Olmadı Envitec!

Olmadı Envitec!Envitec’e bir haller oldu.. İşçi çıkarmada üzerine yok gibi..
Hatırlayın.. İskenderun Belediyesi yönetimi değiştiğinde yine işten çıkarmalar olmuştu.. Ardından, işçilerin zamanında hakkı ödenmediği, maaş sıkıntısı çektikleri, izin yapamadıkları iddia edilmişti.. Lakin, AK Parti Belediye eski Meclis Üyesi İbrahim Yaran o vakit birçok kez gündem dışı söz alarak ‘Temizlik işçisi mağdur olmasın, gereğini yapın” türünden tepki göstermişti..
Neticeye bakıyorum..
Birşey değişmemiş!
Bu kez daha vahim bir tabloyla karşı karşıyayız..
Anlatılanlar, iddia edenler yenilir yutulur cinsten değil..
Tam da Envitec’le ‘çöp fabrikasının’ yapımına odaklanmışken, aldığım duyumlar oldukça üzüntü verici.. Şöyle ki:
– 16 temizlik işçisinin işine son vermiş Envitec..
Bundan sonrası daha fena..
Gerekçesi yüz kızartıcı..
İddialar doğruysa, Envitec’e bunu yakıştıramadım..
Lafı dolandırmadan paylaşıyorum..
Çöpün döküldüğü alan Düğünyurdu(Cebike)’na bakıyor..
Çöpün suyu, o mıntıkaya bakan Fahri Kaya’nın arazisine akıyor.
Defalarca bildirilmesine rağmen, önlem alınmayınca..
Zeytin ağaçları kuruyor, tarla kullanılamaz hale geliyor..
Demem o ki, Fahri Kaya olayın mağdur ismi..
Feryadına kulak tıkanınca soluğu Jandarma’da alıyor.
Şikayetini bildiriyor, hakkını arıyor..
Akabinde olay, Düğünyurdu (Cebike) Muhtarı Süleyman Dağlıoğlu’na intikal ediyor..
Muhtar, Envitec’in Müdürü Ali Rıza Sertel’i arıyor, durumu anlatıyor..
Yine sonuç alınmayınca, bu kez tarla sahibi Fahri Kaya soluğu mahkemede alıyor..
Zararın tanzim edilmesini talep ediyor..
Peki, İskenderun’a çöp fabrikası yapacak olan koca Envitec firması ne yapıyor?
İddianın vahim kısmı burası..

CEBİKELİ OLMAK SUÇ MU?
Tarla sahibi Cebikeli olunca, Ali Rıza Sertel firmada çalışan Cebikeli temizlik işçilerini ofisine çağırıyor.. Olaya bakar mısınız?
Mağdur temizlik işçileri bundan sonrasını şöyle anlatıyor:
“- Ali Rıza Sertel, muhtarla ve arazi sahibi Fahri Kaya ile görüşmemizi istedi. Mahkemeden ‘vazgeçmesi’ yönünde ‘razı edin’ diye konuştu. Yoksa bizi işten kovacağını söyledi.”
O günden sonra işçileri bir endişe sarıyor..
Ortada kalıyorlar..
O görüşmeden sonra, gerek muhtar gerekse Fahri Kaya ile görüşüyorlar..
Olayın bir boyutu ‘işten çıkarılma’ meselesine dayanınca, gelişmeler karşısında üzülen, rahatsız olan Fahri Kaya ‘vazgeçerim’ deyip, razı oluyor..
Ancak aynı temizlik işçileri, Muhtar Süleyman Dağlıoğlu’nun önceki gün gittiği açılışta Ali Rıza Sertel tarafından azarlandığını ileri sürdüler..
Bunun üzerine bir anlık sevinç, mutsuzluğa ve umutsuzluğa dönüşüyor..
Moraller bozuluyor!
Hal böyleyken, sormadan edemiyorum:
16 temizlik işçisinin günahı nedir?
Cebikeli olmak suç mudur?
Buna düpedüz ayırımcılık demezler mi?
Söylenenler, anlatılanlar bunlar..
Sonrasında bir kaç telefon görüşmesi yaptım..
Olayı doğrulayanlar oldu..
‘Taraflarla görüşelim’ diyen de..
Hani nerede?
Böyle bir ‘işten çıkarılma’ gerekçesini hayatım boyunca ilk defa işitiyorum..
Envitec’in ne yapmaya çalıştığını anlamakta güçlük çekiyorum.
Temizlik işçilerinin anlattıklarına göre, bu durumu ‘acımasız’ bir yaklaşım olarak görüyorum..
Bu konuda İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in ne düşündüğünü, doğrusu merak ediyorum..
Bir değil, iki değil..
Önümüz Kurban Bayramı..
16 temizlik işçisinin işten çıkarılmasını herhalde kendileri de çok doğru bulmayacaktır.. Bu konuda gerek Yusuf başkandan, gerekse belediye meclis üyelerinden bir ‘yaptırım’ uygulamalarını talep ediyorum..
Lütfen gereğini yapın!

FARKI BULUN!
Görüntüler aynı.. Acı aynı..
Deprem bir doğa gerçeği. Deprem ülkesi olmamıza, Van gibi şehirlerin depremi başka her yerden iyi biliyor olmasına rağmen, depreme karşı yeterli mühendislik hazırlığımızın olmadığı da ülkemizin bir gerçeği.
Yoldan geçen tekstilciyi çevirip, safra kesesi ameliyatına sokamazsın. Veya, bir kuyumcuyu kolundan tutup, savcılık makamına oturtamazsın. Turizmci, jeofizik bilmez. Mobilyacı, statik hesabından anlamaz.
Ama.. Hepsi müteahhit olabiliyor bu ülkede, kafasına göre.
Türkiye’de 115 bin doktor..
310 bin müteahhit var!
Avrupa ülkelerinin toplamından fazla..
Bu arada İskenderunlu genç mimar Hüseyin Doğan çok acı bir gerçeği ortaya koyuyor. İddiası şu:
“- İskenderun’da fay hattı hangi mahallelerden geçiyor, uyarılar yapılıyor mu? O fay hattının üzerinde kimler konut yapıyor? Bu sorulara cevap verecek yetkili bir makam var mı? İskenderun’daki bütün müteahhitlere sorun. Yüzde 80’i 8’lik demir ile 10’luk demiri ayırt edemez.”
Ne desek boş!
Bilmem anlatabiliyor muyum?

SUYLA ALAKALI ÜÇ SORU:
Malumunuz, Aslantaş Barajı’ndan gelecek suyla ilgili ihale süreci tamamlandı. DSİ, depolara giren ana hat borularını yerin altına döşedi ama ne hikmetse, şebeke ihalesini bitirmiş olmamıza rağmen belediyede henüz ‘tık’ yok..
Bu konuda üç soru ön plana çıkıyor..
Bir: İskenderun Belediyesi ‘su isale hattı’ çalışmaları kapsamında itiraz gördü mü? Varsa, bu itirazı kim ve hangi sebeple yaptı?
İki: Bu itiraz, suyun gecikmesine işaret midir?
Üç: Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in bu hususta söylecek birşeyleri var mıdır?

BU KARAR CHP İLÇE ÖRGÜTÜNÜ ETKİLER Mİ?
CHP Parti Meclisi, geçtiğimiz hafta kurultayın 6 ay uzatıldığını bildirdi.
Bu şu demek:
CHP taze kan arayışına giriyor..
Sadece il merkezleri değil, ilçe örgütlerin belirlediği eski delegelerin hükmü kalmamakla birlikte, yeni seçilecek delegelerle kurultaya gidilecek..
Şimdi soru şu:
– Önümüzdeki süreçte yapılacak il ve ilçe örgütü kongrelerinde şimdiki yönetimler mi, yoksa yeni atanacak olan yeni bir yönetim mi yeni delegasyonu belirleyecek?

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.