Hatay Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Adına Kom.Başk.Av.Meral Asfuroğlu açıklamasında:” 25 Kasım tarihi, Dominik Cumhuriyeti’nde 1930-61 yılları arasında ülkeyi yöneten diktatör Rafael Trujillo tarafından 1960’ta katledilen 3 kadın aktivist olan Mirabal kardeşler anısına Birleşmiş Milletler tarafından “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak belirlendi. 25 Kasım’ın sembol isimleri olan Mirabal kardeşlerin en temel hakları olan özgür düşüncelerini ifade etmesine karşı uygulanan şiddet aslında bugün dünyadaki milyonlarca kadına uygulanandan farksız. Eşine düşüncelerine açtığında dövülen, ailesine aklından geçenleri söylediğinde ‘cezalandırılan’, hatta bazı ülkelerde toplum içerisinde kendisini ifade ettiği için linç edilen kadınların hepsi,yani kızlar,anneler,kız kardeşler,eşler maalesef hala Mirabal kardeşlerin kaderini paylaşıyor.
2014 yılında Işid’in Suriye ve Irak’taki kadınlara uyguladığı zulüm yüzbinlerce kadının vahşice öldürülmesi, tecavüze uğraması ve köle olarak satılmasıyla sonuçlandı. Nijerya’da Boko Haram’ın 2014 yılındaki tek bir eyleminde 300 kız çocuğunu kaçırıp öldürmesi, tecavüz etmesi ve köle olarak satmasına dünya seyirci olarak kaldı. Yine 2014 yılında daha önce de toplu tecavüzlerle gündeme gelen Hindistan’da, babasının dövülmesine karşı gelen kızın onlarca erkeğin tecavüzüne uğrayıp öldürülmesine dünya tanık oldu. 2014’te İran’da kendisini korumak için tecavüz saldırganını öldüren Reyhane Jabbari suçlu bulunarak idam edildi, dünya sadece seyretti. Peki ya biz? Türkiye’de her gün ortalama 4 ila 5 kadın ailesi ya da eşi tarafından öldürülüyor! Peki kadına şiddet sadece ona fiziksel müdahale midir? Kadına uygulanan manevi şiddet de ülkemizde çok fazla sayıda kadının mağduriyeti ile sonuçlanıyor. Türkiye’de kayıt dışı çalışan kadın sayısı toplam 5.000.000 civarında. Türkiye’de iş arayan kadınların sadece %26’sı iş bulabiliyor. Dünya genelinde her 4 kadından biri aile içi şiddete uğruyor.Dünya genelinde her üç kadından biri tacize uğruyor. Ve yine dünya genelinde cinayete kurban giden kadınların yarısı aile içi ve yaşadıkları ilişkilerde gördükleri şiddet sebebiyle yaşamını yitiriyor. Her yıl milyonlarca kadın erkek şiddetine maruz kalıyor. Bu eyleme maruz kalan kadınların büyük bir bölümü ölmeden kurtulmuşsa,hayatları boyunca acı çekiyor.
Türkiye’de her yaştan kadınlar babaları, kardeşleri, eşleri, sevgilileri ve hatta hiç tanımadıkları erkekler tarafından dövülüyor, yaralanıyor, öldürülüyor.
Ülkemizde her yıl yüzlerce kadın öldürülüyor ve kadın cinayetleri artarak devam ediyor. Kadınlar,çocuk gelin adı ile istismara uğramaya devam ediyor.Kıyafetinden dolayı fiziksel şiddete maruz kalabiliyor.Ülkemizdeki kadın cinayetleri,tacizler,tecavüzler,istismarlar hepimiz için bir utanç kaynağı olmaya devam ediyor.Bütün bunlar yetmiyormuş gibi,bazı milletvekilleri Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı’na geçici madde eklenmesi amacıyla verdikleri önergeyle çocuğun rızası varsa failin cezası ertelensin şeklinde düzenleme talep ediyor.Tecavüzü aklama yasasına,çocuğa tecavüz eden failin en ağır ceza ile cezalandırılması yerine,evlilikle ödüllendirilmesine şiddetle karşıyız.Bu yasanın teklifi dahi kadına yönelik en ağır şiddettir.Artık kadınlarla,kadınların evliliği,giyimi,makyajı,kahkahası ile uğraşmayı bırakın.
Biz Hatay Barosu Kadın Hukuku Komisyonu olarak,25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde de,bu güne kadar yaptığımız gibi, ülkemizde kadına yönelik şiddet,taciz,istismar,tecavüz son buluncaya kadar mücadele etmeye,kadınları şiddet ve şiddetin önlenmesi ile hakları konusunda bilinçlendirmeye ve bilgilendirmeye devam edeceğimizi kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz.” dedi.
