2009 DÖNÜM NOKTASI!

Yazıma konu ettiğim bu önemli başlık, AK Parti Hatay Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Öztürk’e ait.
Cumartesi günü.. MKÜ Mustafa Yazıcı Kültür Merkezindeyiz..
Konuk konuşmacılar sanayiciler için bir fırsat..
Çevre ve Orman Bakanlığı, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı müsteşar yardımcıları MÜSİAD’ın davetlisi..
Avrupa Birliği yolunda önemli bilgiler aktarıyorlar..
MÜSİAD adına Fatih Tosyalı’nın “AB’ye girerken sanayicileri bekleyen avantajlar” temalı konuşmasına geçmeden önce birkaç izlenim aktaracağım.
Konu elbet ivmeyi AB’ye yönlendiren “2009 Kopenhag Zirvesi”.
Çevre eşittir sanayi olmak zorunda..
Bu kaçınılmaz.. Bu tarihteki zorlu sınava iyi hazırlanmalıyız.
Daha az yoğun bir enerjinin tasarrufuna gitmeliyiz..
Katı atıkları dönüştürmeliyiz..
Hatta ve hatta, emisyon ve karbondioksit salımında çevresel projeler üretmeliyiz..
İskenderun’daki sanayicinin tepkisi ne?
Olumlu..
Hazırlık var..
Konferansta, Tosyalı Holding kuruluşu olan Tosçelik, çevre ve sanayi müsteşarları tarafından örnek gösteriliyor..
Umut verici ve ileriye dönük kalkınmayı artıran sözler.
Fatih Tosyalı’nın konuşmasına dönersek.
Teması dediğim gibi “AB’yle köprü kurmakla” ilgili.
Tosyalı ailesinin geleneğinde bugün ile gelecek arasında “köprü kurma” zaten var olan bir şey.
MÜSİAD Hatay Şube Başkanı Fatih Tosyalı buna örnek olarak, AR-GE’yi gösteriyor, çağdaş sanayi politikalarından sözediyor.
Tosyalı, İskenderun yolunu geleceğe doğru açıyor.
***
Bu arada AK Parti Hatay Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün şu sözleri çok anlamlı:
“AB mevzuatlarını çok iyi bilmeliyiz. 2009 tarihini bir kenara not edin. Çevresel kapasitemizi o tarihe kadar yeterli bir seviyeye çekmeliyiz. Yoksa, 2009 bizim için kabus olur. Herhalde bunu hiçbirimiz istemeyiz. Çevre artık sanayi ile eşdeğer olmalıdır”.
Aslında sayın Öztürk’ün bu açılımı, KYOTO Protokolü’nü de kendiliğinden rafa kaldırıyor.
Çünkü hazır bir seviyeye geliyoruz..
Hayal ve cesaretin yan yana gelmesi gibi.
İşte tam bu noktada, AB ile köprüleri kurmakta zorlandığımızı hatırlatıyor müsteşar yardımcıları..
“Avrupa sadece coğrafi bir konsept olamaz. Değişik kültürleri kucaklamasını, onlarla köprü kurmasını bilmek zorunda. Biz Türk sanayicileri olarak, 50 yıl sonrasına bakmak zorundayız” diyorlar.
Müsteşar yardımcılarını dinlerken ne düşündüm biliyor musunuz?
Keşke tüm bölge sanayicileri, ayrıntılarla işlenmiş AB coğrafyasındaki yerimizi, tutumumuzu dinlemiş olsalardı.
Sayın Öztürk’ün de, son derece felsefi bir dille anlattığı “çevre” meselesine kulak verselerdi.
KAYMAKAM HOROZOĞLU’NUN SORUSU!
İskenderun Kaymakamı Sayın Cengiz Horozoğlu, yine samimi ve doğaldı seminerde..
Aktif bilgi akışının tam kalbinde..
Dikkatli ve hizmet açılımının sonuçlarıyla alakalı..
Türkiye’deki gelişmeleri, AB ilişkilerini, İskenderun’u yakından izliyor.
Kaymakam Horozoğlu, konferansın bir yerinde müsteşar yardımcılarına şu soruyu yöneltiyor:
“İskenderun sanayi şehri ama iki önemli bakanlığımızın müdürlükleri Antakya’da.. Temsilcilikler’i İskenderun’a getirmek için il olmayı mı beklemeliyiz?”
Müthiş akılcı bir soru..
Bölgesel Kalkınma Ajansı talebinden sonra, suskun kaldığımız bir dönemde yine yerinde bir soruyla dalıyor meselenin özüne..
Şunu söyleyebilirim ki, hepimiz bu ayrıntıyı atladık ya da bir şekilde unuttuk..
Doğrusu, aklımıza gelmedi..
Aslına bakarsanız, Kaymakam Horozoğlu’nun amacı, İskenderun’un dış politika sorunlarını tartışmak, çözümler üretmek.
Şöyle düşünüyorum.
Kaymakam Horozoğlu’nun, “Bölgeye katkı projeleri” ile Müsteşar yardımcıları ile milletvekillerimizin geleceğe kurduğu “AB köprüleri” pekala buluşabilirler.
FARKI SİZ BULUN!
Asi Dizisi’nin çekimleri yapılıyor, nerede?
– Hoşgörü kenti Antakya’da..
Asi dizisi oyuncuları söyleyişi yapıyor, nerede?
– Antakya MKÜ’de..
Atiye Deniz hayranlarıyla buluşmuş, nerede?
– Medeniyetler şehri Antakya’da..
Bahar şenliklerinde ünlü rockçu furyası esmiş, nerede?
– Dinler diyarı Antakya’da..
Okan Bayülgen, sevenleriyle kucaklaşmış, nerede?
Yine Antakya’da..
Bu şehrin adını iyi ezberleyin!
Sanat orda..
Kültür orda..
Valilik orda..
Medeniyet orda..
Hoşgörü orda..
Özel İdare orda..
Önemli iki bakanlığın temsilciliği de orda..
Konserler orda..
En baba şenlikler orda..
Hizmet orda..
Hayat orda..
Orda oğlu orda!
***
Koca İskenderun’da birşeyler olmuyor mu zannediyorsunuz?
Hem de neler oluyor neler..
Siyasette gerilim burda..
Yarım kalım hizmetler burda..
Dünyasını götürenlerin, ama yaralı parmağa merhem olmayanların çoğunlukta olduğu kent burda..
Dedikoduyla iş yapan korkaklar burda..
Üç kuruşa onurunu, haysiyetini, itibarını satan kimlikler burda..
Burda oğlu burda!
Güzel şeyler de oluyor elbet..
MÜSİAD’ın toplantısı vardı geçen gün..
AB öncesi ve sonrası avantajlar tartışıldı..
300 bin nüfusumuza baktığımızda, Antakya’da varolan iki bakanlığın temsilciliğinin neden İskenderun’da konuşlanmadığını sormak yine Kaymakamımız Cengiz Horozoğlu’na düştü..
İl olmamız gerektiğini ince bir nüans farkıyla akıllara getiren yine Sayın Horozoğlu oldu..
Peki sormazlar mı?
İskenderun’da hep birkaç isim çabalarkan, diğerleri ne iş yapar diye..
Seminerlere ilgisiziz..
Konferanslara duyarsızız..
Siyasete uzağız..
Olup bitenlere seyirciyiz..
Ama şahsi menfaatler söz konusu olunca, mangalda da kül bırakmayız!
Soruyorum işte:
Ne işşşş!!!

Yazıma konu ettiğim bu önemli başlık, AK Parti Hatay Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Öztürk’e ait.Cumartesi günü.. MKÜ Mustafa Yazıcı Kültür Merkezindeyiz..Konuk konuşmacılar sanayiciler için bir fırsat..Çevre ve Orman Bakanlığı, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı müsteşar yardımcıları MÜSİAD’ın davetlisi..Avrupa Birliği yolunda önemli bilgiler aktarıyorlar..MÜSİAD adına Fatih Tosyalı’nın “AB’ye girerken sanayicileri bekleyen avantajlar” temalı konuşmasına geçmeden önce birkaç izlenim aktaracağım.Konu elbet ivmeyi AB’ye yönlendiren “2009 Kopenhag Zirvesi”.Çevre eşittir sanayi olmak zorunda..Bu kaçınılmaz.. Bu tarihteki zorlu sınava iyi hazırlanmalıyız.  Daha az yoğun bir enerjinin tasarrufuna gitmeliyiz..Katı atıkları dönüştürmeliyiz..Hatta ve hatta, emisyon ve karbondioksit salımında çevresel projeler üretmeliyiz..İskenderun’daki sanayicinin tepkisi ne?Olumlu..Hazırlık var..Konferansta, Tosyalı Holding kuruluşu olan Tosçelik, çevre ve sanayi müsteşarları tarafından örnek gösteriliyor.. Umut verici ve ileriye dönük kalkınmayı artıran sözler.Fatih Tosyalı’nın konuşmasına dönersek.Teması dediğim gibi “AB’yle köprü kurmakla” ilgili.Tosyalı ailesinin geleneğinde bugün ile gelecek arasında “köprü kurma” zaten var olan bir şey.MÜSİAD Hatay Şube Başkanı Fatih Tosyalı buna örnek olarak, AR-GE’yi gösteriyor, çağdaş sanayi politikalarından sözediyor.Tosyalı, İskenderun yolunu geleceğe doğru açıyor.***Bu arada AK Parti Hatay Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün şu sözleri çok anlamlı:”AB mevzuatlarını çok iyi bilmeliyiz. 2009 tarihini bir kenara not edin. Çevresel kapasitemizi o tarihe kadar yeterli bir seviyeye çekmeliyiz. Yoksa, 2009 bizim için kabus olur. Herhalde bunu hiçbirimiz istemeyiz. Çevre artık sanayi ile eşdeğer olmalıdır”.Aslında sayın Öztürk’ün bu açılımı, KYOTO Protokolü’nü de kendiliğinden rafa kaldırıyor.Çünkü hazır bir seviyeye geliyoruz..Hayal ve cesaretin yan yana gelmesi gibi.İşte tam bu noktada, AB ile köprüleri kurmakta zorlandığımızı hatırlatıyor müsteşar yardımcıları..”Avrupa sadece coğrafi bir konsept olamaz. Değişik kültürleri kucaklamasını, onlarla köprü kurmasını bilmek zorunda. Biz Türk sanayicileri olarak, 50 yıl sonrasına bakmak zorundayız” diyorlar.Müsteşar yardımcılarını dinlerken ne düşündüm biliyor musunuz?Keşke tüm bölge sanayicileri, ayrıntılarla işlenmiş AB coğrafyasındaki yerimizi, tutumumuzu dinlemiş olsalardı.Sayın Öztürk’ün de, son derece felsefi bir dille anlattığı “çevre” meselesine kulak verselerdi.
KAYMAKAM HOROZOĞLU’NUN SORUSU!İskenderun Kaymakamı Sayın Cengiz Horozoğlu, yine samimi ve doğaldı seminerde.. Aktif bilgi akışının tam kalbinde..Dikkatli ve hizmet açılımının sonuçlarıyla alakalı..Türkiye’deki gelişmeleri, AB ilişkilerini, İskenderun’u yakından izliyor.Kaymakam Horozoğlu, konferansın bir yerinde müsteşar yardımcılarına şu soruyu yöneltiyor:“İskenderun sanayi şehri ama iki önemli bakanlığımızın müdürlükleri Antakya’da.. Temsilcilikler’i İskenderun’a getirmek için il olmayı mı beklemeliyiz?”Müthiş akılcı bir soru..Bölgesel Kalkınma Ajansı talebinden sonra, suskun kaldığımız bir dönemde yine yerinde bir soruyla dalıyor meselenin özüne..Şunu söyleyebilirim ki, hepimiz bu ayrıntıyı atladık ya da bir şekilde unuttuk..Doğrusu, aklımıza gelmedi..Aslına bakarsanız, Kaymakam Horozoğlu’nun amacı, İskenderun’un dış politika sorunlarını tartışmak, çözümler üretmek.Şöyle düşünüyorum.Kaymakam Horozoğlu’nun, “Bölgeye katkı projeleri” ile Müsteşar yardımcıları ile milletvekillerimizin geleceğe kurduğu “AB köprüleri” pekala buluşabilirler.
FARKI SİZ BULUN!
Asi Dizisi’nin çekimleri yapılıyor, nerede?- Hoşgörü kenti Antakya’da..Asi dizisi oyuncuları söyleyişi yapıyor, nerede?- Antakya MKÜ’de..Atiye Deniz hayranlarıyla buluşmuş, nerede?- Medeniyetler şehri Antakya’da..Bahar şenliklerinde ünlü rockçu furyası esmiş, nerede?- Dinler diyarı Antakya’da..Okan Bayülgen, sevenleriyle kucaklaşmış, nerede?Yine Antakya’da..Bu şehrin adını iyi ezberleyin!Sanat orda..Kültür orda..Valilik orda..Medeniyet orda..Hoşgörü orda..Özel İdare orda..Önemli iki bakanlığın temsilciliği de orda..Konserler orda..En baba şenlikler orda.. Hizmet orda..Hayat orda..Orda oğlu orda!***Koca İskenderun’da birşeyler olmuyor mu zannediyorsunuz?Hem de neler oluyor neler..Siyasette gerilim burda..Yarım kalım hizmetler burda..Dünyasını götürenlerin, ama yaralı parmağa merhem olmayanların çoğunlukta olduğu kent burda..Dedikoduyla iş yapan korkaklar burda.. Üç kuruşa onurunu, haysiyetini, itibarını satan kimlikler burda..Burda oğlu burda!Güzel şeyler de oluyor elbet..MÜSİAD’ın toplantısı vardı geçen gün..AB öncesi ve sonrası avantajlar tartışıldı..300 bin nüfusumuza baktığımızda, Antakya’da varolan iki bakanlığın temsilciliğinin neden İskenderun’da konuşlanmadığını sormak yine Kaymakamımız Cengiz Horozoğlu’na düştü..İl olmamız gerektiğini ince bir nüans farkıyla akıllara getiren yine Sayın Horozoğlu oldu..Peki sormazlar mı?İskenderun’da hep birkaç isim çabalarkan, diğerleri ne iş yapar diye..Seminerlere ilgisiziz..Konferanslara duyarsızız..Siyasete uzağız..Olup bitenlere seyirciyiz..Ama şahsi menfaatler söz konusu olunca, mangalda da kül bırakmayız!Soruyorum işte:Ne işşşş!!!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.