İTSO HAZİRAN AYI MECLİS TOPLANTISI

Sayın Başkan, Değerli Meclis Üyeleri, Görsel ve Yazılı Basının Değerli Temsilcileri hepinizi saygı ile selamlıyorum.
2012 yılını yarıladığımız şu günlerde Dünya’da ve Türkiye’deki ekonomik görünüm ve beklentilerden kısaca bahsetmek istiyorum.
Avrupa’daki banka ve kamu borcu krizinin küresel ekonomi için doğurduğu belirsizlik derinleşerek devam ediyor. Avrupa ekonomik durgunluk tehlikesi ile karşı karşıya. Seçim sonuçlarının bir hükümet kurulmasına imkan vermemesi Yunanistan üzerindeki endişeleri artırmıştır. Aşırı sağcı ve solcu partilerin tasarruf tedbirlerine uymayacaklarını açıklamış olmaları Yunanistan’ın Euro Bölgesinden çıkma ihtimalini yeniden gündeme getirmiştir. Yunanistan Euro’dan çıkmasa bile uygulanan ekonomik politikaların Avrupa’da uzun bir durgunluk riskini arttıracağı tahmin ediliyor. İspanya’ya yapılacak olan 100 milyar EUR olacağı düşünülen yardımın da İspanyol bankalarının sorunlarını ne derece çözüleceğine dair endişeler var.
İTSO HAZİRAN AYI MECLİS TOPLANTISI

Avrupa’nın bu durumu Amerika ve Asya’yı da etkiliyor. ABD ekonomisi yılın ilk aylarında yakaladığı ivmeyi koruyamıyor. ABD’de büyüme endeksi % 2’nin altına gerilemiş durumda.

Dünya büyümesinin motoru durumundaki Çin milli gelir artışını 1 puan düşürerek yüzde 7.5’e indirdi. Avrupa mal alamayınca, Amerika da hız kesince Çin nereye nasıl üretsin? Dışarıda satacak yer azaldığı için iç tüketimini arttırmayı hedefleyen Çin, uzun zamandan bu yana beklenen faiz indirimini gerçekleştirdi. Ancak ihraç edemeyen Çin neden emtia ithal etsin? Sadece iç piyasada tüketeceği kadar emtia ithal etse, bu da global büyümeye bir fayda sağlamayacaktır. Bu durumda Çin yavaşlayınca etrafındaki Asya ülkeleri de etkileniyor. Dolayısıyla, küresel ekonomik büyüme, IMF’nin en son raporlarına göre ortalama yüzde 2.9 beklentisinden düşük çıkacak gibi görünüyor.
Pasifiğin öbür tarafında ise tüm gözler ABD Merkez Bankası’nın 3.parasal genişlemeyi yapıp yapmayacağına çevrilmiş durumda.
FED Temmuz ayında toplanmayacağı için parasal genişlemenin Haziran toplantısında gelmemesi halinde Ağustos toplantısında yapılacak bir genişlemenin Obama’ya destek olmayacağından bahsediliyor. Diğer yandan Avrupa’daki borç krizinin büyüklüğü yüzünden FED’in bu son cephanesini harcamak istemeyeceği değerlendiriliyor. Parasal genişlemenin Haziran’da gelmesi büyük olasılıkla kısa süreli de olsa moralleri düzeltecek, emtia fiyatlarıyla birlikte borsaları yukarıya taşıyacaktır. Ancak Avrupa’nın da benzer bir parasal genişleme yapmaması FED’in olumlu etkilerini sınırlayacaktır. Son günlerde piyasa oyuncuları Avrupa Merkez Bankası’ndan da benzer bir parasal genişleme hareketi bekler hale gelmiştir.
Türkiye ekonomisi küresel krizde çok başarılı bir performans sergilemiştir.
2009 yılındaki küçülmenin ardından ekonomi hızla toparlanmış, 2010 ve 2011’de yüksek hızlarla büyümüştür.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), geçtiğimiz günlerde 2012 yılı Nisan ayı sanayi üretim endeksi sonuçlarını açıkladı.

2012 yılı Nisan ayında sanayi üretim endeksi beklentileri aşarak bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,8 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış endeks 2012 yılı Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,5, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 1,0 artış göstermiştir.

Sanayi üretim endeksi 2005 yılından bugüne kadar olan dönemde en yüksek Nisan ayı seviyesine ulaşmış olup, 29 aydır aralıksız büyüme göstermiştir.

Dünyadaki tüm çalkantılara, belirsizliklere rağmen ülke sanayisi piyasa beklentileri üzerinde bir performans sergilemiştir. Böylece yüzde 4’lük büyüme hedefinin ne kadar ulaşılabilir olduğunu hep birlikte görüyoruz.

Euro bölgesi tarihinin en yüksek işsizlik oranlarıyla, bankacılık krizleri, kamu borç krizleri ile uğraşırken ülkemizin tüm bu konularda sağlam durabilmesi güven ve istikrar duygularıyla, riskleri iyi değerlendirerek, gerekli önlemleri zamanında alabilmiş olması sağlam bir ekonomi yönetimi sayesinde olmuştur.
Finansal krizin etkisiyle 88 doların altına düşen petrol fiyatları ve yabancıların kâr transferinin azalması gibi nedenlerle nisan ayında dış ticaret açığı 9 milyar 80 milyon dolardan, 6 milyar 597 milyon dolara geriledi.
TÜİK verilerine göre, 2012 yılı Nisan ayında, 2011 yılının aynı ayına göre ihracat %6,8 artarak 12.676 milyon dolar, ithalat %8 azalarak 19.274 milyon dolar olarak gerçekleşti.
İhracatın ithalatı karşılama oranı ise Nisan ayında yüzde 65,8 oldu. Geçen yıl Nisan ayında bu oran yüzde 56,7 idi. Ocak-Nisan döneminde ise ihracat yüzde 10,9 artarak 48 milyar dolara yükseldi. Artık büyümenin motoru ihracat olacaktır.
Yılın ilk 4 aylık döneminde dış ticaret açığı % 20 azalarak 27 milyar dolar oldu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Mayıs ayı ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,3 artışla 11 milyar 816 milyon 419 bin dolar oldu. Yılın ilk 5 ayında ise ihracat yüzde 10,31 artışla 59 milyar 833 milyon dolara yükseldi. Son 12 aylık ihracat ise 140 milyar doları geride bıraktı.
En fazla ihracat İran’a, ithalat ise Rusya’ya.
2012 Nisan ayında AB’ye yapılan ihracat, 2011 yılının aynı ayına göre %17,8 azalarak 4.770 milyon dolar olarak gerçekleşti.
2012 Nisan ayında en fazla ihracat yapılan ülke İran oldu. İran’ı sırasıyla 1.100 milyon dolar ile Almanya, 806 milyon dolar ile Irak, 651 milyon dolar ile İngiltere ve 536 milyon dolar ile Rusya Federasyonu izledi.
Rusya ise 1.983 milyon dolar ile en çok ithalat yapılan ülke oldu.
Bilindiği gibi, geçen yılın mart ayında gerçekleşen 9.6 milyar dolarlık cari açık ile cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmıştı. Geçen sene mart ayında gerçekleşen bu rekor cari açıkta belirleyici olan temel etken yabancıların, doğrudan yatırımlar kapsamında tam 1 milyar 368 milyon dolarlık kâr transferiydi.
Ancak bu yıl örneğin mart ayında yabancıların doğrudan yatırımlarla ilgili kâr transferi, sadece 361 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dolayısıyla, mart ayındaki bu tabloya bakarak zaten cari açığın nisanda da düşeceği biliniyordu. Çünkü geçen yıl gerçekleşen yüksek düzeydeki yabancıların kâr transferi düşmüştür.
Ekonomideki büyüme ve yavaşlamayla doğru orantılı olan cari açık oranı 2011 yılı son çeyrekteki yavaşlamaya bağlı olarak düştüğü söylenebilir.
Euro/dolar paritesi Ağustos 2010’dan bu yana en düşük seviyesi olan 1.23’e kadar geriledi.

İç piyasada ise dolar yükselişini sürdürdü. Dolar 1,88 TL.lere kadar yükseldi.
Türkiye İstatistik Kurumu, 2012 yılı Mayıs ayında tüketici fiyatları endeksinin (TÜFE) yüzde 0,21 oranında gerilediğini, üretici fiyatları endeksinin (ÜFE) ise yüzde 0,53 arttığını açıkladı.

TÜİK’in 2003 baz yıllı verilerine göre, Mayıs ayında TÜFE bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,28, ÜFE ise yüzde 8,06 artış gösterdi. Böylece TÜFE geçen yılın Aralık ayından sonra ilk kez tek haneye indi.

12 aylık ortalamalara göre yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında yüzde 8,68, üretici fiyatlarında ise yüzde 10,57 düzeyinde gerçekleşti.
2012 yılı Şubat döneminde işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine kıyasla 1.1 puanlık düşüşle yüzde 10.4 olarak gerçekleşti. Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre, 2013 bin kişi azalarak 2 milyon 712 bin kişiye düştü.
Şubat döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre, 536 bin kişi artarak 23 milyon 338 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranı Ocak’ta % 10.2, geçen yılın ocak ayında ise 11.9 düzeyindeyli.

Son yıllarda Türkiye ekonomide önemli kazanımlar, başarılar elde etti. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen hepimiz yolumuza devam ediyoruz. Önemli olan mevcut durumu iyi değerlendirip, riskleri minimize etmek ve başarıları kalıcı hale getirmektir. Her alanda daha verimli, daha güçlü bir Türkiye’ye en kısa zamanda ulaşabilmek dileğiyle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

İskenderun Haber
iskenderun haber genel içerik editörüdür. Haber ihbarlarınız veya ilanlarınız için üst menüden bize ulaşın sekmesini kullanın.