Konferansa Hatay Valisi Ercan Topaca’nın yanı sıra Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya, İl Emniyet Müdürü Ali Doğan Uludağ, İlçe Kaymakamları, İlçe Belediye Başkanları, kurum müdürleri, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan konferans, Mustafa Kemal Üniversitesi’nin kısa tanıtım filmi ile devam etti.
Konferansta konuşan Hatay Valisi Ercan Topaca öncelikle bu konferansın ülkemizde yapılan yasa ve anayasa çalışmalarına önemli katkılar yapmasını temenni ederek, toplumun en ücra köşesindeki bir vatandaşın bile yapılacak anayasa değişikliklerinden etkileneceğini ifade etti. Sayın Topaca, ‘’Hepimiz birer vatandaşız. Devlet ile vatandaşlık bağımız var, hizmet ilişkilerimiz var, Devlet’e karşı sorumluluklarımız var, Devlet’in de aynı şekilde vatandaşına karşı yükümlülükleri var. Bunların hepsinin şartlarının belirlendiği, ilişkilerin tarif edildiği temel yasa anayasadır.’’ dedi.
Devletler var olduğu günden bu yana anayasa ile ilgili herkesin bir şeyler söylediğini belirten Vali Topaca, ‘’Özellikle bizim hukukumuzda anayasa teorisi konusunda Aristo, John Locke ve Montesquieu gibi düşünürlerin teorileri üzerinde eğitim verilir. Bize yakın olduğunu düşündüğümüz ve anayasa teorisinde bir şeyler söylediğini bildiğimiz ne Nizamülmülk’ten ne de Osmanlı Dönemi’ndeki anayasa metinlerinden çok fazla bahsedilmez. Kuvvetler Ayrılığı kaynağının sadece bu bahsettiğim ülkeler olduğunu düşünüyorlar. Ama öyle değil. Gerek Osmanlı İmparatorluğu’nda gerek Selçuklu’da gerek Emeviler gerekse Abbasiler döneminde bu konuda yazılmış bilgiler vardır. Örneğin Maverdi diye bir alim var. Bu konuda söylediği şeyler o dönemin şartlarına göre çok ileri düşüncelerdir. Bugün de bunların öğretilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bizlerin de bu teoriye bir şeyler katabileceğini düşünmemiz gerekiyor.’’ dedi.
Kendi mesleği açısından ele aldığında yeni anayasanın yapılırken il sisteminin de yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirten Sayın Topaca, ‘’Şu anki il sistemi 1800’lü yıllardan itibaren oluşmaya başlayan, esasını da 1913 tarihli İdare-İ Umumiye-İ Vilayat Hakkında Kanun adındaki bir kanundan alan bir sistemdir. 1921 ve 1924 anayasalarında il sistemi ile ilgili tanımlar vardı. 1961 ve 1980 sonrasında oradaki hükümler biraz daha zayıflatılmıştır. Anayasamızda il sisteminin tarifi çok net değildir. İl sistemi düzenlenirken valilerin pozisyonlarının da gündeme gelmesi, yetkileri biraz daha taşra teşkilatına aktaracak temel ilkelerin anayasada bulunması gerektiğini düşünüyorum.’’ dedi.
Büyükşehirler ile ilgili de ülkemizin güneydoğusunda kısmen sıkıntı yaşadığımızı dile getiren Sayın Topaca, ‘’Büyükşehirler üzerinde merkezi idarenin vesayet yetkisinin etkin bir şekilde kullanılamadığını, düzenlemede eksiklik olduğunu, bugün yaşadığımız terörle ilgili sorunların temelinde de bunun olduğunu düşünüyorum. Terörün finansmanında kamu kaynaklarının kullanılmasının düşünülmesi bile bu alanda bir boşluk olduğu yönünde bir his uyandırıyor bende. Anayasada bir değişiklik yapılacaksa taşra yönetiminin bir diğer ayağını oluşturan yerel yönetimler ile ilgili dengenin iyi kurulması gerektiğini düşünüyorum.’’ dedi.