCUTTA BULUNUR.
Zeki Şanlı
1967 İskenderun doğumlu.Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü mezunu.