“Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri verem mikrobu ile enfektedir”

verem1
Hatay Halk Sağlığı Müdürü Dr. Ümit Mutlu Tiryaki, 67. Verem Haftası nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı. Tiryaki, “Tuberküloz (verem) hastalığı “Mycobacterium Tuberculosis” basili ile ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri verem mikrobu ile enfektedir” dedi. Açıklama şöyle;
“Vücut direnci, düşünce basil çoğalarak hastalanmaya yol açabilir. Verem enfeksiyonu olan insanların yaklaşık % 10’unda yaşamlarının bir döneminde verem hastalığı gelişebilir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ‘Küresel Tüberküloz 2013 Raporu’na göre 2012 yılında 8,6 milyon yeni vaka ve 1,3 milyon Tüberkülozdan ölüm olduğu hesaplanmıştır. Dünya genelinde hastalık ve hastalığa bağlı ölümlerin en fazla olduğu bölgeler, Afrika ve Güney Doğu Asya Bölgeleridir. Dünyadaki Tüberküloz vakalarının yaklaşık %40’ı Hindistan ve Çin’de bulunmaktadır. Hastalık insandan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır. Basil kaynağı ile karşılaşma süresi,ortamın genişliği ve havalanması bulaşmada önemlidir. En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur. Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır.Ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık büyük oranda yok olur. Verem hastalığı en çok akciğerleri tutar. Hastalığın tuttuğu diğer organlar, akciğer zarları, lenf bezleri, kemikler, böbrekler, beyin zarlarıdır. Hastalık genel olarak halsizlik,iştahsızlık, kilo kaybı,çocuklarda kilo almama ve gece terlemesi ile kendini gösterir. Ardından öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı ve nefes darlığı gibi akciğer bulguları görülür. Gırtlak veremi ses kısıklığı yapabilir. Diğer organları tutan verem hastalığında ilgili organa ait bulgular olabilir. İki-üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir.
Verem bildirimi zorunlu bir hastalıktır. Tanısı, balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Basilin mikroskopta gösterilmesi yada kültürde üretilmesi gereklidir. Hastanın semptomları ve röntgen bulguları,hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Semptomlar yavaş gelişir. Toplum Sağlığı Merkezi Verem Birimlerinde (verem savaş dispanserleri)veremin teşhisi ve tedavide kullanılan bütün ilaçlar ücretsizdir. Veremin tedavisi standarttır. Bu standart tedavi, hastanede ya da dispanserde aynı şekilde düzenlenir. Yani veremin hastalarının tedavisinde standart tedavide genellikle iki ay dört ilaçla ve 4 ay 2 ilaçla olmak üzere 6 aylık tedavi uygulanmaktadır. Tedavide verilen ilaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler. Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir. Tedavinin dispanserde ya da hastanede başlanması gerekir. Aylık takiplerinin de dispanserde yapılması uygundur. Tedaviyi sonlandırana kadar özenle sürdürmek gerekir. Verem hastasının aile bireyleri ve diğer temaslıları da dispanserlerde ücretsiz muayene edilir. Temaslı muayenesi sonucunda hasta olduğu tespit edilenler tedavi edilir. Hasta olmayan fakat verem olma riski taşıyan kişilere koruyucu tedavi verilir. Koruyucu ilaç tedavisi tek ilaçla ve 6 ay süreyle verilir. Bu tedavinin hastalanmayı %90’a varan oranda önlediği bilinmektedir.”

Önceki İçerikGül; “Belediyeler, vatandaşların günlük hayatlarını kolaylaştırmalı”
Sonraki İçerikErgin; ‘Türkiye’nin geleceği güvende!’
iskenderun haber sitesinin haberlerini yayınlayan genel editörü.