ÜLKEMDE SİYASETİN KASVETİ

ÜLKEMDE SİYASETİN KASVETİ…
Siyaset; tüm dünyada toplumların sıkıntılarını gidermek ve o toplumların dokusuna göre daha insani yaşamak için metotlar geliştirir.
Ülkemde Siyasetçiler, Siyaseti kendi konumlarını korumak ve daha da güçlendirmek için metotlar uyguluyorlar dersem haksızlık etmiş sayılmam sanırım.
Söylemlere bakıldığında, siyasiler ;güya milletin hizmetkarı, milletin emrinde olan ve milleti için nefer olmuş kişilerdir.
Samimi ifadeler mi bunlar?
Değil.
Kesinlikle değil.
Samimiyetten uzak ve daha kötüsü alay eder ölçüde.
Çünkü, icraatlarında yok öyle bir şey.
Her siyasi, aldığı görev ölçüsünde, kendine göre bir dünya oluşturuyor.
O siyasi, kendi dünyasında olmasını istediği zihniyetleri barındırmakla beraber, kendini daim kılacak her yolu kendine mübah görüyor.
Toplum, onun için ikinci,hatta üçüncü sırada.
Yani bir kandırmaca dır gidiyor…

Siyaset ısındı, ısınmaya da devam edecek.
Ülkem; sözde “Demokratik” bir seçime doğru yol alıyor.
Öylemi?
Elbette değil.
Demokratik olmaktan çok uzak ne yazık ki.
Niçin bu kanıda olduğumu sizlerle paylaşayım:
İktidar, iktidar olmanın nimetlerinden her anlamda faydalanıyor.
Kendilerine göre oluşturdukları mekanizmaları sonuna kadar kullanıyorlar.
Yazılı ve görsel basının büyük bir kısmını hakimiyetleri altına alarak propagandalarını aleni bir şekilde fazlasıyla yaptırıyorlar.
Muhalefete verilen süre ise devede kulak.
İktidar yarışa 3-0 önde başlıyor.
Neredeyse hükmen galip dersiniz.
Başbakan çıkıyor konuşuyor,sözcüsü çıkıyor konuşuyor yetmedi bakanları konuşuyor hepsini teyit etme babında veya eksik kalanları konuşmak adına Cumhurbaşkanı çıkıyor konuşuyor.
Cumhurbaşkanı oy istiyor,her ortamda 400 milletvekili istiyor düşünebiliyor musunuz.
Bu durum, bir günlük akış şeklimi ?
Hayır; istinasız her gün böyle.
Hangi TV kanalını açsanız manzara aynı.
Toplum üzerinde bırakılmaya çalışılan algı ortada.
Biz güçlüyüz,biz ne dersek o olur.
Bizimle birlikte olmayanı ve bize çalışmayanı af etmeyiz.
Allah vere farklı bir yere yönelin, hesabını sorarız cinsinden algılar yaratılıyor.
Toplum bu algıdan ve yaratılan bu korkudan nasibini yeterince alsın diye her türlü gayret gösteriliyor.
Bu tavırların amacı nedir?
Tabi ki bulundukları konumu ve sahip oldukları gücü perçinlemek.
Saltanat var,sefahat var; tatlı hayat oh ne rahat.
Rüya gibi vallahi!..
Millet karabasan mı görüyor,kan ter içerisinde mi uyanıyor kimin umurunda…
Hayat alt-üst mü olmuş,anası mı ağlamış hepsi beyhude şeyler…
Velhasılı kelam..
Dostlar;
Biz Halkız ,Biz gücüz,Biriz,Bütünüz öylede olmamız lazım.
Bizimle alay edenlere bizleri arka bahçesi görenlere ve gayri samimi olanlara dur dememiz ve al aşağı etmemiz gerekir.
Değerlerimizi sömürmelerine asla izin vermememiz gerekir.
Sırtımıza basarak saltanat yaşayanlara ve yaşama hesabı olanları sandığa gömmek boynumuzun borcu olmalıdır.
Siyaset, siyasilerin saltanatı için değil;siyaset, toplumun refahı,mutluluğu ve onurlu yaşam sürmesi için yapılır.
Yanılıyor olabilirmiyim…..

Önceki İçerik18 MART ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ VE ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ
Sonraki İçerikBAŞKANDAN TALİMAT; VATANDAŞIN DERDİ DERDİNİZ OLSUN
1967 İskenderun doğumlu.Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü mezunu.