Kadınlarını Geri Bırakan Milletler, Medeniyetten Nasibini Alamazlar

Hatay Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Belgin Ünal:

“Kadınlarını Geri Bırakan Milletler,
Medeniyetten Nasibini Alamazlar”

Kadınlarını Geri Bırakan Milletler,  Medeniyetten Nasibini AlamazlarHatay Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Belgin Ünal, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.
Ünal yaptığı açıklamada; “8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olma mücadelesinin başlangıcı olarak kabul edilmiştir. 8 Mart, kadın haklarının elde edilmesinde ve korunmasında gösterdiğimiz mücadele ve dayanışmamızın kutlandığı gündür.
1910 yılında Danimarka’nın Kopenhag kentinde düzenlenen “Uluslararası Kadınlar Konferansı”nda 8 Mart, “Dünya Kadınlar Günü” olarak benimsenmiş ve dünyanın birçok ülkesinde kutlanmaya başlanmıştır. 1975 yılı, Birleşmiş Milletler tarafından, “Eşit Haklar, Gelişme ve Barış için Uluslararası Kadınlar Yılı” olarak ilan edilmiştir. Ülkemizde ilk kez 1921 yılında kutlanmaya başlanmış, 1975 yılı ise Kadın yılı olarak ilan edilmiştir. 16 Aralık 1977’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 8 Mart’ı Dünya Kadınlar Günü olarak kabul etmiştir.
Cumhuriyetimizin kuruluşu sırasında da, Türk kadınının vatanı uğruna yaptığı mücadeleler, modern Türkiye’nin kurulması yolunda önemli katkılar sağlamıştır. Atatürk’ün yaptığı reformlar sayesinde, Türk kadınları birçok ülkeden önce çeşitli haklar elde etmişlerdir. Ancak zaman içerisinde yaşanan sosyolojik ve siyasal değişimlerin etkisiyle, kadınlarımız toplumsal yaşamın birçok alanındaki mevcut yasal düzenlemelere rağmen, yasaların uygulanması konusundaki eksiklikler nedeniyle çeşitli sorunlar yaşamaktadırlar. Çalışma hayatında etkin olarak yer almalarına rağmen, kadınların emeklerinin karşılığını tam olarak aldıklarını söylemek son derece güçtür. Gerekli denetimler tam olarak yapılmadığı için, çalışma süreleri uzun ve ücretleri azdır. Çalışmakta olup aynı zamanda da anne olan kadınlarımız, çocuklarının bakımı imkânlarına sahip olamadıkları için ve yeterli sayıda kreş, bakımevi sağlanamadığı için işlerinden ayrılmak zorunda kalmaktadırlar. Çalışma hayatında olduğu gibi, toplumsal yaşamda da cinsiyet ayrımcılığının etkileri devam etmekte olup, eğitim alanında halen kız çocuklarımızın okutulmak istenmemesi, erken evlendirilmesi gibi üzücü örnekler görülmektedir.
Kadına karşı uygulanan şiddet; dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi yaygın olup, 2008 yılı ortalarında Kadın Statüsünü Geliştirme Merkezi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, kadınlarımızın % 40’ının şiddete maruz kaldığı tespit edilmiştir. Töre ve namus cinayetlerinin devam ediyor olması da kaygı vericidir.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında, birçok ülkeden önce 5 Aralık 1934’te seçme ve seçilme hakkı kazanılmasına rağmen; günümüzde kadının siyasal yaşama katılım oranı çok düşüktür. Kadının yok sayıldığı bir toplumun varlığını sürdürebilmesi mümkün değildir. Kadınlar, toplumun vazgeçilmez bireyleridir. Kadının toplum içerisinde hak ettiği yeri alması konusunda karşılaştığı sorunların çözümü için devletimizin ilgili kurumlarının yanı sıra, sivil toplum örgütlerine de büyük görevler düşmektedir.
Anayasada yer alan “Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşittir” ilkesine bağlı olarak, kadın haklarını savunuyor, bunun savunulmasının ve bu amaçla yapılması gerekenlerin sadece bir günle sınırlandırılmaması gerektiğine inanıyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu, Yüce Önder Atatürk’ün “Kadınlarını geri bırakan milletler, medeniyetten nasibini alamazlar” sözünü de vurgulayarak, mevcut sorunların çözümünü arzu ediyoruz” dedi.

İskenderun Haber
iskenderun haber genel içerik editörüdür. Haber ihbarlarınız veya ilanlarınız için üst menüden bize ulaşın sekmesini kullanın.