Evet Ne Diyorduk

Evet sevgili dostlar nerede kalmıştık?

Kaldığımız yerden devam edelim. Hoş!

En son yazımdan bu güne değin genel gidişat daha karmaşık, daha içinden çıkılmaz ve daha vahim. Yolun sonu karanlık. Umutsuz, şaibeli ve bir o kadar ızdırap verici. Bunu görmek anlamak için “dahi” olmaya gerek yok sanırım.

İç açıcı, umut verici, bizleri heyecanlandıracak, gurur verici, yüzümüzü güldürecek bir gelişmeye bir habere en son ne zaman tanık oldunuz veya medeni ülkeler içerisinde her hangi bir konuda ne zaman örnek gösterildik ,taltif edildik bileniniz var mı veya yaşadığınız çevrede iletişim halinde olduğunuz insanlarla sohbetlerde hayatından memnun olan geleceğe bir o kadar umutla bakabilen kaç insana denk geldiniz. Kiminle konuşsanız dert küpü. Kime dokunsanız patlamaya hazır barut fıçısı öyle değil mi. Lütfen samimi olalım ve bu analize anlam yüklemeye çalışalım. Anlam yüklemeye de mecburuz. Çünkü biz “insanız”. Eğer düşünmeyecek kafa yormayacak ve yanlışlara, kötü gidişata dur demeyecek ve her şeye duyarsız kalacak isek sorarım sizlere diğer canlılardan ne farkımız kalır. Benzetmemi mazur görün lütfen. Eğri oturup doğru düşünmek ve ifade edebilmek erdemini gösterme zamanı gelmedi mi..?

Halkı o kadar cahil gören, biz ne verirsek onunla yetinsin bir gram bile kafa yormasın ben onun yerine düşünür ve gereğini kendi çıkarlarıma göre yaparım diyen bir zihniyet ile karşı karşıyayız. Üzülerek söylemeliyim ki sizlerin de malumunuz ne yazık ki bu duruma çanak tutan geniş bir kitle var.İnsana ve insanlığa yakışacak bir durum mu bu. Koca bir ülkenin zekasıyla alay etmek yenilir yutulur mu.? Şimdi çıkarlarım susmayı ve ses çıkarmamayı gerektiriyor demek en hafif tabiriyle özünde kendini inkar etmekle eş değer değil mi. Bunu kendine yakıştıran lütfen günde fazla değil, iki kez aynaya baksın kendiyle yüzleşsin. Sonuçta ne istiyorsa ve neyi yakıştırıyorsa yola devam…

Bu film daha ne kadar oynar bilmiyorum ama değerli okurlar inanın her sahnesi her repliği can yakıcı, tehlikeli ve umut kırıcı. İzlerken, okurken ve yorumlarken bildiğim, belki de yanıldığıma yetmeyecek ölçülere sahip olmama rağmen dehşete düşüyorum…Burnundan kıl aldırmayan ulemalar farklı dünyada farklı ülkede mi yaşıyor bilemiyorum. Ses seda hak getire..

Dostlar aynı gemide yol alıyoruz tüm endişeler ve korkular geminin su almaması yönünde olmalı.Olurda (Allah korusun)su almaya başlarsak batmak kaçınılmaz son olacaktır. Bu gemi öyle ucuz şartlarda kazanılmadı ve yüzdürülmedi bu gemi sonsuza değin ve her okyanusta dalgaları yararak yüzecektir.

Gün! değerlerimize, özümüze sahip çıkma günüdür.

Aydınlık dolu günler diliyorum.

Kalın Sağlıcakla…..

Zeki Şanlı
1967 İskenderun doğumlu.Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü mezunu.