Hala ilk 5’in en güçlü adaylarından biriyiz

Hala ilk 5’in en güçlü adaylarından biriyizSpor Toto 3.ligdeki temsilcimiz İskenderunspor, cumartesi günü kendi evinde grup lideri Nazillispor ile yaptığı maçı farklı kaybederek yarış yolunda yara almıştı. Yaşanan bu mağlubiyetin ardından İskenderun Gazeteciler Cemiyeti’nde basın açıklaması yapan İskenderunspor Teknik Sorumlusu Can Güven, “Nazillispor maçından sonra dimdik ayaktayız. Kazanabileceğimiz bir maçı yaptığımız bireysel hatalardan kaynaklı farklı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Tabi burada maçın hakeminin de hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Oyunun başındaki net penaltıyı vermiyorsun, üstüne üstlük oyuncuya sarı kart gösteriyorsun, yine devamında 2. penaltıyı vermiyor ve yine oyuncumuza sarı kart veriyorsun. Bunun hemen devamında rakibin sarı kartlı oyuncusunu yaptığı sert faulü görmezden gelip kırmızı kartını çıkarmıyorsun, golü bulduktan hemen sonra rakibin penaltısını çok kolay çalabiliyorsun. Yine de lig bizim için devam ediyor. Altıncı sıradayız ve hala ilk beşin en güçlü adaylarından biriyiz. Genç ve dinamik bir ekibiz, çalışmayı çok seven mücadele etmeyi çok seven ve kenetlenmeyi iyi başaran iyi günde de kötü günde de birbirine daha çok inanan bir takım ortaya çıkardığımız düşünüyorum. Ve bu zorlukların üstesinden geleceğimize inanıyorum. Oyuncularımla her zaman gurur duyuyorum. Müthiş bir mücadele ve var oluş örneği sergiliyorlar. Çok genç ve çok istekli bir ekibim var. Her zaman her yerde kazanmak için oynuyorlar. En zorunu başardılar çünkü takım oldular. Biz 5 tanede yesek 6 tanede yesek her zaman iyi bir takımız. Futbolda bu tip neticeler var olabiliyor. İlk yarı bittiğinde ilk beşin içerisinde olacağız. Kaybetmemiz için dua edenler ve bundan mutlu olanlar var. Kimse sevinmesin ki ilk yarı bittiğinde ilk beş takımdan bir tanesi İskenderun spor olacaktır. Bu tip insanları ben ve futbolcularım görüyor ve iyi biliyoruz. Ligin daha onuncu haftasında ilk üçün içindeyken bundan rahatsızlık duyan bir takım inanlar aralara menajerler koyarak takımımdaki oyuncularımın aklını karıştırmak amaçlı transfer teklifleri getirdiler. Kaldı ki oyuncularımın imzaları ikişer yıllık. Ama işin şekli başka. Bu takımı nasıl hedeften saptırırız nasıl başarısız olmaları için uğraşalım mantığı içindeydiler. Şu takım seni istiyor, şuraya işini yaptım tamam, devre arası yerin hazır, ben bunlara içimizdeki Bizanslılar diyorum. Bunla karşıda mücadele veriyoruz. Ve kim olduklarını çok iyi biliyoruz. Bir bardak suda fırtına kopsun isteyenler var. Bu takım en son ne zaman play-off hesapları yaptı hatırlayan var mı? Şampiyonluk için ne lazım bunu herkes biliyor. Öncelikle büyük bir şehir desteği lazım. Ciddi bir transfer bütçesi lazım. İyi bir tesisleşme lazım. Antrenman yapacak saha lazım. Ciddi bir seyirci desteği lazım. Ve maçı oynayacağınız stadı haftada en az 1 kez de olsa kullanmanız lazım. Bir de bunların hangisi var? Yarın antrenmanını nerede yapacağını bilmeyen bir takım var. Nereyi bulursa oraya giden bir takım var. Ve bunları herkesin bilmesine rağmen bir takım kişiler başka hesapların içinde olduklarından bu oyuncuların bu ekibin ve yöneticilerimizin fedakarca yaptıkları emekleri görmezden gelmeye çalışmak, küçültmeye çalışmak, etik ve doğru değildir. Biz bu takımı sezon başında yönetimimizle yaptığımız toplantıda kümede kalmak maksadıyla kurduk. Ve oyuncularla yaptığım ilk toplantıda şu sözden yola çıkarak ‘’gelin biz daha büyüğünü yapalım, şartlar iyi olmayabilir, saha olmayabilir, stadı kullanamayabiliriz ama biz hedefe yürüyen bir takım olabiliriz’’ dedim. Kolayı herkesin yapabileceğini önemli olanın zoru başarmak olduğunu söyledim. ‘’Hedefleriniz büyütmezseniz hedefleriniz sizi küçültür ‘’ sözünden yola çıkarak bu takıma play-off hedefini koyduk. Ve yolumuzda ilerliyoruz. Bunu başarabilirsek bu müthiş bir özveriyle oynayan hedefine inanan oyuncularımın, teknik ekibimin ve bize güvenen yöneticilerimizin ve sayıları azda olsa kalpleri bizimle atan seyircilerimizin olacaktır. Ama her halükarda playoff da oynasak takım kümede de kalsa biz hedefimize ulaşmış olacağız. Ama şunu iyi biliyoruz ki destek vermeyip köstek olmaya çalışanlar, verilen emekleri göstermemek için ellerinden geleni yapmaya çalışan, takım gol yediğinde sevinen, gol attığında üzülen bu tip insanları gerçek kamuoyu çok iyi biliyor. Bugüne kadar nerdeydiniz, ne yaptınız, neyi konuşuyorsunuz. Üç yıl öncesine kadar bu takımın adı amatör kümede dahi anılmıyordu. O zaman nedeydiniz. Son olarak da buna değinmeden geçemeyeceğim; bir spor yazarı iki yıldır sürekli yazdığı yazılarda takımımı ve beni özellikle yerden yere vurarak bazı başarıları ve emekleri küçümsemeye çalışıyor. Buna iki yıldır sessiz kalıyordum. Ama her geçen gün işin dozu kaçmaya başladı. Şahsımla olan kişisel problemlerini köşesine taşıyıp yakışıksız üsluplarla yazdığı yazıları üzüntüyle karşılıyorum ve kınıyorum. Benimle bir takım kişisel problemlerin olabilir ama bunu kullanmak için olayları başka yere çekmek, sürekli takımı küçük göstermek, oyuncularıma sallamak, takımın oyun düzenine sallamak, cezalı olup olmadığını bilmediği, sakat mı değimli bilmediği, hasta mı rahatsız mı olduğunu bilmediği ve kaldı ki oynadığımız sistemi bile bilmediği bir ortama müdahale etmeye, akıl vermeye çalışıyorsun. Bunları şaşkınlıkla izliyorum. Kaldı ki bu şehirde bizden başkada takım var. Bu yazıları yan yana koyduğumda aynı kelimeleri şehrimizin diğer takımına, oyuncularına ve hocalarına söyleyemiyorsun. Çoğu zaman kendi yazdıklarınla çelişiyorsun. Bütün yazılarının başını ve sonunu bana sallayarak bitiriyorsun. Eğer bir sorunun varsa çıkarız objektif bir ortama veya bir programa konuşuruz. Sen eleştirini yaparsın, ben sana cevabını veririm. Ama buna cesaret edemezsin. Çünkü o zaman futbolu bilmediğin ortaya çıkar. Oyuncularımın ve benim emeklerimizi görmezden gelmeni anlayışla karşılayabilirim ancak eleştirinin de bir dozu vardır. Sistemler, dizilişler, taktiksel hesaplar senin işin değildir, zaten bileceğinde bir iş değildir” şeklinde görüş ortaya koydu.

iskenderunhaber
iskenderun haber sitesinin haberlerini yayınlayan genel editörü.