Öfkeyi sokaklara yansıtmayalım!

kösem secmen
Sandık ufukta görünüyor, 11 gün kaldı..
İster istemez, siyasette tansiyon yükseliyor.
Meydanlardaki dil sokaklara da yansımaya başladı.
Fütursuzca sözler söyleniyor..
Gerginlik had safhada.. Seçmen artık, ‘seçimler bitsin de, bu gerginlikten kurtulsak’ havasında..
Yine de insanlarımız merak ediyor..
Soruyorlar;
– Kim kazanır?
– AK Parti İskenderun’da kazanacak mı, yoksa MHP’nin seçimlere asılmasıyla, CHP bu dönem de aradan sıyrılacak mı?
– Meydanlarda toplanan kalabalıklar kimi işaret ediyor?
– Büyükşehir ne olacak?
Vesaire..
Aslında hepimiz bu soruların yanıtını merak ediyoruz.
Herkes değişik fikirler ortaya koysa da, son sözü sandık söyleyecek..
Çünkü, bu seçimlerde matematik hesabının bir karşılığı yok..
Seçimleri bu dönem liderler yönetiyor..
Herkes onların ağzına bakıyor..
Mitinglerde izliyoruz, öfkeliler..
Ki, bu öfke sokaklarda gençleri tahrik ediyor..
Eli bıçaklı gençlerin kavgaya tutuşması herkes gibi beni de rahatsız ediyor..
Oysa adayların ne günahı var?
Ne idüğü belirsiz tapelerden Seyfi Dingil’i sorumlu tutmak mümkün mü?
Seyfi Dingil’i hepimiz tanırız. Güleryüzlü, samimi ve her kesime yakın duran bir isim.. Kaldı ki, İskenderun’da seçimleri kazanması durumunda, burayı AK Parti değil, Seyfi Dingil yönetecek.. Tıpkı Yusuf Civelek gibi..
Daha düne kadar Civelek için;
‘- Partiyle alakası yok, teşkilatı önemsemiyor’ diyenler, bugün yanından ayrılmıyor.. Hani ilgisiz, vefasızdı?
O halde bugün ne değişti?
Örneğin İbrahim Gül..
Bu aralar onun için mafya diyorlarmış..
Geçen dönem 12 binin üzerinde oy alırken, kimse mafya demiyordu..
Bugün mü akıllarına geldi, hangi işle meşgul olduğu..
Oysa İbrahim Gül’ü tanıyan herkes bilir ki, gönül adamıdır..
O tarakta bezi olmaz, olmadı da..
Hep söylüyorum;
İskenderun ne çekiyorsa, dedikodudan çekiyor..
Ve bu dil hiç hoşuma gitmiyor..
Seçimlere son birkaç gün kala, fitnecilerin öfkesinden korkarım..
Sağduyuya odaklanmak elimizde, düşmeyeceğiz!
Birbirimizin yüzüne bakıyoruz, neticede..
Birlikte huzur içinde yaşayacağız bu güzel kentte.
Vizyon sahibi, hizmet odaklanan, memleketini düşünen her adayın başımızın üzerinde yeri var..!

SEÇMEN NE DÜŞÜNÜYOR?
Diyorlar ki;
– AK Parti İskenderun’da oy kaybeder.
Bence etmez..
AK Parti seçmeni, Belediye Başkan Adayı Seyfi Dingil’in hangi özelliklerini olumsuz görüyor ki?
Otoriter mi? Hayır..
Tahrik eden bir üslubu mu var? Aksine gayet sevecen, kibar, hatta beyefendi bir kişiliğe sahip.. İçimizden biri! Oy kaybedecek neyi var ki?
Mesela, Züheyir Yazar başta olmak üzere, birkaç CHP’li meclis üyesinin ve birçok CHP’li ailenin Seyfi Dingil’e destek çıktığını görüyoruz.
Aynı keza, İbrahim Gül de benzer destek yaklaşımlarından nasibini alıyor..
Yusuf Civelek’e gelince;
Açılışlar dışında, pek kalabalık toplayabildiğini söyleyemem..
Yalnız kalıyor gibi..
Ekibinin desteği azalıyor sanki..
Nedenini bilmiyorum.
Oysa metamatiksel hesabı konuşacak olursak;
Son genel seçimlerde AK Parti’nin, ilçe merkez, belde ve köylerle birlikte aldığı oy oranı 57 bin..
CHP, 46 bin..
MHP ise 23 bin..
Yerel seçimlerde oylar adaya yöneldiği için şu soruyu sormak gerek;
– ‘Kim gelirse gelsin, yeter ki gitsin’ dedikleri bir önceki belediye başkanı, yerel seçimlerde 24 bin oy aldıysa, ona bu dönem sahiplenen MHP’nin bu oranı koruması mümkün müdür?
Ya da bazı çevreler, Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kaybetmesine endekslenmiş ise, ‘korku imparatorluğu’yla nam salmış bir aday, Büyükşehirde nasıl bir şansı olabilir?
İki; cemaat kime oy kullanacak?
Üç; Yayladağlılar hangi adaya yönelecek?
Dört; Beldelerde saflar sıklaşırsa, oy patlaması hangi adayın lehine olacak?
Bu soruları kendimce yorumlamaya çalışıyorum..
MHP bu dönem beldelerden ciddi bir oy alır, ancak bu oranla AK Parti’ye geçmesi mümkün değil.. Recep Tayyip Erdoğan otoritesinden şikayet edenler, Mete Aslan için söyleyecek bir iki çift lafı var mı, göreceğiz?
Bana göre; cemaatin tabanında pek fazla kaymalar olmayacak..
En azından yarısı AK Parti’ye halen meğil gösteriyor..
Yayladağlıların oyu, eşit oranda AK Parti ve MHP’ye yönelecek..
Şehir esnafı başta olmak üzere; Gürsel, Numune, Pınarbaşı, Yenişehir, Pirireis, Cumhuriyet ve Mustafa Kemal Mahallesi’nde Yusuf Civelek’in açık ara üstünlüğü var. Tepe mahalleleri, Modern Evler, Sakarya, Yunus Emre ve Dumlupınar’da öncelik AK Parti’de olsa bile, MHP’nin de hükmü geçerli..
Tüm bunların ışığında, AK Parti’nin geçen dönem genel seçimlerde aldığı 57 bin oyu yakalaması hayal değil..
Velev ki; tepkilerin bir karşılığı oldu, oylar MHP’ye kaydı..
Neticede kazanan Yusuf Civelek olur..
Ama yine de 160 bine yakın seçmenin oy kullanacağı yerel seçimlerde sonuçlar neyi gösterir diyorsanız;
Her üç partinin oyları kafa kafaya gelecek diye düşünüyorum.

DSP’DE NE İŞİN VAR O HALDE?
DSP’den de 1’nci sıra meclis üyesi adayı olan Akil Karaciğer, Arsuz seçimleri için yaptığı yorumda; “30 Mart’a üç gün kala en güçlü adaya yatacağız” demiş..
Güya sağa karşı, sol oylarının bölünmesini istemiyor..
Bu sözlerine hakikaten çok güldüm..
Kendisi CHP’liydi ve kendince bir takım haksızlıklar nedeniyle DSP’ye geçti..
Bugün de akıl veriyor..
Oysa yapması gereken çok basit;
Madem endişesi var, o halde DSP’den istifa eder, yeniden CHP’ye geçer!
Kendisini tutan mı var?
Neden 27 Mart’ı bekliyor ki?

20 METRELİK YOLA NE OLDU?
Dünkü yazımda; İKEM Koleji’ni geçer geçmez, dikey büyümenin hızla yayıldığını, inşaatların yükseldiğini, ayrıca İskenderun sınırlarının, Karaağaç’la kesiştiği yol ayırımında ise çevre yolunun daraldığına işaret etmiştim.
Konuyla ilgili birçok telefon aldım.
Birçok beldede benzer sıkıntılar yaşandığını işittim.
Örneğin, nefes alacak yerleri kaybetmeye başlıyoruz.
Denizciler bu konuda müzdarip..
Bilinçsizce uygulanan çarpık yapılaşmaya ‘dur’ demek için nedense yavaş hareket ediyoruz, geleceği göremiyoruz..
Hatta nüfus yoğunluğunu görmezden geliyoruz.
Mesela, Karaağaç çevre yolu giderek trafik yükü sebebiyle sorunlar yaşıyor.
Edindiğim bilgilere göre;
Çevre yoluna paralel, 200 metre ötede arsaların arasından 20 metrelik bir yolun açılması planlanıyor ki, imar planı bunu öngörüyor.
Bir çalışma var mı? Yok!
Yolu bir taraftan daraltırken, diğer yandan alternatif bir yolu yüzme havuzu güzergahına taşımayı planlıyorsunuz.
İyi de, adını ne zaman koyacaksınız?
10 yıl sonra mı?
Hem Karaağaç Belediyesi’nin imar müdürüne bir sorum olacak;
20 metrelik yolda, 4 kat imar izni yönetmeliğe aykırı değil mi?
İskenderun Belediye Meclis Üyesi ve İmar Komisyonu Başkanı Erdinç Çelebi, bir oturum sırasında 20 metrelik yollarda kat yoğunluğunun 5’ten fazla olduğunu aktarmıştı. Yeni yönetmelikte esas budur..
İskenderun Belediyesi bu uygulamayı yaşama geçirdi, ancak Karaağaç Belediyesi sanırım görmezden geldi..
Oysa, Sağlık Ocağı yolu ara sokakları 6 kat..
Belediyenin yol güzergahı da, aynı keza kat yoğunluğundan nasibini almış..
Peki, çevre yolunda bu hak neden ötelenmiş, anlayamadım..
O halde Vakıfların inşaatına neden 16 kat veriyorsunuz, diye sormak gerek..
Ya da Nardüzü’nde 25 kata evet diyen irade, imar planında vatandaşa neden kolaylık sağlamıyor?
Karmakarışık bir durum söz konusu..
Dilerim, Arsuz’un yeni belediye yönetimi ‘imar planını’ yeniden gözden geçirir ve vatandaşa uygulanan bu haksızlığın önüne geçer..
Kanun ve nizamlara uygun, herkesin eşit haklardan faydalandığı, düzgün bir ‘imar’ yapısına bağlı kalmak, başkanın öncelikli görevi olmalıdır.
Yanılıyor muyum?

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.