Herkes rahat olsun!

termik-santral
Birileri konuşuyor ama, konuşurken de kullandığı enerjinin ithal olduğunu bilmiyor.. Ya da işlerine gelmiyor..
Termik santraller gündemde ya..
Aman Allah’ım ne eleştiri ne eleştiri!

Bugün onlara seslenmek istiyorum:
Bak kardeşim:
Türkiye halen kullandığı enerji için 4.3 milyar dolar para harcıyor.
Yazık!
Ama bu ciddi sıkıntı, bazı boş boğazlıların işine gelmiyor..
Bir not daha.. Geçenlerde Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz ‘enerji tüketimiyle’ alakalı şöyle bir gerçeği ortaya koymuştu:
“Hatay’ın 2009 yılında enerji tüketimi yıllık 4 milyar 800 milyon kilovatsaat idi. Önümüzdeki 5 yıl için 8 milyar kilovatsaat olacağını tahmin ediyoruz. Bölgemizdeki sektörlerdeki gelişmeleri de inceleyecek olursak, Hatay’ın yıllık elektrik tüketim miktarının 10 milyar kilovatsaat olacağını umuyoruz.”
Yani? Yanisi şu:
Hatay, enerji tüketiminde Türkiye sıralamasında altıncı sırada bulunuyor..
Bitmedi..
Türkiye, enerjide yüksek oranda dışa bağımlı mı? Evet!
Ne kadar?
Enerji tüketiminin yüzde 70’inden fazlasını ithalatla karşılıyoruz..
Peki, büyümemiz hızlandıkça, enerji talebimiz ve dolayısıyla enerji faturamız da artıyor mu? Yine evet..
Bu risklerin üstesinden gelebilmek için yapmamız gereken, akılcı, uzun vadeli enerji politikaları geliştirmek ve hayata geçirmek değil midir?
O halde derdiniz nedir?

DÜNYA’DAN HABERİNİZ YOK!
Meydanı boş sandılar ya.. Şimdi yazıp, çiziyor, konuşuyorlar!
Termik santral cinayet(miş)!
Birkaç yüz kişi çalışacak(mış)!
Yalanın bini bir para! İskenderun’da iki büyük firmanın ‘Entegre tesis’ için kendi elektriğini kullanacağından bi haber, ortalığı ateşe veriyorlar..
Neymiş? Kirlilik!
Ölürüz, biteriz(miş)!
Tarım arazileri yok oluyor(muş)
O halde çok bilmişlere şunu hatırlatalım:
Tarım arazileri yazlık villalara dönüşürken aklınız neredeydi?
Hem, İskenderun’da nükleer değil, termik santral kurulacak..
Merak etmeyin, kimse ölmeyecek!
İkincisi, entegre tesislerin kurulmasıyla birlikte çalışan sayısı 3 binin üzerinde olacak.. Belki de daha fazla..
Siz bırakın Türkiye’deki termiği de, Dünya’daki termik ve nükleer santrallerden haberdar mısınız?
Biraz araştırsanız, öğrenirdiniz..
Bilmeyenler için yazayım.. Dikkatlice okuyun..
Dünyada halen 30 ülkede, 438 nükleer santral reaktörü enerji üretiminde kullanılırken, 42 nükleer santral inşa aşamasında bulunuyor.
Niye? 
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) verilerine göre, küresel düzeyde kurulu gücü 371 bin 562 gigawaat (gw) olan 438 nükleer santral, söz konusu 30 ülkenin ürettiği enerjinin yüzde 17,71’ini sağlıyor.
Bir başka deyişle, nükleer santrale sahip ülkeler ürettiği enerjinin yüzde 17,71’ini bu santrallerden elde ediyor.
Peki, Türkiye’nin günahı nedir?
Gelişmeye ve bağımlılığı önlemeye hakkı yok mu?
Hem yatırımcı dışa bağımlılığı önlemek isterken, dünya dolusu paranın dış ülkelere uçmasına seyirci mi kalacağız?
Ey şovmenler!
Bu kısmı iyi okuyun:
Fransa’da 59, 
Almanya’da 17,
Japonya’da 55, 
ABD’de 104, 
İngiltere’de 19 
Kanada’da 18 adet nükleer santral var.
Biz nükleeri geçtik, termik santrallere saldırıyoruz..
Çevre dostu yatırımlardan korkuyoruz, ürküyoruz!
Tamam.. Çevrecilerin duyarlı davranışlarını anlayışla karşılıyorum ama, istendiği takdirde çevreye duyarlı santrallerin yapılabildiğinin en iyi örneğini Almanya’da görebilirsiniz..
Fransa’da, Almanya’da, Japonya’da insanlar 50 yaşında mı ölüyor?
Fransızlar aptal mı?
Ya da Almanya’da insanlar kaçıyor mu?
Veya ABD yaşanmaz bir ülke midir?
Madem çevre kirliliğinden korkuyorsunuz?
Dünya’daki 438 nükleer santralin etkisini neden konuşmuyorsunuz?
ABD, dünyada en fazla nükleer santral reaktörü ve en fazla kurulu güce sahip ülke konumunda. ABD, 104 reaktör ile toplam 438 reaktörün yüzde 23,7’sini, 100 bin 583 mw olan kurulu güç ile toplam gücün yüzde 27,1’ini elinde tutuyor.
Buna ne diyeceğiz?
Herşey ortada.
Dışarıdan enerji talep etmeye, cari açıklarla boğuşmaya mecbur muyuz?
Biz ne yapıyoruz? Bunları unutup, yatırımcıyı idam sehpasına sürüklüyoruz!
Dedim ya, hadi Nükleer’den korkuyorsunuz..
Peki, daha masum bir yatırım olan çevre dostu termik santrallerle derdiniz nedir? Konuştuğumuz eski değil, yeni teknoloji.. Farkında mısınız?
İsveç’te de nükleer santral var, yaşamla iç içe..
Almanya öyle..

Biraz fazla evham yapıyoruz gibiyiz..
En basit örnek mikrodalga fırınlar..
Cep telefonları..
Araç egzoz gazı..
Vaz geçebilir misiniz, bunlardan?
Peki enerjiyi nasıl elde edeceğiz?
Uyanın beyler!
Litvanya bile onlarca santrale sahip!
Şimdi sıkı durun:
Arjantin, Finlandiya, Fransa, İran, Pakistan ve ABD’de birer reaktör, Bulgaristan, Japonya ve Ukrayna’da ikişer, Çin’de 11, Hindistan’da 6, Güney Kore’de 5 ve Rusya’da 8 nükleer reaktör inşa aşamasında bulunuyor.
Arada kalmış, sıkışmışız.. Sürekli itiraz! Neymiş:
– Termik santraller, İskenderun’u bitirir(miş)!
Ve bunu söylerken de, milyar dolarlık entegre tesisi görmezden geliyorlar..
Üzerine; Vali Lekesiz’i, Kaymakam Ali İhsan Su’yu rencide etmeye çalışıyorlar..
Yazık!

ÇEVREYE ZARARI YOK!
Tavsiyem şudur:
– Gelişmiş ülkelerin çevre dostu yatırımlarına odaklanın..
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ‘denetim’ yapmıyor mu, sanıyorsunuz?
Bugün yeni teknolojiyle yapılacak termik santrallerde, toz standartı dünya ortalamasının altına çekiliyor.. Bakanlığın sıkı yaptırımları var..
Basit bir örnek:
1 metreküp gazda 30 miligram olan Avrupa Birliği (AB) ve ABD standartını, Almanya 20 miligram olarak uyguluyor.
Sırf Türkiye’de, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olaya hassas baktığı için mevcut standart daha da düşecek.. Fena mı?
Dünya’nın uyguladığı enerji modeline biz itiraz ediyoruz.. Neden?
Çevreye duyarları arkadaşlara sesleniyorum:
Elektrik üretiminin yüzde 45’ini termik santrallerden elde eden Almanya’nın Dresden şehrindeki Lippendorf ile Düseldorf’taki Woerde ve Wolsum santrallerinde incelemelerde bulunmayı düşündünüz mü?
Her üç santral de yerleşim bölgeleriyle iç içe..
Ren Nehri’nin kenarındaki Wolsum Santrali’nde, teknoloji yenileme yatırımı sebebiyle üretime ara verilmiş durumda. Lippendorf ve Woerde ise teknoloji yenileme yatırımları bir süre önce yapıldı. Mesela, Lippendorf Termik Santrali Halkla İlişkiler Sorumlusu Lutz Dornberg’in, “teknoloji yenilendikten sonra herhangi bir çevre problemi olmuyor” dediğini biliyor musunuz?
Ayrıca, çıkan külün de yol stabilizasyonunda kullanılabildiğini biliyor musunuz?
Harbi olun, açık konuşun..
Başarıdan başarıya koşan..

Bütün dünyaya parmak ısırtan..
Türkiye’nin modern yüzünü temsil eden İskenderunlu firmalarımıza bu zulmü neden yapıyoruz?

DEMİR İYİCE ERİDİ!
Azganlık Belediye Başkanı Halil Demir ilginç söylemlerde bulunuyor..
Termik santrallerini onaylamadığını söylüyor ama, birkaç ay önce kendisiyle bir sohbetimizde, “Almanya’da 30 yıl önce yapılan eski teknoloji ürünü termik santraller var. Kimselere birşey olduğu yok.. Kaldı ki, bugünün teknolojisi çok ileride.. Bacadan çıkacak gazın standartları ölçülüyor.. Bu miktar, kıstasların çok altında olacak.. Çevre Bakanlığı, bu değerleri kontrol altında tutabilecek” diyordu..
Ne oldu da, Halil Demir’in bugün fikirleri değişti?
Bu çelişki niye?
Bugün konuşmalarında 180 derece dönüş yapıp, “Benim haberim yok.. Yatırımcılar gidecek, ben buradayım” sözleriyle, siyasi şova yeltenmen yakışmadı!
Hayırdır, Halil Bey!
Bugün 2.OSB’de adı geçen patronların ikamet yeri İskenderun değil mi?
Sen yokken, onlar buradaydı..
Sayısız çevre dostu yatırımları kadar, sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirirken, alkışlayanlardan biri de sen değil miydin?
Ne zaman terkettiler bu şehri Halil Efendi..
Hatay’ın devleri, bu bölgede doğdu, büyüdü..
Ve emin ol ki, hep burada kalacaklar!
Peki ya sen?!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.