NİYETİN KÜLFETİNİ BİZ KALDIRACAĞIZ!

Biliyorum ki.. İskenderun’da zaman zaman, tartışmaları doğru bir zemine oturtmak için birtakım temel sorunları ilgili makamlara taşımak gerekiyor.
İskenderun Belediyesi bu özellikleri içerir.
İki unsur bir aradadır: Hem hesap sorma, hem hesap verme..
Dün, Ses ve Olay Gazetesi’nde, Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in çöp fabrikasıyla ilgili görüşlerini okurken, dondum kaldım..
Çöp fabrikasının iki ay içerisinde faaliyete gireceğini anlatan ifadeler vardı..
Yanlış bir bilgiydi..
Başkan Yusuf Civelek’in böyle keskin yorumlara girmeyeceğini biliyorum..
Hele böyle bir tarihi demeci, bir ziyaret programında öylesine geçiştirmeyeceğini az çok kestirebiliyorum..
Ses ve Olay Gazetesi’nin neden böyle bir sonuca odaklandıklarına anlam veremiyorum.. O yüzden temkinli davrandım..
Başkan Civelek’i aradım, sordum:
– Nedir çöp fabrikasındaki son durum?
Anlattı:
* Çöp fabrikası İskenderun’a gerekli, ihtiyacımız var.. Bunu her platformda söylüyorum. Yeri teslim aldık. Bilimsel bir çalışmaya girdik. Soracağız, tartışacağız.. Zaten, İskenderun adına aldığım her kararın doğruluğuna odaklanmak için kılı kırk yarıyoruz.. Çöp fabrikası için geçmiş yönetimin bir niyeti vardı, ancak bize düşen niyetin külfetini kaldırmak.. Bunu severek yapıyoruz. Çünkü, doğayla barışık olmalıyız artık.. Doğaya hükmetmenin sonuçlarını görüyoruz.. Doğa acımasızdır. O bakımdan doğayla uyumlu gidebilmek önemlidir. Eskiden fileler vardı.. Pazardan dönerken, evimize asardık. Şimdi naylon poşetler var.. Çöpü yere attığınızda, 1 yılda ancak doğada yokoluyor. Doğru olanı yapmalıyız.. Ambalaj atıklarını, yani kağıt, plastik ve cam maddelerini düzenli ve temiz toplayıp, ayrıştırmalıyız. Böylece, temiz bir toplum bilincini halkımıza aşılamış olacağız. Halkımızın onurunu ve güvenini kazanacağız. Bu durum bize her zaman için yaratıcılık kazandırır.”
Evet.. İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek, çöp fabrikasıyla ilgili amacını, yaptıklarını anlatabilmek için doğru kelimeleri seçmiştir.
Birşey daha söyledi:
* Çöp fabrikasına bugün başlasak, 18 ayda tamamlama süresi vardır.”
Gerçek budur.. Gazetelerde bir fabrikanın 2 ayda biteceği şeklindeki ifadelerin, hangi amaca dayanarak aktarıldığını bilmiyorum.. Zira, bu ayrıntı ilk, AK Parti İlçe Başkanı Musa Kurşun’un dikkatini çekti..
“Böyle bir ifadenin altında mutlaka yanlış bir anlaşılma vardır’ diyerek, yerinde bir uyarı yaptı.. Doğrusu da buydu.. İyi niyetli bir yaklaşımdı..
Zira öğrendim ki, İskenderun Belediyesi bilimsel yöndeki çalışmalarını son aşamaya getirmiş zaten..
Son söz artık Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’te..
Neticede..
Yakında çöp fabrikasıyla ilgili güzel bir gelişme yaşandığında şaşırmayın!

OLAY, TAM BİR YILAN HİKAYESİ!
Farkında mısınız, İskenderun’da son birkaç gündür ilginç bir “olay” yaşanmaya başladı.
Belki henüz adını koymak için erken.
Çünkü yargıya intikal eden bir olay..
Biz yargıç, hakim değiliz ki, karar verelim..
Fakat, ortada öylesine ciddi bir bilgi kirliliği var ki, yanlış bilgilerden kaçınmaya çalışıyorum..
Bugüne dek Ali Küçükyıldız ile ilgili iddiaları okuduk.. Tek taraflı bir yanılgıya düşmemek adına, dün Ali Küçükyıldız’ın Vekili Av. Züher Çelik’in beyanlarına kulak verdik.. Basın toplantısı biraz gergin bir havada başladı..
Soru yağmuru başlayınca, Av. Züher Çelik kasıldı doğal olarak..
Derken.. Sonra açıldı, iddialara girdi..
İki duruşma dosyasından söz etti..
Biri Ali Saygılı’nın ‘müşteki’ olduğu şikayet dosyası..
Tarih, 22.04.2009..
Hazırlık aşamasında..
Diğeri.. Birden fazla şahısla silahla tehdit.. İddianın ucunda Cahit Yeşiloğlu ile Ali Sevinç’in ismi geçiyor.. Bize verilen bilgide olay, 17.04.2009’da gerçekleşiyor..
Ancak, yargıya intikal eden dosyada ATS Denizcilik’in Başkanı Vedat Saygılı ile aynı firmadan Ali Ferit Yıldırım’ın da adı geçiyor.. Özeti şuydu:
Yelken Kulübü civarında Sahil Evler’de Ali Küçükyıldız’a ait ev kurşunlanıyor..
Olayı gören ve Yelken Kulübü’nde çalıştığı iddia edilen Veysi İpek isimli şahıs, bunun üzerine durumu polise ihbar ediyor, aracın plakasını veriyor..
Polis, ihbar üzerine aracı kısa zamanda, içinde kimsenin olmadığı bir sırada buluyor.
Derken, araca Cahit Yeşiloğlu ile Ali Sevinç geliyor.. Polis enseliyor!
Sonrasında ifadeler, şikayetler ve 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava başlıyor..
Duruşma 29 Şubat’ta!
İddia bu ya.. Karşı tarafın verdiği bilgi kapsamında da, ihbarcı Veysi İpek için de, ‘parayla’ bu yönde bilgi verdiği ileri sürülüyor, iyi mi?
Şimdi bakıyoruz ki, olayda adı geçen Cahit Yeşiloğlu aracındayken kurşunlanıyor..
Peki o halde, Cahit Yeşiloğlu’nu kim vurdu?
Bu nasıl bir husumet ki, kimin ne dediğinden sonuçlar çıkaramıyoruz!
Bence işin en ilginç yanı, Av. Züher Çelik’in iddialara yönelik verdiği şu bilgiler oldu:
* Limon bahçesi 6 yıl önce tapuda satın alındı, niye bugün gündeme geliyor?
* Müvekkilim Ali Küçükyıldız hakkında açılan bir ‘tefecilik’ dosyası yoktur..
* Faizle para verme olayı yoktur..
* Satışla ilgili açılan bir mahkeme süreci yoktur..
* Limon bahçesi 650 bin dolara satıldı. Bir yıl sonra ‘bağ’ değerlenince, fark istediler..
* Borç verme olayı doğru değildir..
* Cahit Yeşiloğlu’na yapılan saldırı ile müvekkilimin uzaktan veya yakından hiçbir alakası bulunmamaktadır.
Özetle.. Av. Züher Çelik’in, müvekkili Ali Küçükyıldız hakkında basına verdiği bilgiler bunlar..
Toplantıdan ayrılırken, işhanın kapısında Ali Ferit Yıldırım’ı gördüm..
Orada niçin bulunduğunu bilmiyorum, ancak ne olursa olsun..
İster zamanlama hatası, ister tesadüf olsun, yanlış bir davranış biçimiydi..
Uzatmayım..
Bu yazılar etkisini gösterdi..
Polis zaten görevini yapıyor, soruşturmayı sürdürüyor..
Tüm iddiaların, verilen ifadelerin, öne sürülen bilgilerin ışığında ‘hakkaniyet’ duygusunu adalet terazisine taşıyacak olan da yargıdır..
Bence, artık basın dahil, olayda adı geçen herkes susmalı ve son sözü yargı söylemelidir.. Doğru mu?

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.