ABD EMPERYALİZMİ VE İŞBİRLİKÇİLERİ

ABD EMPERYALİZMİ VE İŞBİRLİKÇİLERİ

ABD vampir gibi tüm dünyanın kanını emiyor.

Kapitalist düzenin tüm manevralarını yapıyor.

Kendi anayasal düzenlerini; her şartta, her koşulda ne pahasına olursa olsun ABD’nin ulusal çıkarları üzerine inşa etmişlerdir.

Bu düzen sadece ABD içinde değil, dünyanın hatta uzayın tüm derinlikleri için geçerliliği var olan bir düzendir.

Onun için, dilediğinde oyun kuruyor, oyun bozuyor.

Dilediğini oyuna katıyor, dilediğini oyundan çıkarıyor.

Sömürmekten ve menfaat gözetmekten asla vazgeçmiyor.

Güçlülerle aynı kulvarda yürüyor ve onlarla dünyanın değişik bölgelerinde, bölgesel paylaşım sergiliyor.

Zayıf yada henüz palazlanmaya başlamış ülkelere diz çöktürüyor.

Ülkelere yeni rejim monte ediyor.

Kardeşi kardeşe kırdırmaktan ve nifak sokmaktan asla geri kalmıyor.

Kan emiyor kan!.. bu aşağılık vampir bozuntuları.

Kafa kaldıranın kafasını kırıyorlar.

Vücuda giren mikrop gibi tüm bedeni sarıyor ve o bedeni çürütene kadar bırakmıyor namussuzlar.

_______________

Sözde; Türkiye onların stratejik ortakları ve her zaman Türkiye ile iş birliği içerisinde olmuşlar, olmaya da devam edecekler diye beyanatlarda bulunuyorlar.

Yalan.. bütün söylemleri yalan..

Türkiye’ye tarih boyunca en büyük kazığı da onlar atmıştır,atmaya da devam ediyorlar…

Güçlü oldukları doğru ama dünya üzerinde ki tüm söylemleri yalan.

Milletçe genel olarak hayranlık duyuyor olabiliriz ama ülkemizin ve bölgenin bu halde olmasının baş aktörü ABD ve onun aşağılık işbirlikçileridir.

Bunu da unutmamalıyız.

Bu işbirlikçiler ABD’nin kucağına oturmuş, tam teslimiyet üzerinden varlıklarını sürdürüyorlar.

Bu işbirlikçiler var olmak adına kapalı kapılar ardında vermedikleri taahhüt kalmamıştır.

Bir kısmı da kapalı kapıya gerek duymaksızın, alenen tüm dünya kamu oyu önünde kendilerini ifşa etmişlerdir.

________________

Bu işbirlikçi alçaklar hem iki yüzlü hem de ülkelerini satan hainlerdir.

İslam ülkeleri içerisinde ABD’ye kayıtsız şartsız teslim olmuş “sözde Müslüman, özde Kafir” bir çok ülke mevcuttur.

Allah,Kitap,Muhammed,Din,İman söylemlerini kendi uluslarına sürekli zikreden ama dışarıya karşı her tür “yavşaklığı” sergileyen aşağılık ülke idarecileri var oldukça, bu ABD bu Müslüman ülkelerinin sırtına binmeye devam edecektir.

Müslüman ülkelerin içerisinde Mezhep farklılıklarına göre ABD’ci yada karşıt ülkeler mevcuttur.

Dik duran, inancını ve ülke birliğini ayakta tutmaya çalışan nadir ülkeler vardır.

Bu ülkeler ABD emperyalizmine karşı her daim tek vücut olmuştur.

Olmaya da devam etmektedirler.

Müslüman ülkelerin geneli kaypak olmasalar( ifademi mazur görün).. “KIÇ kadar İsrail’i OSURUK’la boğarlar”.

Söylemleri ile uygulamaları tutarsız olduğundan riyakar , sahtekar ve korkaklar topluluğu olarak kendilerine yer edinmişlerdir.

Bu meziyetleri; İsrail’i orta doğunun kabadayısı haline getirmiştir.

İsrail ;ABD’nin çıkartması,orta doğudaki temsilcisi olmuştur.

Bu temsilciliğinin verdiği şımarıklıkla İslam alemine durmadan çakıp duruyor..

Ne yapıyor sözde Müslüman Ülkeleri?

Havanda su dövüyor,soğan erkekliği yapıyor,O kadar…

Müslüman ülkeler öncelikle kendi aralarında samimi davranmalıdır,adam olmasını öğrenmelidir.

İslamiyeti ve Müslümanlığı gerçek manada içselleştirebilmelidirler.

Mangalda kül bırakmayan, esip gürleyen ifadeler beş para etmeyecek ölçülerde kabul gören fasa fiso tepkilerdir.

Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu İslam İş Birliği Teşkilatı (İİT) ülkeleri kağıt üzerinde kararlar alıyor.

Deklare ediliyor hem de en üst perdeden.

Peki bu iki ülkenin ürettiği ve pazarladığı ne varsa kullanmaktan ve tüketmekten de imtina ediyorlar mı?

Etmiyorlar,edemiyorlar..

Yani, samimiyetten uzak içi-dışı ayrı söyleyen tutumlar sergileniyor.
Ülke olarak bizde dahil milyarlarca doları onlar için harcıyoruz.

Ekonomimizi de onlara peşkeş çekmişiz,onlara emanet etmişiz.

Merak ediyorum;o bağıran çağıran hikayeden Müslümanlar, bu ülkelerin ticari mallarına karşı boykot yapabiliyor mu?

KUDÜS olayında en fazla bağıran çağıran ülke olarak bizler İSRAİL ve ABD ile ilişkileri kesebiliyor muyuz?

ABD’ye ve onun çıkartması İSRAİL’e karşı posta koyabiliyor muyuz?

Yaptırımlarda bulunmak için ulusal seferberlik ilan edebiliyor muyuz.

Haydi buyurun samimiyet testine var mısınız?

Ondan sonra çıkacaksınız “KUDÜS” İslam aleminin olmazsa olmazıdır diyeceksiniz.

Geçin bu işleri geçin artık…

Korkarım sırada “KABE” var…

Yazın bir tarafa..

Önceki İçerikHbb’den Ücretsiz Resim Kursu
Sonraki İçerikGeleceğin kadın mühendislerine tecrübelerini anlattı
1967 İskenderun doğumlu.Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü mezunu.